Bağımsız Beşiktaş Belediye Başkan adayı Nasuh Mahruki: Potansiyel yabancı savaşçı Suriyeli ve Afganlar depremden daha büyük tehlike

Bağımsız Beşiktaş Belediye Başkan adayı Nasuh Mahruki: Potansiyel yabancı savaşçı Suriyeli ve Afganlar depremden daha büyük tehlike

AKUT’un kurucularından Bağımsız Beşiktaş Belediye Başkan adayı Nasuh Mahruki, beklenen İstanbul depreminde oluşacak güvenlik açığına dikkat çekerken “İstanbul depremi yaşansa başımızda bizi koruyacak bir ordu yok. Suriyeli ve Afganlar var. Hepsi erkek, hepsi asker. Hepsi potansiyel yabancı savaşçı. Türk ordusu 600 bin kişi. Belki 6 milyon asker var ülkede. Yabancı asker var. Dünyanın en aptalca şeyidir yabancı askeri ülkene sokmak. Daha büyük aptallık olamaz” dedi.

tolga-sahin.jpg

YENİÇAĞ/ TOLGA ŞAHİN- ÖZEL HABER

17 Ağustos 1999 depreminde gösterdiği üstün performansla büyük takdir toplayan AKUT’un kurucularından Beşiktaş’tan bağımsız belediye başkan adayı olan Nasuh Mahruki, Yeniçağ’dan Tolga Şahin’e yaptığı açıklamada, beklenen büyük İstanbul depremindeki büyük tehlikeye ve 6 Şubat depremlerindeki eksikliklere dikkat çekti.

“YABANCI ASKERİ ÜLKENE SOKMAKTAN BÜYÜK APTALLIK YOK”
Askerin geri plana alınmasının 6 Şubat’ta ölümcül sonuçlara neden olduğuna dikkat çeken Mahruki, “İstanbul depremi yaşansa başımızda bizi koruyacak bir ordu yok. Suriyeli ve Afganlar var. Hepsi erkek, hepsi asker. Hepsi potansiyel yabancı savaşçı. Akıl almaz bir tehlike bu. Depremden daha büyük bir tehlike. Bir düğmeye basarlarsa, kimse durduramaz onları. Deprem öncesi, sonrası, her hangi bir durum için geçerli bu. Türk ordusu 600 bin kişi. Belki 6 milyon asker var ülkede. Yabancı asker var. Dünyanın en aptalca şeyidir yabancı askeri ülkene sokmak. Daha büyük aptallık olamaz” dedi.

whatsapp-image-2024-02-27-at-15-10-14.jpeg

“KAMU DÜZENİ OLMAYAN YERDE HER ŞEY OLUR”
6 Şubat depremlerinde askerin geri planda bırakılmasıyla ilgili de konuşan Mahruki, “Malatya’da 2.ordu var çıksaydı sonucu değiştirdi 6 Şubat’ta. Gerçi asker güçlü kabiliyetini de kaybetti. Eskiden bu Emasya Protokolü çerçevesinde, DAFYAR taburları ve DAFYAR planları vardı. DAFYAR taburları dediğim, Kara Kuvvetlerine bağlı 1000, 1500 kişilik birliklerden oluşuyordu. Her askeri birliğin içerisinde özel ekiplerdi bunlar. Haftanın bir günü doğal afet eğitimi alırlardı ve kendi sorumluluk alanlarındaki bölgelerde planlamışlardı her şeyi. Hangi köye, hangi birliğin depremden sonra gideceği belliydi. Hangi meydanı, hangi yolu, hangi askeri birliğin gidip kontrol altına alacağı belliydi. Önce emniyeti ve asayişi sağlayacaksın afetlerde. Çünkü kamu düzeni, kamu otoritesi ortadan kalktığı andan itibaren neyin olacağı belli olmaz. Yani taciz, tecavüz, şiddet, hırsızlık, yağma, kaçakçılık her şey olur” ifadelerini kullandı.

whatsapp-image-2024-02-27-at-15-09-10.jpeg

“6 ŞUBAT’TA ÇOK DAHA FAZLA İNSAN KURTARILIRDI”
Mahruki sözlerini, “Doğal afet yardım planları vardı. Bu plana göre hareket ediyorlardı. Şimdi bu planı ortadan kaldırınca, asker bir sürü eleştirinin ardından çıktı ama plansız çıktı, geç çıktı. Dolayısıyla çok işe yaramadı. 17 Ağustos’ta 10 bin 528 yurttaşa dokunan, kurtaran o ilk saatlerde Türk Silahlı Kuvvetleri, sadece 327 kişiyi kurtarabildi, sadece 327. 10 bin kişi az. Ki çok fazla sayıda insan enkaz altında kaldı. Ordu 17 Ağustos’taki aynı performansı gösterseydi. 10 bin değil belki 20-30 bin daha fazla insan kurtarabilirdi. Burada sayı vermek doğru değil aslında çok spekülatif bir alan ama neticede kesinlikle çok daha fazla insan kurtarırdı. Beklenen İstanbul depremine ve diğer afetlere karşı yapacağımız ilk iş, Türk silahlı kuvvetlerini afetlerle mücadelenin asli unsuru haline getirmek zorundayız. Asker olmadan afetlerde çok daha ağır bedel öderiz. Önümüzde işte 6 Şubat yaşadık bunu. 17 Ağustos’un farkı, asker vardı, evet AKUT vardı ama asker ve AKUT’un olması çok önemliydi orada” ifadeleriyle sonlandırdı.

TÜRBAN TARTIŞMASIYLA İLGİLİ DE KONUŞTU
Beşiktaş Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Nasuh Mahruki türban hakkında yaptığı açıklamalar ile gündem oldu. Nasuh Mahruki, CHP’li isimlerin tepkilerini çeken türban tartışması hakkında da konuştu. Mahruki, CHP'den gelen tepkiler sonrası Yeniçağ'dan Tolga Şahin'e yaptığı açıklamada şu şu ifadelere yer vermişti:

“CHP şunu kaçırıyor hep: Aslı varken taklidini kimse almıyor. 1950’lerden beri CHP hep dinci siyasete tavizler vere vere buralar geldi.

Ama hiçbir şekilde o tarafın oyunu kendine çeviremedi. Üstüne üstlük kendi tarafındaki insanları kırdı üzdü. Laiklik diye bir kavram var bu ülkede; Cumhuriyetin üzerine kurulduğu temel ilke..

Bunu savunmazsan, Cumhuriyeti, demokrasiyi savunamazsın. Kİ bu iş laiklikle başlıyor. CHP kendi kitlesini kaybediyor. İdeolojik kopuş yaşıyorlar.

Laiklik geride kalmış, gerici arkaik değil. Laiklik özellikle kız çocukları için korunması gereken bir değer. Şu an siyasi bir mücadele içindeyiz, rakibiz sonuçta. Savaşta her şey mübah derler ya, tepkileri böyle yorumluyorum.

Tepki gösteren CHP’liler gerçekte böyle mi düşünüyor bilemem.

“TÜRBAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLIYOR”

Benim türbanla ilgili görüşlerim hiçbir zaman değişmedi. Başından beri türbanı siyasal İslam’ın sembolü olduğunu söylüyorum. Türkiye’de türban, maalesef kadını 2. sınıf gören, metalaştıran, özgürlüğünü kısıtlayan özgürlük diye sunuluyor ama özgürlüğünü kısıtlıyor.

Kadının türban takması bir problem değil aslında. Kadın türban takınca kız çocuğundan başlıyorlar. Benim itirazım işin bu tarafına.

Türbanı normalleştirdiğin zaman, mahalle baskısı ile maalesef küçük yaşlardan itibaren iktidarın da bu konuda dayatmacı bir politikası var. 5 yaşında çocuğa türban takıyorlar. Ben buna itiraz ediyorum. Yetişkin kadınların türbanı normalleştirmesine, kız çocuklarının başörtüsü ile hayata başlamasını.

İleride de türbansız bir hayatı hayal edememesine neden oluyor. Bu konuda endişe taşıyorum İtirazım bunlara.

ÇOCUK AYIRT EDEMEMEYE BAŞLIYOR

Çocuğun beynini küçükken yıkamaya başladığında soyut düşünme kavramını bilmeyen, doğru ile yanlısı iyi ile konuştuğu ayırt edemeyen gerçekle fanteziyi hayal edemediği yaşta çocuğun beynine enjekte etmeye başladığın zaman bu fikirleri.. Bitti.. Çocuk bir daha kurtulamıyor.

TÜRBAN KURAN’DA DA YOK

Türbanı savunuyor ama türban Kuran’da da yok. Varsa bizde savunalım ama yok!

Kadının tek bir kılı görünmeyecek diye bir şey Kuran’da yok! Bu tartışma çok gereksiz uzadı..

Ben doğru bildiğimi söylemekten başka bir şey yapamıyorum.”

İlgili Haberler