“Avrupa, artık ABD’nin köpeği olmak istemiyor!”
Fransa’da Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Jean-Marie Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi yüzde 31,50’lik oranla ve açık ara farkla ilk sırayı alırken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Rönesans yüzde 15,2’lik oranla ikinci oldu.
Veryansın tv’nin haberine göre partisinin açık farkla yenilgiye uğramasının ardından açıklamalarda bulunan Macron, sonuçların “Avrupa’yı savunan partiler için iyi olmadığını” kabul etti ve 30 Haziran-7 Temmuz tarihlerinde erken seçime gidileceğini duyurdu.
İtalya’da iktidarını büyük ortağı Başbakan Giorgia Meloni’nin partisi İtalya’nın Kardeşleri yüzde 27,7’lik oy oranıyla ilk sırada yer aldı.
Almanya’da AP seçimlerinde Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) yüzde 23,7, Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) yüzde 6,3 ile toplamda yüzde 30 oya ulaşarak seçimi birinci tamamladı.
AP seçimlerinde aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ise geçen döneme göre oylarını 4,9 puan artırdı ve yüzde 15,9’la ikinci oldu.
Almanya’da koalisyon hükûmetinde bulunan Yeşiller, geçen seçime göre 8,6 puan kaybıyla büyük hezimet yaşadı.
Muhalefet partileri, Başbakan Olaf Scholz’un güven oylaması yapması gerektiği yönünde açıklamalar yaptı.
Belçika Başbakanı Alexander de Croo, ülkesindeki genel seçimde partisi Flaman Open Vld’nin başarısızlığından duyduğu üzüntüyü ağlayarak dile getirdi ve istifa edeceğini bildirdi.
İlk sonuçlara göre federal parlamentoda sağ eğilimli milliyetçi Flaman N-VA seçimi önde tamamladı.
Avusturya’da da aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) 6 milletvekilliği kazanarak ilk sıraya yerleşirken onu 5’er milletvekilliği ile EPP ve S&D izledi, Yeşiller ve RE ise 2’şer sandalye sahibi oldu.
Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerinde de benzer sonuçlar alındı.
***
Yazar Nihat Genç, konuyu “Avrupa artık Amerika’nın köpeği olmak istemiyor!
Almanya, esaretten ve Siyonizm köleliğinden kurtulmak istiyor!
Millî değerlerin, millî korumanın, millî savunmanın, millî direncin, millî duvarların inşa edileceği, vatandaşlık, göçmenlik, mal edinme, servet, vergiler vs. gibi en temel yasaların yeniden yazılacağı yeni bir dünyaya giriyoruz!” diye yorumladı.
***
2013 yılında Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'nda çalışırken yasa dışı ve geniş kapsamlı izleme programlarını ifşa eden ve Rusya’ya sığınan Edward Snowden, “Savaş yanlısı politikacılar AB seçimlerinde çok sert bir şekilde cezalandırıldı. Biden için de iyiye işaret değil. Belki de barışa bir şans vermenin zamanı gelmişti.” diye mesaj yayınladı.
***
Emekli Amiral Cem Gürdeniz ise Avrupa Parlamentosu seçimlerini şöyle değerlendirdi:
“Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ABD’nin Biden önderliğindeki Neocon politikalarına kayıtsız şartsız destek veren iktidarlar ciddi oy kaybetti. Kısacası ABD için bedel ödemeye, kayıtsız şartsız savaş hazırlığına uzak durduklarını gösterdiler. Avrupalılar diğer yandan göçmen istemediklerini bir kez daha oylarıyla beyan ettiler. Göçmen krizlerinin tümünün köklerinin ABD’nin tetiklediği Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesine dayandığı ortada. Halkının refahını düşünen ve Amerikan maceracılığından uzak durmayı hedefleyen kitlelerin keskin bir dönüşle milliyetçiliğe dönüşü çok önemli bir gelişmedir. Görünen o ki Avrupa’daki bu dönüşü ABD yanlıları aşırı sağın yükselişi olarak damgalayacak ve eleştirecektir. Gerçekte Avrupa halkı kendi çıkarlarını ABD ve NATO çıkarlarının üzerinde tuttuklarını gösterdiler.
Macron için bu dehşet hezimet aynı zamanda ABD için de hezimettir. Fransa halkı yeter demiştir.
Bu seçimlerden Türkiye’nin de çıkaracağı dersler vardır. Türkiye’de iktidar ve muhalefet hâlen iki elleriyle Amerikan politikalarına tutunmuştur. En önemlisi Avrupa’nın göçmen deposu olmayı finans karşılığında ve geri kabul anlaşmalarıyla kabul etmiştir. Bu politikaların Avrupa’da yarattığı tepkiler mutlak surette Türkiye’de de ortaya çıkacaktır. Türkiye bu gelişmelerden ders çıkarmalıdır. Siyasette yeni oluşumlara hazır olmak gerekir. Esas olan Mustafa Kemal rotasında ilerlemektir.”
***
Aslında daha önce de belirttiğim gibi Türkiye’deki son yerel seçimlerde de ABD güdümlü ensar-muhacir veya hicret politikalarına tepkiler büyük rol oynamıştır. Sorun şu ki, Türkiye’nin alternatifi olması gereken CHP de Amerikancı çizgide ısrar etmektedir. Ümit Özdağ liderliğindeki Zafer Partisi, Türkiye’nin istila edilmekte olduğunu görerek bu sosyolojik zemin üzerinde siyaset yaptığı için alternatif parti olmaya doğru gitmektedir.