Fatih Erboz / ANKARA
Ekonomik krizle birlikte gelen iflaslar ve borç batağı intiharı tetiklerken, çaresizlik içinde kıvranıp bunalıma girenler antidepresan satışlarını patlattı.
Aynı zamanda kalp damar cerrahı olan CHP'nin Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, "Borca giren vatandaş sakinleştirici ile yaşıyor. Psikiyatri doktorlarının kapıları bunalım geçiren vatandaşlarla dolu. İşsizlik insanlarımızı giderek çıkmaza sürüklüyor" dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, işsizlik ve borç yükünün insanların ruh sağılığını bozduğunu ve bunalıma sürüklediğini söyledi. Ayın zamanda kalp damar cerrahı olan Yılmazkaya, "Borçlarından dolayı ve varlık yönetim şirketlerinin insanlara telefon etmesinden dolayı vatandaşların sıkıntıya girdiği yönündeki duyumu aldıktan sonra konuyu araştırdık" dedi. Yılmazkaya, şunları söyledi: "Bununla ilgili olarak geçtiğimiz yıl bir araştıra önergesi de verdim. Bu konunun uzun zamandır takipçisiyim ama bu sene tekrar şikayetler arttı. Bu sene tekrarlıyoruz, nedeni ise toplumda borçlular artıyor. Borçlu sayısı arttıkça, insanların bunalım ortamları da artıyor. Varlık yönetim şirketleri borçluları arıyor, '100 bin lira borcunuz var ne zaman ödeyeceksiniz' diye, adam ödeyemiyor, 'bunu 50 bin lira yapalım' diyorlar, o da yok, '30 bin lira yapalım' diyorlar, o da yok. Bir kişi ile anlaşmışlar, kişi borcunu ödemiş, sonra tekrar ödemişler, 'bu kadar borcunuz duruyor, faizi de bu kadar' demişler. Ortada tuhaf bir durum var. Buna mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor."
Borç nedeniyle insanların sağlığının bozulduğuna dikkat çeken Yılmazkaya, "Allah kimseyi borçlu düşürmesin hele ki içinden geçtiğimiz süreçte. Kredi kartları borcu ve kredi borçları varlık şirketlerine devredilince insanlar beziyor çünkü insanları üç ayrı yerden arıyorlarmış. Örneğin biri Kahramanmaraş'tan, biri Adana'dan, biri İzmir'den arıyor, garip bir durum. Mesaj çekiliyormuş, 'borcunuz şu kadar' diye. Böyle bir durum son zamanlarda çok anlatılıyor, buna dikkat çekmek gerekiyor diye düşünüyorum" diye konuştu.
Borçtan dolayı antidepresan ilaç kullanımının arttığını ifade eden Yılmazkaya, şunları kaydetti: "Bu konuda oran vermeyeyim ama bunalıma giren insanlar ister istemez artık çözüm bulabilmek için doktora gidiyorlar. Sakinleştirici alıyorlar. Psikiyatri doktorlarının kapılarının önü dolmuş. Bu durum her meslek sahibine göre değişmekle birlikte borç batağı içinde ki esnaf ve iş adamının durumu iyi değil. Çözümsüz kalıyor bu insanlar. Daha kötüsü aile içi huzuru bozuyor, bu da aile içi şiddeti beraberinde getiriyor. Kredi kartı borcu olanların, kredi borcu olanların, borçlarını ödeyemeyen insanların sağlığını etkiliyor. Borçlarını ödeyemeyen insanların tahammül sınırları da azalıyor. Artık bunu trafikte kırmızı ışıkta beklerken bile görüyorsunuz. Aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet arttı. Bunların hepsinin temelinde dolaylı ya da dolaysız ekonomik durum yatıyor. Şizofren gibi organik hastalıkları kastetmiyorum burada. Onlar ayrı hastalıklar. Ruhsal bozukluğun en önemli nedenlerinden biri ekonomik sorunlar yatıyor. İnsanlar işsiz kaldıklarında bu durumu daha da sık gözlemliyoruz. İnsanların aile huzuru bozuluyor. İş arıyor, iş yok. Mühendis olan bir kişi bile sırf bu nedenlerle temizlik işçisi olup asgari ücret almaya razı oluyor. Bunu da yapamayanların sorunları artıyor. Şiddet beraberinde geliyor. İnsanlar iş bulabilse belki de sorunların önemli bir kısmı çözülecek. Terörün temelinde bile ekonomi var. Ekmek, aş bulabilen insanlar çocuğunu terör örgütüne ya da cemaatlerin yurtlarına teslim eder mi? Çocuk zeki aile fakir, ekonomik çözümsüzlük bu noktalara itiyor."