Anayurt Türkistan’dan Anadolu’ya yolculuk
Asırlar önce anayurt Orta Aşya’dan başlayan Türk göçü seneler boyu çeşitli aralıklarla devam etti. İlk göçler söylenildiği gibi belki kuraklık belki de Türklerin kabına sığamayıp yeni ufuklarda yeni vatanlar edinme saikiyle gerçekleşti. Yakın zamanlardaki kimi göçler de, Türkistan’da işgale uğrayan vatanlarındaki zulme dayanamayan soydaşlarımızın son çare olarak yollara düşmesiyle yaşandı. Doğu Türkistanlı yazar-şair Nurala Göktürk’ün kaleme aldığı “Tanrı Dağlarından Erciyes’in Eteklerine Göç Hikayeleri” adlı kitabı böyle trajik bir yolculuğu gündeme taşıyor.
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları tarafından okurla buluşturulan kitapta Kızıl Çin’in zulüm ve işkencesi yüzünden vatanlarını terk etmek zorunda kalan Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın göç hatıralarına yer veriliyor. Nurala Göktürk’ün yaşayan tanıklarıyla görüşerek kaleme aldığı kitapta 1961’de Doğu Türkistan’dan Afganistan’a, 1965 Afganistan’dan Türkiye’ye göç edenlerin hikayelerine ayrıntılı biçimde yer veriliyor.
Doğu Türkistan’ın yüzlerce yıllık çilesinin kısa bir özeti olarak tanımladığı kitabı hakkında Narala Göktürk şunları söylüyor:
Ümit ederim ki kıymetli okuyucularımız göç hikayelerimizi okurken bizim duygularımızı kavrayabilirler. Göç hikayeleri; sadece benim hikayemden ibaret olmayıp bir devrin hikâyesi. Vatanlarını bırakmak zorunda kalanların, analarından evlatların kopmak zorunda kalanların maddi manevi bütün hatıralarından vaz geçenlerin, vatan için vatanlarından ayrılanların hikayesi.
Bir asra yakın zamandır feryatı figanları ayyuka çıkanların, sessiz çığlıklarını sağır vicdanlara duyuramayanların hikâyesidir.
Göç hikayemiz yarım asrı geçkin bir zamandır vatan hasreti çekenlerin, akrabalarının mektuplarına, seslerine, soluklarına, yüzlerine hasret kalanların hikâyesi.
Vatan bir insanın var olduğu toprağın adıdır, hayattayken ana, ata olan toprakların adıdır. Vatan hayatta iken üzerinde yaşadığımız ve öldüğümüzde ise bağrına gömülmeyi en çok arzu ettiğimiz Cennettin adıdır. Bu hasretin hikayeleri benim yazdıklarımla sınırlı değil elbette.
Tanrı Dağlarından Erciyes’in Eteklerine Göç Hikayeleri bizim hikayemizdir. İnşallah bu eser bir başlangıç olur göç hikayelerimiz daha geniş ve daha kapsamlı bir şekilde yazılır.
Bir ikincisi çıkıncaya kadar bu eser 1961 yılında Doğu Türkistan’in Yarkent, Kaşgar ve Gulca ve diğer şehirlerinden Afganistan’a ve 1965 ve 1967 yıllarında oradan devletimizce iskanlı göçmen olarak Kayseri’ye yerleştirilen Uygur Türklerinin hikayelerinden oluşmaktadır. Kitap, 1961 yılındaki göçler konusunda Türkiye’de yayınlanan ilk kitaptır. Ümit ederiz ki bu eser çok iyi bir senarist tarafından sinemaya uyarlanır ve filmleri yapılır..“
İletişim: nuralagokturk@hotmail.com
***
İlginç bir seyahatname
Gyula Nemeth’in 1912'de yayımlanan “Küçük Asya Gezisi” dönemi itibarıyla büyük ilgi görmüştür. Nemeth'in henüz ELTE Üniversitesi'nde görev yapmadığı dönemde kaleme aldığı bu gezi yazısı ve elli yıl yani yüz dönem bölüm başkanlığı yapacağı akademide imza attığı yüzlerce çalışma, Türklük biliminin saygın ve her daim hürmetle yad edilecek şeref kitabesine adının Türk mavisiyle yazılmasını sağlamıştır. Gyula Nemeth'in yeni Türkiye Cumhuriyeti'nde de Hungaroloji ve Türkolojiye hizmet eden Türklerdeki etkisine dikkat çeken İlber Ortaylı kitapla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: Bu seyahatname çok ilginç. Bir Hıristiyan Avrupalının ama her zaman için o diyarın değerlerini yüzde yüz paylaşmayan bir kavmin entelektüelinin Türkleri ve Türkiye 'yi anlatışı için ilginç bir örnek. Türkolojinin büyüklerini tanımak lazım.
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50