Allah aşkına, burada bir yanlışlık yok mu?

Bence:

Güzel zamanların yaşanması…

Güzel başarıların elde edilmesi…

İnsanın yüreğinde umudu taşıması, öyle hiç de kolay olmuyor.

*

Bunun böyle olduğunu da sanırım herkes biliyor.

Burada samimiyet gerekiyor…

Çaba gerekiyor…

Çok ama çok çalışmak gerekiyor…

İnanmak ve inandırmak gerekiyor…

Hoşgörü gerekiyor…

Ve elbette dengeli, eşit ve adil olmak gerekiyor.

İtibarı bilmek ve gereksiz itibardan ödün vermek gerekiyor.

*

Öfkeyi kontrol etmek gerekiyor.

Kim tarafından yapılırsa yapılsın öfke, ayrıştıran bir reflekstir.

O nedenle ya zaten yönetenlerin:

Sakin…

Geniş yürekli…

İnfiale neden olmayacak davranış…

Eylem…

Ve dahi söylem içinde olmaları gerekiyor.

Neden?

Mesele, memleket meselesi de ondan!

Mesele memleketin huzuru, gelişimi ve büyüyebilme meselesi…

Yurttaşlarının barış ve huzur içinde yaşayabilme meselesi de ondan!

Mesele, var olan bir sorunu görmezlikten gelmek değil, var olan sorunu akıl yoluyla ve dahi ortak akılla çözüme kavuşturma meselesi de ondan!

Belki de esas mesele bunları yapamıyor oluşumuz!

Esas mesele belki de bu.

Bu aklı veya ortak aklı bir araya getiremiyor oluşumuz belki de en önemlisi!..

*

Düşünüyorum da iktidar, bir türlü ön yargılarından arınıp da ortak akla yanaşmazken, sürekli olarak birbirlerini hat hot şeklinde baskı kurma çabası içinde!

Belki de esas mesele tam da burası!

Yanlış bir dilin kullanılıyor olması, belki de esas mesele!

*

“Devlet yönetmek, çok küçük ölçekte bir aile yönetmek gibidir.” dersem, çok mu saçmalamış olurum, bilmiyorum!

Ancak aile sorunlarıyla devletin sorunları arasında sadece ‘Büyüklük’ ve ‘Küçüklük’ farkı vardır, diye düşünüyorum.

Mantık ve işleyiş farkının olabileceğini pek sanmıyorum.

*

Devletin bütçesi olduğu gibi ailenin de bir bütçesi vardır.

Devletin parası hesapsızca harcandığında, bütçe nasıl açık veriyorsa, ailenin de parası hesapsızca harcandığında aile de açık verir.

Her iki taraf da sorumluluklarını taşıdığı vatandaşına ve/veya aile bireylerine karşı eşit, adil, paylaşımcı ve sahiplenici bir şekilde davranılmadığında, ailede de dirlik ve düzenlik bozulur, o devletin işleyişinde de.

Biri küçük ölçekte… diğeri büyük ölçekte bozulur.

Ama bozulur!

Sıkıntı yaratır…

Hoşnutsuzluk meydana gelir…

Sonuçta -bugün olduğu gibi- kargaşa ortaya çıkar.

*

Aksi halde devlet vatandaşına, Ebeveynler evlatlarına yukarıdakinin aksi şekilde davrandıklarında…

İnsanımızın yeteneklerine göre değerlendirildiğinde…

İhtiyaçlarını karşılayacak bütçe dengeli kullanıldığında sıkıntı yaşanır mı?

Sanmam.

*

Dengeli…

Adil…

Adaletli…

Eşitlikçi…

Ve liyakat sınırları içerisinde davranış sergileyen ülkelerin de ailelerin de sıkıntı yaşayabileceklerini sanmıyorum.

*

Niyeyse benim ülkemde 20 yılı aşkın ülkeyi yönetenler, muhalefetle de kendileri gibi düşünmeyenlerle de sürekli bir kavga halindeler…

Hep karşı taraf suçlu, hep kendileri haklı!..

*

Allah aşkına söyler misiniz, burada bir yanlışlık yok mu?

Yazarın Diğer Yazıları