DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Sayın Erdoğan; sizinle iyi kötü bir hukukumuz oldu. Benden size eski bir dost tavsiyesidir: Sakın bundan sonra faizle mücadele ettiğinizi edeceğinizi falan söylemeyin. Başınız yere eğilir. Çünkü rakamlar ortada." dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Başakşehir ilçe kongresinde konuşarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Babacan, Erdoğan''ın "Birileri çıkıp ''aç kaldık'' diyor. Vicdansızlık yapmayın. Aç kalan falan yok" sözlerine karşılık verdi.
Babacan şu ifadeleri kullandı:
"İnsanlar bizim dönemimizde kredi çeker araba alırdı. Düşük taksitlerle de öderdi. Bizim dönemimizde insanlar kredi çeker ev alırdı. Makul taksitlerle öderdi. Şimdi insanlar günlük ihtiyaçlarını karşılamak için. Krediyle ekmek alıyor. İnsanlar yaşamak için borçlanıyor. İnsanlar neredeyse içtiği çayın parasını bile kredi kartıyla ödemeye kalkıyor bu ülkede. Buradan, Başakşehir''den Sayın Erdoğan''a soruyorum: Şu milleti aldatmayı bırakın. İnsanların karnını yalanlarınızla doyuramazsınız. Neymiş, yüksek faizle mücadele ediyormuş. Ekonomiyi borç batağına, faiz sarmalına siz soktunuz ya.
"ALDATMAYIN, ALDATAN OLMAYIN"
Koskoca milleti resmen faiz zede yaptılar. Bir yandan da arka kapıdan sürekli sattıkları döviz hala çöpe gidiyor. Boşa gidiyor. Yaptığın yanlışların üzerini sattığın dövizle kapatamıyorsun. 16 lirayı aştı. Sattıkları da bu milletin birikimi. Ben şimdi Başakşehir''den Ankara Beştepe''ye sesleniyorum. Sayın Erdoğan; sizinle iyi kötü bir hukukumuz oldu. Benden size eski bir dost tavsiyesidir: Sakın bundan sonra faizle mücadele ettiğinizi edeceğinizi falan söylemeyin. Başınız yere eğilir. Çünkü rakamlar ortada. Yüzde 8''lik hazine faizini almışsınız, yüzde 28''e çıkartmışsınız. 50 milyarlık hazine faiz ödemesini almışsınız, 240 milyara çıkartmışsınız. Milletin parasını neden faize gömdüğünüzü size sorarlar ve önünüze bakmak zorunda kalırsınız. Aldatmayın, aldatan olmayın.
"KARPUZU BÜTÜN ALMAK, DİLİM YERİNE BÜTÜN ALMAK LÜKS OLAMAZ"
Konut almak isteyenlere teşvik kredi diye bir şey çıkarttılar. Anında hem konut fiyatları hem kiralar arttı bütün ülkede. Ucuz kredi veriyor, konutun kendisinin fiyatı patlıyor. İstanbul''da bir dairenin ortalama kirası, Türkiye''deki ortalama bir maaşı geçti. Beştepe''den bakınca, yanlışlarının sonuçlarını da görmüyorlar. Bu memlekette insanca yaşamak lüks haline geldi. İnsanca yaşamak lüks değildir. Üç kuruş para biriktirip bir hafta tatil yapmak lüks olamaz. Bir karpuzu bütün almak, dilim yerine bütün almak lüks olamaz. İnsanların buzluğa et değil de ekmek koyması kader değil.
"BUGÜN SEÇİM OLSA TEKRAR SEÇİLEMEYECEK"
Bugünkü hükümetin yasal meşruiyeti seçime kadar devam edecektir. Ancak bu hükümet her geçen gün siyasi meşruiyetinin azaldığı bir döneme girmiştir. Bugün seçim olsa artık seçilemeyeceği az çok belli olan bir Cumhurbaşkanı''nın, bugün seçim olsa tekrar iş başına gelemeyecek bir hükümetin bundan sonraki dönemde ülkeyi nasıl yöneteceğinin de çok dikkatli bir şekilde masaya yatırılması lazım. Yasal meşruiyet ayrıdır, siyasi meşruiyet ayrıdır. Siyasi meşruiyet bu milleti temsil etmek demektir. Bu milletin kahir ekseriyetini temsil eden güç de bir hükümet olabilmektir. Şu anda bu hükümetin milletin çoğunluğunu, kahir ekseriyetini temsil etme özelliği yoktur. Tam da bunun içindir ki özellikle dış güvenlik meselelerinde, bu ülkenin yarınlarıyla ilgili alınacak kararlarda; kritik, stratejik, önemli kararlarda mutlaka diğer siyasi partilerle istişare içinde olmak zorundalar artık. ''Kardeşim yetki ve mühür bende, kafama geleni, aklıma geleni yaparım. Kimse bana karışamaz'' yok öyle yağma. Siz ne yapacağınızı artık bu seçime kadar daha çok anlatmak zorundasınız. Hele sınır ötesi operasyon gibi çok önemli, stratejik konularda siyasi partileri bilgilendirmek, bunun gerekçesini, meşruiyetini anlatmak zorundasınız…Yok eğer sadece ''Ülkede krizler çoğaldı. Ekonomik kriz de berbat, dolar 16 lirayı geçmiş, daha da artabilir. Bu milletin dikkatini başka bir yere çekeyim. Ekonomik krizin üstünü daha büyük bir krizle örteyim'' diyorsanız, bunun vebalinden kurtulamazsınız. Anlatmak zorundasınız."