DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan partisinin kuruluş yıldönümünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İl ve ilçe yönetim kurullarında ağırlıklı olarak siyasete ilk defa giren insanlarla Türkiye’yi temsil eden bir yapı kurmak istediklerini belirten Babacan, 81 ilin tamamında il başkanlarını görevlendirdiklerini, 43 il ve 300’den fazla ilçede de kongrelerini tamamladıklarını ifade etti. Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ittifak daveti gelirse ne yanıt vereceği sorusuna da cevap verdi. Bir vatandaşın kendisini "Bir gün Erdoğan seni çağırabilir, sakın ha" diye uyardığını anlattı.
Babacan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi büyükşehirlerde il ve ilçe kongrelerine başlamamaları sebebiyle henüz hiçbir üye kaydı yapılmadığını ve buna rağmen üye sayılarının şimdiden 25 bini geçtiğini açıkladı.
''KEŞKE İNSAN HAKLARI, EKONOMİ DİBE VURDUKTAN SONRA HATIRLANMASAYDI''
Partisinin bir yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan daha sonra gazetecilerin sorularına cevap verdi. Babacan hükümetin son açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’na yönelik bir soruya “Kâğıt üzerine gayet güzel şeyler yazabilirsiniz ama uygulamaya bakmak lazım. Sayın Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’nın aslında Avrupa Birliği destekli bir proje olduğunu da görüyoruz. AB’nin Mart’ta Türkiye’yle ilgili tutumunu belirleyeceği önemli bir zirvesi var. Pek yapmazlardı ama ABD’deki yeni yönetimle koordine ederek Türkiye’ye ilişkin tutumunu belirleyeceği söylendi. Keşke insan hakları, ekonomi dibe vurduktan veya AB’yle ilişkiler sıkıştığında hatırlanmasaydı. İnsan haklarını Avrupa Birliği için değil, kendi vatandaşlarımız için düzeltmeliyiz.” diye yanıt verdi.
Babacan, S-400 meselesi hakkındaki soruya şu şekilde yanıt verdi:
“Türkiye, Suriye’den kaynaklanan güvenlik riskleri ortaya çıktığında NATO’dan füze sistemi talebinde bulundu. Riskler ortadan kalktığında o bataryalar söküldü. Tam o dönemde Türkiye Patriot sistemlerini resmen talep etti. Parasıyla ve haklı olarak teknoloji transferiyle birlikte bunu istedi. ABD’nin o dönemde buna soğuk bakması ve bu sistemleri Türkiye’ye satmaması büyük bir hata. İttifakın ruhuna yakışmayan, güveni zedeleyen bir durum.”
NATO üyesi Yunanistan’a ait S-300 sistemleri Girit Adası’nda konuşlandırılmış ve bu durum İttifak sistemi içinde değerlendirilmişti. Bu durum karşısında Türkiye konusunda problem çıkmasını doğru bulmadığını ifade eden Babacan, işin temelinin ise ABD’nin Rusya’yla ilgili yaptırımlarına uzandığını öne sürdü.
Babacan, “İç yasal düzenlemelerinin sonucunda Türkiye bu sorunla karşı karşıya kaldı. Yunanistan S-300’ü konuşlandırırken böyle bir düzenleme yoktu. Konu son derece karmaşık. Derler ya, bir deli kuyuya taş atar kırk akıllı çıkaramaz. Kuyuya taş atıldı, kırk akıllı çıkarmaya uğraşıyor” diye konuştu.
Türkiye’nin F-35 projesinden çıkarılmasını ise “büyük bir kayıp” olarak değerlendiren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Keşke hemen başlatılacak alternatifi olsa” dedi.
''TÜRKİYE''NİN IMF''YE KESİNLİKLE İHTİYACI YOK''
Babacan, DEVA Partisi''nin IMF politikası üzerine gelen bir soruya ise “Türkiye’nin IMF’ye kesinlikle ihtiyacı yok. Kendi iş insanlarımızın ve bu milletin kaynaklarını, doğrudan sermayeyi, genç nüfusu ve dünyadaki kaynak bolluğunu birleştirdiğimizde iş yürür." ifadeleri ile yanıt verdi.
"Dünyadaki ekonomik zorlukların altından IMF kalkamaz. Bu büyük kaynaklar ancak ABD, Avrupa, Japonya Merkez Bankası gibi büyük merkez bankalarında var." diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüksek miktarda para basıp dünya piyasalarına zaten sürdüler. Dünyada çok büyük kaynak var, Avrupa’da eksi faizler var. IMF’nin üzerine düşen fazla bir iş yok. Kendine çekidüzen veren, aklı başında adımlar atan ülkelere kaynak zaten geliyor. IMF, işler tersine dönüp de büyük merkez bankaları piyasadan para çekmeye başladığında, faizler dolar ve avro bazında yüzde 3-4-5 arttığında önemli oluyor.”
BABACAN’A VATANDAŞTAN UYARI ‘BİR GÜN ERDOĞAN SENİ ÇAĞIRABİLİR, SAKIN HA’
Babacan kendisine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ittifak teklif edilirse ne yanıt vereceğini ise “Dün bir taksi durağında çay içerken bir teyze geldi. ‘Ali Babacan burada mıymış’ dedi. ‘Bir gün Erdoğan seni çağırabilir, sakın ha’ dedi ve çıktı gitti. Durum bu. Sorunların temelinde sistem ve zihniyet yatıyor. Zayıf bir ihtimal ama vatandaşın parlamenter sisteme desteğini görüp ‘gelin sistemi konuşalım’ diyebilirler. Sistem mutlaka değişmeli ama ülkeyi yöneten zihniyet de değişmeli. Bunun yolu da ancak topyekûn iktidar değişikliğidir.” diyerek yanıtladı.