31 Mart yerel seçimleri öncesinde başlayan yeni parti iddiaları ve tasfiye iddiaları gündemdeki yerini korurken AKP'de etkin bir siyasetçi seçim sonrası “manifesto” olarak nitelendirilen bir açıklama ile sesini yükselten Davutoğlu için, “Yaklaşık 2 yıl Başbakanlık yapmış, devleti ve Türkiye’nin en büyük partisi AKP'yi yönetmiş bir isimden bahsediyoruz. Beraberinde eski bakan, milletvekilleri de var görünüyor. Bize mutlaka bir etkisi olur. Bu yokmuş, önemsizmiş gibi davranmıyoruz, davranmamalıyız” ifadelerini kullandı.
Yenilenecek seçim için harcanacak olan bütçe, servet niteliği taşımakla birlikte iptal edilen İstanbul seçimi için AKP'nin 700, CHP’nin ise 80 milyon lira harcama yaptığını söyleyen siyasetçi, bu seçimin maliyetinin daha da yüksek olacağını söyledi.
Gazete Duvar'ın haberine göre, AKP, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın adının geçtiği ‘yeni oluşum’ iddialarını yakından izlemeyi sürdürüyor. AKP'de etkin bir siyasetçi seçim sonrası “manifesto” olarak nitelendirilen bir açıklama ile sesini yükselten Davutoğlu için, “Yaklaşık 2 yıl Başbakanlık yapmış, devleti ve Türkiye’nin en büyük partisi AKP'yi yönetmiş bir isimden bahsediyoruz. Beraberinde eski bakan, milletvekilleri de var görünüyor. Bize mutlaka bir etkisi olur. Bu yokmuş, önemsizmiş gibi davranmıyoruz, davranmamalıyız” diyor.
“Yeni oluşum”a neden olan sorunlardan çok böyle bir oluşumun yaratacağı sonuçlara odaklanan siyasetçi, yeni sistemin 50+1’i zorunlu kıldığına dikkat çekerek yeni bir partinin bırakın barajı geçmeyi 2-3 puan dahi alsa ‘çoğunluğun muhalefete geçebileceğine’ dikkat çekiyor. AKP'li siyasetçiye göre böyle bir durum sadece AKP'yi etkilemez, Türkiye’de siyaset dengelerinin yeniden kurulmasına da yol açabilir.
AKP'de bu gelişme ile nasıl mücadele edileceğine dair henüz bir yol haritası yok. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gün ola harman ola, zamanı geldiğinde bu teşkilatın geleceği için hesabını sormasını biliriz” diyerek tasfiye sinyali verdi ama topluca bir ihracın da kolay olmayacağı söyleniyor. Açıktan yeni bir parti faaliyeti yürütülmediği sürece ihracın ters tepeceğini ve yeni oluşuma güç katacağını söyleyen bir başka partili ise özellikle seçim öncesi yeni bir cephe açmak anlamına gelecek böyle bir gelişmenin fayda sağlamayacağı yorumunu yapıyor. Belli ki yeni parti iddiası AKP'de büyük bir sancı ama her iki taraf da tüm adımlarını 23 Haziran sonrasına bırakmış görünüyor.
İSTANBUL İÇİN BODRUM’A GİDEN SİYASETÇİ ÇANKIRI’YA DA GİDER Mİ?
Tüm partiler yenilenecek İstanbul seçimi için başlattığı kampanyayı Ramazan, bayram ve bayram sonrası olarak üç etaba böldü. Çalışmalar bayrama kadar ‘düşük profilde’ ilerleyecek. Asıl kampanya ise bayram sonrasında 10-23 Haziran tarihleri arasında yürütülecek. Bu program kapsamında İstanbul’un büyük oranda boşalacağı 9 günlük bayram tatilinde nasıl bir çalışma yapılacağı ise espri konusu oldu. Siyasetçiler kulislerde, “Seçmensiz propaganda olmaz. İstanbullu nereye biz de oraya. Bodrum’a gidecekse Bodrum’a, Kuşadası’na gidecekse Kuşadası’na gideriz” diyor. Acaba espri gerçek olursa, aynı siyasetçiler tatili memleketlerinde geçirecek İstanbullular için aynı heyecanla Sivas’a, Kastamonu’ya, Çankırı’ya da gider mi?
TÜRKİYE TARİHİNİN EN ŞEFFAF SEÇİMİ OLACAK!
23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimleri için adaylar ikinci kez sahaya inerken seçimin yapılacağı güne dair de hazırlıklar başladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ı destekleyen siyasi partiler sandık başlarında görevlileri ile hazır bulunacak. Sandık güvenliği için çok sayıda gönüllünün yanı sıra avukatlar da harekete geçti. Siyasi partilerin açıklamalarına bakılırsa geçmiş seçimlerde her okula bir avukat görevlendirilmeye çalışırken bu seçimde diğer illerden gelen avukatlarla her sandık başında bir avukat bulunması sürpriz olmayacak. Sayım işlemlerini seçmenlerin de izleme hakkı bulunduğu göz önüne alınırsa her sandık başında en az 10-15 kişi bulunacak gibi görünüyor. Seçim gününe dair kimi ‘korku senaryoları’ yazanlar olsa da AKP'li bir yöneticiye göre, sandık güvenliği hazırlıklarına bakılırsa “23 Haziran İstanbul seçimi Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en güvenli, en şeffaf, en açık seçim” olacak.
İKİNCİ SEÇİME SERVET GİDECEK!
YSK’nın iptal kararı sonrası İstanbul seçimi 23 Haziran’da yeniden yapılacak. “Seçim” demek “büyük maliyet” demek. Seçim ofisleri, binlerce afiş-pankart, televizyon-radyo reklamları, giydirilmiş otobüsler, yemekli toplantılar, ulaşım masrafları derken İstanbul’da yine bir servet akıtılacak. Üstelik harcanacak para yenilenen seçimlerde Hazine yardımı olmadığı için partilerin kasasından çıkacak. Peki İstanbul için partiler ne kadar harcama yapacak? Bunun yanıtını henüz bilmiyoruz ama CHP’li bir yöneticinin 31 Mart seçimlerinde İstanbul’da yapılan seçim harcaması ile ilgili verdiği rakamlar ipucu olabilir. İptal edilen İstanbul seçimi için AKP'nin 700, CHP’nin ise 80 milyon lira harcama yaptığını söyleyen siyasetçi bu seçimin maliyetinin daha da yüksek olacağı görüşünde.