2B, ormanlarımızın idam fermanıdır

2B, ormanlarımızın idam fermanıdır

2B, ormanlarımızın idam fermanıdır

Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, hazırlanan yasa ile 4 bin 730 kilometrekarelik orman alanının satılacağını ifade etti

Haber: Salim YAVAŞOĞLU
Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, 2B yasasının Türkiye ormanlarının idam fermanı olacağını belirtti. Özkaya, “6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 2. Maddesinin (b) Fıkrası Kapsamında Orman Sınırları Dışına Çıkartılan Yerler, 2B olarak adlandırılan 473 bin hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Bu da 4 bin 730 kilometrekare eder. Yani Türkiye yüzölçümünün binde 5’inden fazladır” dedi.

Hükümet çıkış arıyor
Özkaya, 11-12 milyon köylüyü ilgilendiren bu alanları güncel (rayiç) değer üzerinden köylü alamayacağına göre 2B yasasının, İstanbul, Antalya, Ankara, Balıkesir, İzmir, Bursa, Adapazarı gibi sahil kesimlerinde yakılarak konuta dönüşmüş, rant aracı haline gelen orman alanlarındaki ultra-villaları yapanlara yarayacağını kaydetti. Anayasa’da değişiklik yapmak için çıkış arayan AKP iktidarının bunu gerçekleştirmek amacıyla yeterli zamanın kalmamasına rağmen inat etmekte olduğunu ileri süren Özkaya, şöyle dedi: “Hükümet, 2B’deki ısrarı sürdürmek istiyor ve bulduğu yeni formülle anayasa engelini aşmaya çalışıyor. 2B arazilerini TOKİ’ye devrederek bu engeli aşmayı planlamakta. ”

Geleceğe kötü örnek
2B alanlarında bulunan tüm kaçak yapılaşmaların meşrulaşmasının, geleceğe kötü bir örnek oldu ğu gibi, Türkiye ormanlarının idam fermanı olacağını belirten Özkaya, ” Bu alanlara yapılan kaçak ultra villalar, fabrikalar, serbest bölgeler, endüstri bölgeleri, tersaneler, vakıf üniversiteleri, çok yıldızlı oteller ve bütün tesisler yasal hale gelecek. Ülkenin hukuk sistemi yeni bir yara alacaktır. Yerel seçimleri kazanmak adına ormanları, 2B alanlarını ’siyasal getirim’ aracı haline getirmek sonuç vermeyecek bir iştir. Bu satışlardan 25-30 milyar dolar getiri elde etmek hayaliyle ülkemize yazık olacaktır “ dedi.

Özelleştirilemez, sınırları daraltılamaz
Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, çıkarılması planlanan yasanın, ormanların anayasal açıdan konumu ile uyuşmazlığı hakkında şunları söyledi: ” 1982 Anayasanın 169. maddesine göre; yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.

Suçlulara af olmaz

Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyete  müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek ve daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz. Çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz’ demektedir.

 

‘Yağma’ yoluyla özelleştirme
Eski orman arazilerinin hak sahiplerine verilmesini öngören tasarının yasalaşması halinde, milyarlarca YTL’lik devlet arazilerinin düşük bedellerle kişilere devredileceği
iddia edildi

Maliye Bakanlığı verilerine göre 780 bin 576 kilometre alana yayılan Türkiye yüzölçümünün, 152 bin 576 kilometre karesini kamuya ait taşınmazlar oluşturuyor. Devletin 555 bin 060 arazisi, 363 bin 391 arsası, 108 bin 072 binası, 151 bin 261 bağı-bahçesi, 1 milyon 124 bin 106 tarlası, 72 bin 169 mera ve otlağı, bin 251 maden alanı, 3 bin 480 de tarihi ve kültürel alanı bulunuyor. Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, ülke topraklarının sadece beşte biri devlete ait olduğuna göre geri kalan beşte 4’ünün ne kadarının nasıl özelleştirildiğini sordu. Mutlu, yazısında özetle şöyle dedi: 

Devlette  bilgi yok
“Topraklarımızın sadece beşte biri devletin mülkiyetinde. Gerisi, özel kişilerin ya da kurumların sahipliğinde. Topraklarımızın beşte dördü özel kişilere ve kurumlara ait de. Acaba o kişilerin ya da kurumların kaçı bu topraklara para sayarak sahip oldu? Ne yazık ki bu konuda devlette bile kayıtlı bilgi yok. Hangi arazisini, kime, ne karşılığında verdiğini devlet bile bilmiyor. 

Yeniden gündeme getirecekler

AKP, bayramdan sonra, ’eski orman arazilerinin hak sahiplerine verilmesini öngören yasa tasarısı’nı yeniden ısıtıp gündeme getirecek. Bu tasarının yasalaşması halinde şu anda hâlâ devlet mülkiyetinde görünen milyarlarca YTL değerindeki araziler de çok düşük bedeller karşılığında kişilere devredilecek. Topraklarımızın sadece beşte biri bugün devlete ait olduğuna göre geri kalan beşte 4’ünün ne kadarı ” yağma “ yoluyla özelleştirildi?”