Prof. Akman: 1000 çocuk böbrek nakli bekliyor

Prof. Akman: 1000 çocuk böbrek nakli bekliyor

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Sema Akman, Türkiye'de 1000 civarında böbrek nakli bekleyen çocuk olduğunu belirterek, “Bir çocuk son evre böbrek yetmezliği seviyesine ulaşmışsa, hayatta kalması için ya diyaliz ya da böbrek nakli tedavisi uygulanmalı. Bu çocuğun böbrek nakli şansı yoksa 10 yıl yaşatma şansımız sadece yüzde 50" diye konuştu.

AÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sema Akman, Türkiye''de böbrek yetmezliği hastalığı olan çocukların zorlu tedavi süreçleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye''nin genetik hastalıklar diyarı olduğundan bahseden Prof. Akman, genetik hastalıklar arasında böbrek hastalıklarının da görüldüğünü belirterek, bunların çoğunun son evre böbrek yetmezliğine ilerlediğini söyledi.

“OKULDA OLMASI GEREKEN ÇOCUKLAR DİYALİZDE”

Prof. Akman, böbrek yetmezliğinin son evresine ulaşıldığında çocukları hayatta tutan 2 şans olduğunu hatırlattı ve şunları söyledi:

“Özellikle ergenlik çağlarındaki çocuklar, görünümleri bozulduğu için karnında kateterle dolaşmak istemiyor. Olay sadece ilaç almak ve diyaliz yapmak değil. O işlemleri yapmak bazen sıkıntı olabiliyor. Karın zarı iltihapları olabiliyor. Hemodiyalizde ise çocuklar açısından durum daha da kötü, çünkü incecik damarlara kateter takılarak daha sonra işlem sırasında kullanılması gerekiyor. Takılıyor ve bir müddet sonra o kateter çalışamaz hale geliyor. Sonra başka damara kateter takılıyor. Bunlar acı veren işlemler. Hastalarda bazen onlarca kez yapılabiliyor. Damarlarına kateter takılma işlemi 100''ü geçen hastamız var. Bir çocuk için kabul edilemez bir yaşam şekli. Bir de evde ya da okulda olmaları gerekirken hastanede olmaları gerekiyor."

AKMAN: NAKİL BULUNLAR 10 YIL BOYUNCA YÜZDE 95 YAŞIYOR

Diyaliz tedavilerinin böbrek nakli bekleyen çocukları hayatta tutmak için önemli bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Prof. Akman, “Şu an 1000 civarında böbrek nakli bekleyen çocuk var. Birtakım büyüme gelişim geriliği, ekstra ilaç verilmesine rağmen kansızlık problemleri, kemik eğrilikleri, halsizlik, birçok yiyeceği yememe gibi durumlar yaşanmaktadır. En önemlisi de bir çocuk son evre böbrek yetmezliği seviyesine ulaşmışsa ve hemodiyaliz tedavisi görüyor, ama böbrek nakli şansı yoksa 10 yıl yaşatma şansımız sadece yüzde 50." Şeklinde konuştu.

“İNSANLAR ORGAN BAĞIŞINDA BULUNMALI”

Diyaliz tedavisi gören çocukların yanı sıra ailelerin de hayatlarının etkilendiğinin altını çizen Akman, böbrek nakli yapıldığı zaman tüm ailenin rahata kavuştuğunu belirtti. Böbrek naklinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Akman, organ nakili yapılımasının altını çizdi ve sözlerine şunları ekledi:

“Yakın akrabalardan canlı verici adayı olsa bile her zaman kan grubu uyumu olmayabiliyor. Anne veya babası verici adayı oluyor ama kan grubu uymayabiliyor. Kan grubu uyumu burada çok önemli. Beyin ölümü sonrası organ bağışı konusunda gelişmiş Avrupa ülkelerinde olduğu gibi halkımızda da farkındalığın artması gerekiyor. Toprağa gidecek olan sevdiklerinin organlarının başka birinde yaşamasını tercih etmeleri, o çocuklara hayat vermeleri bizim beklentimiz. Umarım ileride halkımızın farkındalığının artmasıyla beyin ölümü sonrası bağış oranlarımız, gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşır. Çünkü şu an canlı vericiden böbrek nakli yüzde 80''lerde. Avrupa''da ise tam tersi. Avrupa''da kadavradan, yani beyin ölümü sonrası yapılan böbrek nakli bağışı yüzde 80''lerde" dedi.

İlgili Haberler