Kapı eşiğinde süpürge elinde ne çok bekleyen varmış meğer!
Altı üstü bir yenilgi..
Yol kazası..
Takım bir değişim yaşıyor..
Yönetimsel ve teknik açıdan, eksiklikler, aksilikler var, doğrudur. Transferler zamanında yapılmadı. Nwakaeme’nin yeri doldurulamadı.
Sakatlar var..
Hamşik, Visca, Hüseyin, Peres gibi..
Yorgunluk var..
Takım üç günde bir maç oynuyor. Doğru ve isabetli transferler yapılmadığı, alınanlar da gerekli katkıyı sağlayamadığı için takımda bir güç kaybı var..
Gelenlerin performansı düşük olunca, , eldekiler de geçen sezonki formundan uzak kalınca bu tablo doğaldır. Önemli olan kenetlenip bu durumu aşmaktır.
Suçlu ararsanız onlarca ismi alt alta yazarsınız..
Uğurcan’ı tefe koyup, “Cornelius’tan golcü olmaz!” diye yazarsınız. Uğruna beste yaptığınız, papazı öptüğünüz Bakasetas ve Siopis’i taşlarsınız!
Avcı için türküler söylemediniz mi?
Bunların kime ne faydası var?
Trabzonspor şehir adına, ülke adına tarihi bir maça çıkacak. Pazılı parçalarına ayırarak istenilen tabloyu yapamazsınız. Birleştirerek o mutluluğun fotoğrafını oluşturabilirsiniz. Şimdi tam da bunun zamanıdır. Kenetlenip horonu büyütün. Horon ne kadar sıkı ve büyük olursa ülken adına, ilin adına rakibe o kadar korku salarsın. Sahada oyuncuna enerji verirsin. Sen bir düşersen sahada ve kulübündeki oyuncun çok kez düşer..Şimdi hesap sorma zamanı değil, kenetlenme zamanıdır.
Antalya maçını unutun. “Kazaydı!” diyerek geçiştirin. Telafisi olan bir maç olduğunu asla unutmayın. Cumartesinin telafisi var ama Çarşamba’nın yok…