Siyasette Yumuşama

Siyasette Yumuşama

Bu haftanın gündemi şüphesiz, Özel ile Erdoğan’ın yaptığı içeriği basınla paylaşılmayan görüşmeydi. Kulis bilgilerinden öğrendiğimiz Osman Kavala ve Can Atalay’ın tahliyesine, anayasa değişikliğine dair hususlar bir yana, gereksiz yere büyütüldüğünü düşündüğüm boş koltuk meselesi de görüşmenin kendisi kadar önemli değil açıkçası.

Bu açıdan, Özel’in görüşmeden memnun ve söylemek istediklerini söylemiş olarak ayrılması da Erdoğan’ın şu sözleri de önemliydi:

Ziyaretin gerçekleştirilmiş olması, iktidar ve muhalefet arasında olumlu bir gelişme oldu. Bundan önceki süreçte böyle adımlar atılmıyordu. Bu adımın atılmasıyla, siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz. Ben de Özgür Bey’e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Türk siyasetinin buna ihtiyacı var. İlk fırsatta da bu ziyareti gerçekleştirerek, Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyoruz. Bu adımı da atacağız.”

Eğer görüşme gerçekten gerçekleşirse, 18 yıl sonra ilk olacağı söyleniyor.

Diyalog kurma

Türkiye’deki siyasetin temeli senelerdir kutuplaştırıcı siyaset anlayışına dayanıyor. Erdoğan siyaset tarzını siyasi rakiplerini meşru görmeme üzerine inşa etti, onları düşmanlaştıran söylemleriyle güç topluyor.

Ancak son yerel seçimlerdeki başarısızlığı görünen o ki, bu tarzını sorgulamasına yol açmış.

Umarım, siyasi rakiplerini aşağılayıcı

dil tercihine geri dönmez.

Zira Türkiye’deki toplumsal sorunları büyüten, besleyen bu kutuplaşmış ortam.

Dolayısıyla, temel sorunları müzakereyle ve uzlaşmayla çözme yoluna gitmek, sorunların hafiflemesini sağlayacaktır.

Evet, biliyorum ki, uzlaşma, anlaşma vs. şu an için gerçekçilikten uzak idealler gibi görünüyor.

Ancak en azından saldırgan ve kaba üslubun terk edilmesi, kesinlikle olumlu bir gelişme.

Bu gelişme, kalıcı olur mu? Onu henüz bilmiyoruz.

Ancak şu hâliyle dahi umut verici olduğundan şüphe yok.

Muhalefetin yönetim sürecindeki rolü

Bir de Özel tarafından Erdoğan’a iletildiği söylenen Türkiye’nin menfaatlerini ilgilendiren siyaset üstü meselelerde muhalefetin de bilgilendirilmesi gerekliliğinin yerine getirilmesi şeklindeki yaklaşımın önemli olduğunu düşünüyorum.

Devletin devamlılığı ilkesi gereği, yarınların iktidarı olabilecek siyasi muhalefetin sadece denetim amacıyla değil, ileriye yönelik politikalarını belirleyebilmesi için de bu bilgileri biliyor olması önemlidir.

Nitekim Türkiye’deki siyaset kültürü de AKP iktidarının otoriterleşmeye başladığı döneme kadar böyle gelişmiştir.

Söz konusu görüşmenin bu açıdan da ufacık bir umut içerdiğini söylemeliyim.

Üstelik, anayasa hususundaki endişelerim bir yana, madem gündem anayasa değişikliği, o hâlde muhalefeti meşru siyasi rakipler olarak görüp onlarla konuşmak, konuşurken saygı sınırlarının içinden çıkmamak; siyaset yapmayı, eleştirmeyi sürdürmek ama bunu siyasi etiğine uygun olarak gerçekleştirmek oldukça önemli.

Yazarın Diğer Yazıları