"Zihniyet" dokunulmaz olduktan sonra...

Türk Milleti "teröristle görüşen şerefsizdir" söylemindeki kifayetsizliğin hazin bedellerini ödemeye devam ediyorken -tabut tabut-, "teröriste taziye"yi lanetleme furyası başladı bu kez de siyasette.

-Gerçi hiç yapmadıkları şey değil ama- Alkışlayacak halleri yok lanetleyecekler elbet. Lanetlesinler de; hep "konjonktürel" ya bu "tepkiler" o yüzden ister istemez kekremsi tatlar bırakıyorlar yüreğimizde.

Şöyle "helal olsun" deyip avuçlarımız patlayana kadar alkışlayamıyoruz mesela teröriste taziyeye gidenleri "teröristin ta kendisi" ilan ettiklerinde bile.

En basit soru işte:

Öyleyse, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde işi ne?

"Nasıl olabiliyor da millete kapalı oturumlarda, 'devlet sırrı' niteliğindeki bilgiler teröristlerle paylaşılabiliyor" değil mi;

Öyleyse!

Memleketin bu kronik çelişkisi de bir yana;

Anlıyoruz her gün şehit veren, her gün gözyaşı döken, her gün yasına yas ekleyen bir toplumda "çok kazandıran" bir söylem bu "siyaseten" lakin hiç sormayacak mıyız sanıyorsunuz sahiden:

Teröriste taziyeye giden teröristin ta kendisiyse haine iade-i itibar isteyen ne;

"Hainin ta kendisi" olması gerekir herhalde bu denli "vatana kara sevdalı" bir zihniyete göre!

Hayır şu açıdan soruyorum;

Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Kemal Bey başta olmak üzere bir çok Türk devlet adamı hakkındaki idam fetvalarını bizzat kaleme almış Mustafa Sabri Efendi için mesela iade-i itibar istemişti bazı AKP milletvekilleri.

Atatürk'ü ve Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Ankara Hükümeti'ni "kahpe", "sahtekar", "hayasız", "dinsiz" ilan eden bu alçak adına "vakıf" dahi tesis etmişlerdi.

Yine, kimi AKP milletvekilleri, "Mustafa Kemal'in öldürülmesini farz" ilan eden İskilipli Atıf Efendi'ye iade-i itibar için hayli didinmişlerdi; devletin en üst makamlarında övgülere boğuldu ismi!

Bugün takipçisi olduğunu iddia eden bir cemaati "paralel", "illegal" ilan edip "terör örgütü" oldukları zannıyla tasfiyeye çalışıyorsunuz ama kimi AKP milletvekilleri Saidi Nursi'ye iade-i itibar için harcadıkları mesainin binde birini keşke memleket meselelerine de harcayabilseydi; o denli adamışlardı kendilerini...

Sırf "hain" olarak kaydedilenler değil tarihe;

"Teröristler", "eşkıya" da bu "yüce gönül(!)"den nasiplendi!

Türkiye Cumhuriyeti'ne -hem de dini kullanarak- isyan eden iki isyancı eşkıya bozuntusu Şeyh Said ve Seyit Rıza'ya iade-i itibar uğruna devleti "katil" ilan etmeye vardırmadı mı işi şimdi "teröriste taziye"yi "ihanet"le bir sayan kimileri!

Sormak akil baliğ her Türk vatandaşına hak değil mi;

PKK'lı teröriste taziyeye giden HDP'li "hain" ve de "terörist" ise -ki öyledir benim değer yargılarıma göre de-, PKK'nın yolbaşçıları, İngiliz ve Rus iş birlikçisi bu iki teröristi "kahramanlaştıran" ve onlara sempati besleyen kitleleri "devlete isyan ve nefrete" teşvik eden AKP'liler, "ara sıra, bazı bazı" CHP'liler ne?

Mevzu bahis Türkiye Cumhuriyeti'ne ihanet ise bütün hainler eşittir; HDP'lilerin fezlekelerinin yanına adını saydığım hainleri kahramanlaştırmaktan geri durmayan öteki milletvekillerinin fezlekeleri de konmayacaksa, samimiyetsiz bir "seçmen tavlama" girişiminden başka hiçbir şey ifade etmez bu dokunulmazlıkların kaldırılması meselesi...

Yazarın Diğer Yazıları