Elazığlı 2 çocuklu bir ailenin kızı olan 29 yaşındaki Duygu Yılmaz'ın üretme, geliştirme fikri, çocuk yaşlarda vantilatörü oyuncak bebeklerinin elbiselerini yıkamak için çamaşır makinesine dönüştürmesiyle başladı.
Polis gazisi babasının sindirime iyi geldiği inancıyla zeytin çekirdeğini yutması 3 yıl önce Yılmaz'ın zihninde zeytin çekirdeğinin takviye gıda olarak kullanılması fikrini canlandırdı. Zeytin çekirdeğinin toz halinde nasıl tüketilebileceğini araştıran Yılmaz, insan sağlığına ve doğaya zarar vermeyen plastik üretme fikrini zeytin çekirdeği ile birleştirdi.
Yılmaz'ın geliştirdiği ve "Biolive" ismini verdiği bu proje sayesinde üretilecek ürünler, doğada zamanla kaybolarak çevreyi koruyan, antibakteriyal özelliğiyle insan sağlığıyla uyumlu, gıdaların raf ömrünü artıran, ucuz plastik yüzeyler, gıda ambalajlama, saklama kapları, buzdolapları ve ev aletleri ile ilgili alanlarda kullanılabiliyor.
Yılmaz, Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark'ta kurduğu şirketinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, zeytin çekirdeğinden biyoplastik üretmek için 3 yıl önce "Biolive"i kurduğunu anlattı.
Zeytinyağı fabrikalarından atık olarak çıkan zeytin çekirdeğini teknolojiyle polimer yapısı haline getirerek, antibakteriyel plastik ürettiklerini ifade eden Yılmaz, "Ürettiğimiz plastik granüller, sanayide, ambalajlamada, çocuk ürünlerinde kullanılabiliyor. İstenilen sektörlere göre araştırma, geliştirme (Ar-Ge) çalışmaları yapıyoruz." dedi.
ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ PLASTİĞE DÖNÜŞTÜ
Yılmaz, 3 yıl önce kurumsal bir firmada çalıştığını dile getirerek, zeytin çekirdeğini plastiğe dönüştürme fikrini şöyle anlattı:
"Babam kahvaltıda zeytin çekirdeği yutuyordu. 'Herhangi bir zararı var mı?' diye zeytin çekirdeğini araştırmaya başladım, öğütüp içindeki antioksidan maddeyi keşfettim. Sonra çeşitli makaleler üzerine çalıştım. Ortaklarımla bu konu üzerine yoğunlaştık. Yapısının polimere çok uygun olduğunu fark edip, 'antimikrobiyel polimer üretebilir miyiz?' diye bir iş fikri başlattık. Yaklaşık 2 yıl boyunca kendi imkanlarımızla bir Ar-Ge oluşturup, zeytin çekirdeğinden plastik elde ettik. Bu iki yılın sonunda Türkiye'nin önde gelen firmalarından yatırım alıp, kendi şirketimizi ve Ar-Ge laboratuvarımızı kurduk."
Babasının kulaktan dolma bilgilerle zeytin çekirdeği yuttuğu zaman midesinin rahatlayacağını düşündüğünü anlatan Yılmaz, "Zeytin çekirdeğinden plastik üretmek çılgınca bir fikirdi. Kendi alışkanlığının bende iş fikrine dönüşmesine babam da çok mutlu. Babam artık zeytin çekirdeği yutmuyor. Babamın alışkanlığının bende bir fikre dönüşmesi, aldığım ödüller, benim için çok daha önemli. Kız çocuklar babasına çok düşkündür." şeklinde konuştu.
Laboratuvar ortamında biyoplastik granül ürettiklerini ifade eden Yılmaz, sonra enstitüde bu granüllerin polimer yapı haline getirildiğini, sektörün taleplerine göre ürünlerin çıkarılabileceğini söyledi.
Yılmaz, bazı firmalarla Ar-Ge çalışmaları ve testler yaptıklarını belirterek, istenilen parametrelerde ürün oluşturduktan sonra daha büyük bir üretim tesisi kurup sektöre göre satışlar yapmayı planladıklarını anlattı.
"TUBİTAK ve KOSGEB'TEN KADIN GİRİŞİMCİLİK TEŞVİKLERİ ALDIK"
Şirketi 3 ortak kurduklarını, desteklerle 10 kişilik bir ekip olduklarını dile getiren Yılmaz, "Üretimi gerçekleştirdik, prototip ürünlerimiz var. Ürünlerin piyasaya çıkması için, özellikle gıda ambalajı sektöründe ya da plastik sektöründe çalışıyorsanız bazı onaylar almanız gerekiyor, bu süreç biraz uzun. Aldığımız büyük teşvikler var. Şirketi 2017 Nisan ayında kurduk. TÜBİTAK ve KOSGEB'ten kadın girişimcilik teşvikleri aldık." ifadelerini kullandı.
Duygu Yılmaz, biyoplastiklerin doğada kaybolduğunu fakat, petrol türevi plastiklerin yüzyıllarca doğada kaldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Mevcut biyoplastikler Türkiye'de üretilmiyor. Avrupa ve Amerika menşeli genelde. Selülozit malzeme kullanılıyor, mısır koçanı, bitki atıkları kullanılıyor. Bir ay önce Amerika'daydık, mevcut biyoplastik firmalarıyla görüştük. Zeytin çekirdeğinden yapılan yok, bu dünyada bir ilk. Los Angeles'ta düzenlenen 'Klintek Open' yarışmasına TÜBİTAK'ı temsilen takıldık, ileri malzeme birincilik ödülü kazandık. Biyoplastiğin önemi günden güne artıyor. Türkiye biyoplastik ürünleri ithal ediyor. Biz bilinç oluşturmaya çalışıyoruz. Öncelikli hedefim kadın girişimci bilinci, ikincisi de biyoplastik bilinci. Çünkü hali hazırda olmayan bir fikir, üretilmeyen bir fikir. Aslında farklı bir teknolojiyi Türkiye ile buluşturmayı hedefliyorum."
Biyoplastiği gıdaların raf ömrünü arttırıcı özelliği olması dolayısıyla peynir ve et ambalajları başta olmak üzere gıda ambalajlarında kullanmayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, çocuk ürünleri, çevreci otomobiller gibi sanayiye de taşımak istediklerini dile getirdi.
Bir beyaz eşya firmasının zeytin çekirdeğinden elde edilen plastiğin gıdaların raf ömrünü uzatma özelliğinden dolayı kendileriyle iletişime geçtiğini anlatan Yılmaz, buzdolabının iç malzemelerinin üretimi için Ar-Ge çalışması yaptıklarını dile getirdi.
Yılmaz, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve TÜBİTAK Marmara Teknokent (MARTEK) tarafından yürütülen İnovasyonda Kadın Projesi bünyesinde düzenlenen 2. Kadın Girişimciler Kampı'na katıldığını dile getirerek, yarışma sonunda 25 bin lira yatırım aldığını söyledi.
Kadınların inandıkları her işi yapabileceklerini dile getiren Yılmaz, "Kadın, eli neye değerse güzelleştirebilen bir varlık. Kadının olmadığı bir yerde zarafet ve nezaketin olmadığını düşünüyorum. Bir yeri güçlü kılan kadındır." dedi.