Editör: Özge Ceren ÇİMEN
1996 yılında hayata veda eden sant Güneşi Zeki Müren bilindiği gibi TRT'nin kendisi için özel olarak hazırladığı canlı yayın programına katılmış ama maalesef aşırı heyecanı yüzünden kalp krizi geçirmiş ve aramızdan ayrılmıştı.
Oradaydım programına konuk olarak katılan ve TRT tarafından hazırlanan o canlı yayının sunucusu Hülya Aydın Bakın o anları ve program öncesindeki ruh halini nasıl anlattı.
"Altınlar, pırlantalar, kolyeler iki bavul eşyayla geldi. Ben hoşgeldiniz diye yanına gittim. Akşama hazırlanıyoruz işte talk show olucak. İlk bölüm, birinci bölüm ve birinci bölümde de konuklarımız sevgili Muazzez Ersoy’la sevgili Ajda Pekkan ve bu isimleri de kendisi belirledi.
İzmir’de özel bir dekor yapıldı, özel ışıklar yapıldı, hummalı bir çalışma var, beş ayrı kostüm hazırlandı. Muzaffer Çağ İstanbul’dan getirdi ve her kostümüne ayrı bir isim verdi. O gece giydiği kostümünün adı ‘Son Gece’ydi. Siyah, buraları taşlı şık bir kıyafetti ve beraber seçmiştik."
"Saat oldu 8 bu arada. Hepimiz hazırlanıyoruz, benim de kafamda bigudiler var, saçlarım uzun. Bana dedi ki “saçlarını toplat” Kıyafetlerimi gösterdim. Siyah bir kıyafet seçti bana. Her şeye karışıyordu, kıyafetim, makyajım, saçım… Benimkileri de o ayarladı ve saçlarımda bigudiler var çünkü ana haber bülteni var.
Ankara’dan da bir muhabir geldiği için ben Zeki Bey’in yanında olmayacağım benim de o sıra saçlarım yapılır diye düşünmüştüm. Makyajım zaten öğlenden yapılmıştı işim çok olduğu için. Fakat Zeki Bey sahneye gidiyor. Tabi flaşlar patlayınca heyecanlanıyor ve diyor ki “ben Ankara’dan gelen muhabiri istemiyorum, Hülya’yı istiyorum o gelsin, o bağlansın, o anlatsın her şeyi. Ödül onun aracılığıyla verilsin bana, yanımda o olsun”
"Enteresan bir duygu. Ben çıktım ve anons ettim. Mesela 6 yıl, dedi ki “4 yıl de o kadar uzun söyleme” 4 yıl aradan sonra dedim işte batmayan güneş Zeki Müren tekrar bizimle birlikte ana haber bülteninden hemen sonra bir talk show programıyla birlikte olacağız. Genel müdür yardımcımız Altan Kınal kendisine ilk mikrofonu armağan edecek” dedim. Zeki Bey’i gidip yerinden aldım ama o kadar kilolu ve o kadar heyecanlıydı ki o heyecanını anlatamam. Ben Zeki Bey’i elinden tuttum sahneye getirdim."
"Altan Bey’i davet ettik. O dönemin Genel Müdür Yardımcısı Sayın Altan Kınal tabi ki ödülü verecek ve karşısında da çok önemli bir sanatçı var, Zeki Müren ve yıllardır ekranda yok, hiçbir yerde yok ve TRT’ye çıkmayı kabul etmiş.
Doğal olarak o da Zeki Müren’e atıfta bulunmak ve duygularını paylaşmak istedi o mikrofonu hediye ederken. Zeki Bey hasta olduğu için, çok heyecanlı olduğu için demek daha doğru olacak.
Süre bize uzadı gibi geldi, tüm Türk halkına uzadı gibi geldi ama değildi aslında. Zeki Müren o kadar heyecanlandı ki… Basın orda, flaşlar patlıyor.
Şimdi Zeki Bey çok kilolu. Elimi beline doluyorum, beline dolayamıyorum kilolu olduğu için ve öyle büyük bir sanatçının öyle büyük bir ismin son dakikalarında yanında olmak, onun o kalp atışlarını avucumda hissetmek, onun elimi sıkması inanın parmaklarımı o kadar sıkmıştı ki ellerim artık şey oldu morarır derler ya hani biraz abartılı ama öyle bir sıkıştı. Benden öyle bir kuvvet alıyordu ki ömrümce unutamam. Çok zorlanmasına rağmen Altan Bey’in konuşmasını sonuna kadar dinledi."