Hakkında 75 yıl hapis cezası istenen ve jürili duruşma için Ağustos ayına gün verilen Reza Zarrab (33) dosyasında uzun süre devam eden durgunluk, ABD Başkanı Donald Trump’ın davaya bakan New York Güney Bölge Federal Savcısı Preet Bharara’yı görevden alması ile sona erdi.
Henüz Bharara’nın yerine atama yapılmamasına rağmen, Zarrab dosyasında hareketlilik başladı. Dava sürecindeki ilk ilginç gelişme, Zarrab’ın avukatlarının mahkemeye, kamuoyuna açıklanmayan mühürlü bir belge sunmasıyla başladı. Belgede ne olduğu ise, Savcılık makamının buna karşı verdiği yanıtla ortaya çıktı.
Zarrab içeriği kamuoyuna açıklanmayan bir mektupla avukat ekibine ABD hukuk ve siyaset çevrelerinde çok iyi tanınan iki ismi daha dahil ettiğini mahkemeye bildirdi.
TRUMP’IN EN YAKININDAKİ İSİMDİ
Bu isimlerden ilki, Trump’ın seçim kampanyası sırasında en yakınında duran isimlerden biri olan Rudolph Giuliani’ydi. Özellikle 1994-2001 yılları arasında New York Belediye Başkanı olarak göreve yapan Guiliani, seçim kampanyası döneminde Donald Trump'a en büyük desteği veren kişilerden olmuştu.
Seçildikten sonra da Trump, Giuliani'nin “siber güvenlik konusundaki gayrı resmi danışmanı” olduğunu açıklamıştı. Giuliani, New York’ta suç örgütlerine karşı kazandığı başarılarla ünlenmiş ve adı efsane başkana dönüşmüştü.
Giuliani'nin bir başka özelliği de, Reza Zarrab aleyhine 75 yıl hapis istenen iddianameyi yazan New York Güney Bölge Federal Başsavcısı Preet Bharara'nın seleflerinden olması. Guiliani, 1980'li yıllarda New York Federal Başsavcılığı görevinde bulunmuştu.
Reza Zarrab'ın savunma ekibine dahil ettiği bir başka yıldız ise ABD eski adalet bakanlarından Michael Mukasey. ABD Başkanı George W. Bush döneminde Adalet Bakanlığı görevinde bulunan Michael Mukasey ile ilgili belki de en ilginç ayrıntı, geçen haftalarda görevden alınan eski Başsavcı Preet Bharara’nın yerine atanacak kişi olduğu iddia edilen Marc Mukasey’in babası olması.
SAVCILIK: ÇIKAR ÇATIŞMASI VAR
Zarrab’ın bu iki ismi avukatları arasına kattığına ilişkin bilgi mahkemeye mühürlü olarak verilmişti. Ancak Savcılık makamının “iki ismin de bu davada avukatlık yapması çıkar çatışması yaratır” içerikli yanıtının kamuoyuna açıklanması ile Zarrab’ın Giuliani ve Mukasey ile avukatlık için anlaştığı da resmileşmiş oldu.
Savcılık makamı, bu iki ismin bağlı oldukları firmaların, Zarrab’ın dolandırdığı iddia edilen bankaların bazılarının da avukatlığını yaptıklarını, dolayısıyla da “çıkar çatışması yaşanabileceğini” bildirdi.
“GİULİANİ VE MUKASEY DURUŞMAYA ÇIKMAYACAK…”
Ancak Zarrab’ın savunma ekibinde yer alan ilk avukat Brafman, mahkemeye bir yazı göndererek, ne Giuliani’nin ne de Mukasey’in duruşma aşamasında görev yapacaklarını bildirdi. Brafman, her iki ismin de, “duruşmaya çıkmayacaklarını, duruşma hazırlıklarında da rol oynamayacaklarını” bildirdi. Bu mektup da, kafalarda “duruşma sürecine katılmayacaklarsa, Zarrab neden Giuliani ve Mukasey ile anlaştı” sorusunu gündeme getirdi.
Tam bu aşamada, New York Times gazetesi bu soruya yanıt olabilecek çok önemli bir iddiayı gündeme getirdi. Gazete, Giuliani ve Mukasey’in geçen ay Türkiye’ye giderek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüştüklerini yazdı. Haberde, Giuliani ve Mukasey’in Erdoğan ile görüşmeyi “Zarrab adına yaptıkları” ifade edildi, ancak içerik konusunda bilgi verilmedi. İddia, ziyaretinin hassasiyeti nedeniyle gizlilik kaydıyla konuşan ve görüşmelere ilişkin bilgi sahibi bir kaynağa dayandırıldı.
ZARRAB İTİRAFÇI MI OLACAK?
Zarrab’ın yeni tuttuğu avukatları Türkiye’ye gönderdiğine ilişkin iddia ve bu iki kilit ismin duruşma sürecinde yer almayacaklarının bizzat Zarrab’ın avukatı Brafman tarafından mahkemeye bildirilmesi ise, “Zarrab cezasının düşürülmesi karşılığında itirafçı mı olacak” sorusunu gündeme getirdi.
ABD hukuk sisteminde, zanlı mahkeme süreci öncesinde Savcılık makamı ile anlaşarak, itirafçı olmak karşılığında kendisi hakkında istenen cezayı düşürebiliyor ya da verdiği bilgilerin içeriğine göre hiç ceza almadan da kurtulabiliyor. Savcılık ile sanığın anlaşması halinde, duruşma sürecine geçilmiyor.