Zaman Türkiye’nin aleyhine işliyor

Zaman Türkiye’nin aleyhine işliyor

AKP hükûmetinin sığınmacılar ve kaçakları geri gönderme hususunda herhangi bir tasarrufunun bulunmadığı hepimizin malumu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sığınmacı ve kaçakları göndermeyeceği hususunda birçok kez beyanatları olmuştur.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri sırasında yaptığı şu konuşma ise bu konudaki katı tutumunu göstermektedir: “…Ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ne diyorlar, biz seçimi kazandığımızda bu ülkedeki mültecileri ülkelerine göndereceğiz diyorlar. Biz göndermeyeceğiz!”

Tehlikenin birinci boyutu; ülkemizde kalmaya devam eden sığınmacı ve kaçaklar iken son dönemde ortaya çıkan bir gelişme ise tehlikenin farklı bir boyutu olan göç tehdidini bir kez daha gündeme getirmiştir.

Türkiye’ye sadece sınırdaşımız Suriyeliler değil, bilindiği üzere yaklaşık 3000 kilometre uzaktan Afganlar ve Pakistanlılar da gelmektedir.

Bu göçün en büyük tehlikesi ise gelenlerin tamamına yakınının erkek olması ve bazılarının yanlarında uyuşturucu madde getirmesidir.

Bu kadar fazla eğitimsiz ve suça eğilimli erkeğin ülkemize girmesi özellikle kadınlarımızın ve çocuklarımızın sosyal hayatını tehdit ederken olayın ikinci boyutu tüm Türkiye’yi endişeye sürüklemelidir.

Dünyanın en çok eroin ve metamfetamin üreten ülkesi Afganistan’dır. Dünya genelindeki uyuşturucu maddenin %80’i Afganistan’daki haşhaş maddesinden üretilmektedir.

Nisan 2022’de haşhaş üretimini yasaklayan Afganistan, bu ay da kenevir üretimini yasaklamıştır.

Peki, Afganistan’da Taliban’ın haşhaş ve kenevir üretimini yasaklamasının bizi ilgilendiren yanı nedir?

ABD Barış Enstitüsü Afganistan uzmanı William Byrd, geçtiğimiz aylarda yayınlanan makalesinde özellikle şu hususa dikkat çekiyor; Haşhaş ve kenevir ekiminin yasaklanması Afganistan’ın yılda 1 milyar dolardan fazla kaybetmesine yol açacak. Olumsuz ekonomik sonuçlar doğuracak bu olay neticesinde potansiyel olarak bir mülteci kriziyle karşı karşıya kalacağız. Bütün bunlar neticesinde daha fazla insan Afganistan'ı terk ederek yakın ülkelere, oradan da Türkiye ve Avrupa'ya gitmeye çalışacak.

“Toprak Üzerine Kurulan Bir Devlet: Afyon Afganistan’ı Nasıl Zayıflattı” kitabının yazarı David Mansfield ise, bu yasağın uygulanmaya başladığını, çekilen uydu görüntülerine göre Taliban’ın, daha önce ülkenin haşhaşının %50'sinden fazlasını üreten Helmand Eyaleti'nde haşhaş ekimini %99'dan fazla azalttığını söylerken, o da bu yasağın Afganların 2 bin dolara gelebildiği Türkiye’ye göçü tetikleyeceğini öngörmektedir.

Haşhaş ve kenevir üretiminin yasaklanması neticesinde ekonomik geliri azalacak Afganlar ve uyuşturucu üretimi yapamayacak olan uyuşturucu kimyagerlerinin Türkiye’ye gelme ihtimali, özellikle Türk gençliği açısından oldukça risklidir.

Pakistan’ın en büyük uyuşturucu mafyalarının 1979’dan sonra Pakistan’a gelen Afganlardan oluştuğu ve Afganistan’da mevcut uyuşturucu kullanan kişi sayısının 4 milyondan fazla olduğu düşünüldüğünde tehlikenin boyutu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Sığınmacı ve kaçakları göndermeyerek, onların Türkiye’de kök salmasına vesile olan bir hükümet iktidardayken zaman Türkiye’nin ve Türk milletinin aleyhine işlemektedir.

Yabancı yazar ve akademisyenlerin bile hemfikir olduğu bu tehdidi savuşturmak için ise Türkiye derhal sınır güvenliğini artırmalı ve Doğu sınırlarımız geçilmez olmalıdır.