ZAFERİN ADI TELGRAF TELLERİ

ZAFERİN ADI TELGRAF TELLERİ

Düşman devletleri Anadolu’nun İstanbul’dan tecrit edilmesini istedi

Sivas’tan İrtibat Zabiti namı ile bir yüzbaşı gönderildi. Beyoğlu’nda bilmem kaçıncı Fırka Komutanı ile temas eder ve gece yarıları gelerek gazete cesameti kadar şifreler yazdırırdı.

Hele hiç unutmam bir gece yarısı şifreleri Sivas Kongresi’ne yazdırmak için geldi. Hava yağışlı idi. Sivas’taki telgrafhanede elektrik yoktu. Pil kuvveti ile muhabere ediyorduk. Mesafe uzak, kuvvet gelmiyor. Hava nemli olduğundan telde kontakt oluyordu. Hat, nokta belli olmuyordu. Kulakla alındığı için hat, nokta belli olmayınca da anlaşılmıyordu. Yüzbaşı bey de sarhoştu, beni tahkir, tehdit ve bu vazifeye ehil olmadığımı tehkirane kelimelerle söyleyerek çok rencide etmişti. Makinadaki arızanın ne olduğundan bir bilgisi yoktu. Beni çok üzmüştü.
Teşkilât-ı Milliye muvaffakiyetle ilerliyordu. Kongre, Ankara’ya nakledildi. Yine muhabereye devam ediliyordu. Ankara’dan aldığımız şifrelerin imzası 20’nci Kolordu namını taşıyordu. İsim zikredilmiyordu.
Harbiye Nezareti’nde Seryaver Salih Bey vardı. Rütbesi Binbaşı idi. Millî hükümetin gizli temsilcisi oluyordu gibi bana geliyor. Çok halim selim bir zattı. Hiç bir acı kelimesini duymadım. İntizar salonunda bir pencere içerisinde kurulmuş muhabere makinası çalışmaktaydı.
Salih Bey, icabında beni çağrır Ankara ile muhabere ederdik. Kısa kısa şifreler yazdırırdı. Aldığı kısa kısa şifrelerin cevabını makinanın bulunduğu masada elini siper ederek, bakma diye tercüme eder ve cevaplandırırdı. İstanbul’da gerek askerî memurlar ve gerekse sivil memur ve hatta halkın ekserisi millî harekâta can ve gönülden taraftardılar. Fırsat buldukça her tehlikeyi göze alarak yardım ederlerdi. Anadolu’ya cephane, malzeme kaçırırlar ve Hilâfet Hükûmeti’nin her emir ve istekleri nazarı itibare alınmazdı. Düvel-i itilâf kuvvetleri ile işbirliği yapan Padişah Hükümetini bir düşman hükümeti sayarlardı. Bu vaziyeti anlayan düşman devletleri tamamiyle Anadolu Hükûmeti’nin, İstanbul Hükûmeti’nden tecrit edilmesine karar verdiler.
Bir gece yalnızdım. Kongre muhabere memuru, zannedersem Hamdi idi. Bu gece kat’iyyen makina başından ayrılmayacaksın. Paşa hazretleri makina başındadır, dedi.
Her saat başında ne var derdi ve bu gece fevkalâde bir vak’anın zuhurunun beklenmekte olduğunu, çok uyanık bulunmamın emir olduğunu söyledi.
Her saatte bir şey duydun mu deniyordu. Sabah vaktine bir-iki saat kala mitralyöz endah sesini duydum ve haber verdim. Acele tahkiki emir edildi. Bir fırka merkezi olan Şehzadebaşı’ndaki Letafet Apartımanı’nı İngilizler bastılar.
Nöbetçilerden birkaçının şehit edildiğini öğrendim ve böyle haber verdim. Daima etrafta göz-kulak olmamı tembih ettiler ve artık şafak da söktü.
(Devam edecek)