ZAFERİN ADI TELGRAF TELLERİ

ZAFERİN ADI TELGRAF TELLERİ

Atatürk, İstanbul’un işgalini anlattıktan sonra, Hamdi Bey’e teşekkür eder

Hamdi Bey, bu arada Konyalı öğretmen Nesibe Hanım ile evleniyor; bu evlilikten Cenan, Emel ve Cantez adlarında ikisi erkek, biri kız üç çocukları oluyor. Atatürk, çıktığı yurt gezileri sırasında Konya’ya uğradıkça, Manastırlı Hamdi Bey de karşılayıcılar arasında yer alırdı. Bir gelişinde, onun küçük oğlu Cenan’ı görünce, 'Oğlum Hamdi, bu çocuk çok zeki, bunu bana ver ben okutayım' demiş, ancak annesi çok düşkün olduğu için, çocuğunu Gazi’ye vermemişti. Gazi bu hareketten hiç alınmamış; 'Ana kalbi bu; madem öyle istiyorsunuz, öyle kalsın' demiş, Konya’dan ayrıldıktan sonra da küçük Cenan’ın öğrenimi için her ay belirli bir miktar para göndermişti. Atatürk’ün ölümünden sonra Cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü de Manastırlı Hamdi Bey’e ilgisini sürdürdü. Hastalığı sırasında onunla yakından ilgilendi, tedavi ettirdi. Manastırlı Hamdi Bey, 9 Aralık 1945 günü, çok sevdiği Mevlana’nın kenti Konya’da vefat etmiştir.

Mustafa Kemal, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 1927’de, 15-20 Ekim tarihleri arasında yapılan ikinci kongresinde, o dönemde ‘Büyük Nutuk’ diye adlandırılan söylevini okur. Nutuk’ta Gazi, İstanbul’un işgalini anlattıktan sonra, kendisine bu acı olayı bildiren telgrafçı Manastırlı Hamdi Bey’e şöyle teşekkür eder: 'Bu hamiyetli ve cesur Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı İstanbul’da geçen bu acı olayları öğrenmek için, kim bilir ne zamana kadar bekleyip duracaktık. İstanbul’da bulunan nazır, milletvekili, komutan ve teşkilatımız adamları içinden, bir kişinin çıkıp da, zamanında bize haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki hepsini heyecan ve çarpıntı kaplamıştı. Bir ucu Ankara’da bulunan telin İstanbul’da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir duruma gelmiş oldukları yargısına varmak, bilmem ki doğru olur mu? Telgraf memuru Hamdi Efendi sonradan Ankara’ya gelerek karargâhımız telgraf memurluğu yapmıştır. Kendisine borçlu olduğum teşekkürü, burada açıkça söylemeyi millî ve vatan görevlerinden sayarım.'

 


Atatürk’ün gizli telgraf hattı

Bu arada geçtiğimiz yıllarda Sirkeci Postanesi’nin bodrumunda Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda İngiliz işgali altındaki İstanbul’dan ’çok önemli mesajları’aldığı gizli telgraf hattının bulunduğu haberi basında yayımlandı. Bununla ilgili bilgiyi paylaşalım...
Arkeologlar, savaşın kaderini belirleyen bu gizli hattın tarihi hat olduğunu tescilledi.
PTT Genel Müdürlüğü, postacılar tarafından yıllardır efsane olarak anlatılan 'Atatürk’ün gizli telgraf hattını' sonunda ortaya çıkardı. İstanbul’dan Kurtuluş Savaşı’nın kaderini değiştiren mesajların gönderildiği gizli telgraf hattı, Sirkeci Postanesi’nin bodrumunda bulundu. PTT Genel Müdürlüğü’nün oluşturduğu tarih komisyonu, bodrum katında inceleme başlatmıştı.
(Devam edecek)