Üsküdar’daki annesini kız kardeşine emanet ettikten sonra Hamdi Bey, Anadolu’ya geçmek isteyen vatanseverlere yardımcı olduğunu öğrendiği Paşabahçe gemisi kaptanıyla görüştü. Paşabahçe gemisi Mudanya’ya çalışıyordu. Yunan işgali altında olmasına rağmen, Mudanya’dan Ankara’ya gitmek mümkün olabilirdi. Gemiye ateşçi olarak giren Hamdi Bey, bir aksilik olmadan Mudanya’ya ulaştı. Mudanya Yunan askeri kaynıyordu. Dikkati çekmemeye çalışarak bir vasıta ile Bursa’ya geçen Hamdi Bey, buradan Mustafa Kemal’e telgraf çekerek kaçak olarak Bursa’ya geldiğini, emirlerini beklediğini bildirdi. Ama buraya kadar iyi giden şansı sanki birden yüz çevirmişti. Bursa’da Paşa’dan gelecek cevabı beklerken "Mustafa Kemal’in casusu" olduğu gerekçesiyle yakalandı ve İngilizlere teslim edilmek üzere bir vapurla İstanbul’a gönderildi. Manastırlı Hamdi Bey, yol boyunca kaçmak için çare arayıp durdu. Bu gidişin sonu ölümdü.
İngilizler daha önce yaptıkları açıklamalarda Mustafa Kemal’e yardım ve yataklık yapanların idam cezasına çarptırılacağını açıklamışlardı. Üstelik İstanbul’da Rumeli yakasında Fenerlerden, Anadolu yakasında Pendik’ten öteye gidecekler için ’vize’zorunluluğu vardı. Vizesiz, izinsiz ve Mustafa Kemal’le haberleştiği belirlenmiş bir şahıs olarak, idam mangasının önüne çıkarılması kuvvetli bir olasılıktı. Onun için ne yapıp, edip kaçması şarttı. Gemi akşam saatlerinde İstanbul limanına vardığı zaman, Manastırlı Hamdi beklediği fırsatı buldu. Mürettebat yük ve yolcu indirmeyle meşgul iken, geminin arkasına giderek kendisini iskeleye fırlattı. Daha sonra uçarcasına koşmaya başladı. Kurtulmuştu. Son vapurla Üsküdar’a, annesinin evine gitti. Annesi, hayatından umut kestiği Hamdi Bey’i karşısında sağ salim görünce çok sevindi. Bu arada, Hamdi Bey’in bilmediği gelişmeler olmuştu. Mustafa Kemal, Manastırlı Hamdi Bey’in tutuklandığını öğrenir öğrenmez gemiden çıkarılması için 56. Fırka Komutanı Bekir Sami Bey’e telgraf çekmiş, Bekir Sami Bey girişimde bulunduğu zaman geminin Mudanya’dan ayrılmış olduğu anlaşılmıştı. Bunun üzerine İstanbul’daki gizli teşkilatla temasa geçilerek Manastırlı Hamdi Bey’in Anadolu’ya kaçmasına yardımcı olunması istenmişti. Manastırlı Hamdi, birkaç gün dinlendikten sonra Kuvayı Milliye’nin İstanbul’daki gizli teşkilatının da yardımıyla, yine Mudanya’ya gidecek bir gemi buldu. Geminin ihtiyatlı kaptanı onu kiraz küfelerinin arasındaki bir küfeye gizledi, üstünü de küfelerle örttü. Her an geri çevrilme endişesi içinde, ama olaysız bir yolculuktan sonra, Mudanya’ya ayak basan Hamdi Bey, yine 56. Fırka Komutanlığı’na gitti. Fırka’nın komutanı Bekir Sami Bey valiyle birlikte Eskişehir’e gitmişti. Komutan Vekili Hüseyin Avni Bey, bir araba tahsis ederek yola çıkmasını sağladı. Yolda Hamdi Bey, Eskişehir’den dönmekte olan Bekir Sami Bey ile karşılaştı. Bekir Sami Bey, Mustafa Kemal’in gönderdiğini söyleyerek bir zarf içinde, kendisine 250 lira verdi ve Ankara’da beklendiğini bildirdi.
(Devam edecek)