ZAFERİN ADI TELGRAF TELLERİ – 9 –

ZAFERİN ADI TELGRAF TELLERİ – 9 –

Savaşın seyrini, haberleşmenin başında bulunarak, kontrol altına almış oldu

esat-atalay-001.jpg
Diğer ucu belirsiz

Yapılan araştırmalarda ucu kesilmiş eski bir hat bulundu. Bu hattın da söz konusu efsanevi hat olduğunu düşünen komisyon, tescil için Türk İslam Eserleri Müzesi’nden yardım istedi. Hattı inceleyen Türk İslam Eserleri arkeologları, bunun söz konusu tarihi hat olduğunu tescil etti. Arkeologlar yaptıkları uzun çalışmaların ardından bulunan hattın Kurtuluş Savaşı yıllarında kahraman Türk postacılar tarafından çekilen tarihi hat olduğunu belirledi. Ancak kalın duvarlarla çevrili 100 yıllık postane binasında yapılan incelemede hattın diğer ucuna ulaşılamadı. Kurtuluş savaşımızda çok önemli yere sahip olan o hat koruma altına alınacak.

İşgal günleri

16 Mart 1920 günü İstanbul’un işgal edilmesiyle birlikte İngiliz askerleri Sirkeci Postanesi’ni de ele geçirmişti. Her posta memuruna da Ankara’da bulunan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına İstanbul’dan mesaj gitmemesi için bir İngiliz askeri dikti. Buna rağmen İhsan Pere ve arkadaşları canları pahasına postanenin ikinci kat muhabere salonundan bodrum katına gizli bir telgraf hattı çekmeyi başardı. Buradan da Ankara’ya çok önemli mesajları geçtiler.

Kuvayi milliyeci telgrafçılar

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında, dönemin en ileri haberleşme aracı olan telgrafla yürütülen çok çetin bir kavganın rolü yadsınamaz.

Fatsalı Halim Efendi, Telgrafçı Hamdi Bey gibi çok sayıda isimsiz telgrafçı, İstanbul’daki İngiliz haberalma kaynaklarının akıl almaz baskı ve kuşatmasını kırarak Anadolu’ya gizli bilgileri sızdırmıştır.

Mustafa Kemal, savaşın seyrini, haberleşmenin başında bulunarak, bilgi akışını izleyerek kontrol altına almış, dönemin en hızlı iletişim olanağını kullanarak zamanın en çağdaş teknolojisinden yararlanmıştır.

Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın örgütlenmesini, vali ve ordu komutanlarıyla yaptığı eşgüdümü telgrafla gerçekleştirmiş, Saray’a karşı geliştirdiği stratejiyi kendisine bağlı telgrafçılarla yürütmüştür. Posta-Telgraf idaresinin İngilizlerin elinde olmasına karşın, en olumsuz koşulların aşılmasını isimsiz kahraman telgrafçılarla başarmıştır.

Telgraf hatlarının tahrip edildiği, telgrafhanelerin basılıp dağıtıldığı bir ortamda yurtsever telgrafçılar, Mustafa Kemal’in hizmetinde yer almış; O’na bilgi aktarabilmek, iletilerini yerine ulaştırabilmek uğruna canlarını hiçe sayarak çalışmışlardır.

Osmanlı Harbiye Bakanı Süleyman Şefik Paşa’nın, kolorduların kendi aralarında şifreli telgraf gönderemeyeceklerine ilişkin yasağına, Kâzım Karabekir Paşa, “Seferber düşmana karşı askeri sırları açıklamanın kanunlara göre cezası idamken, siz askeri sırların açıklanması emrini veriyorsunuz. Bilcümle kumanda makamlarının da hudutlara varıncaya kadar şifre muhaberatının men edilmesi, ancak Ermenistan’ın ve mevcudiyetimize düşman olanların menfaatine kaydedilebilir” şeklinde karşı çıkmıştır.