Türkiye Cumhuriyeti Devletini uzun süreden beri meşgul eden, bundan böyle de daha çok meşgul edeceğe benzeyen Ermenilerin “soykırım” iddiaları giderek uluslar arası siyasi bir sorun halini aldığına dikkat çeken Prof. Ramazan Demir, kendisini bu konuyu araştırmaya yönelten gerekçeyi şöyle açıklıyor:
Gelişen olaylar nedeniyle son birkaç yıldan beri bu suçlayıcı iddialar hakkında bazı karşı yayınlar, söylemler basında sıkça çıkmaya başladı. Konuya olan özel ilgim beni çok derin hedeflere yöneltti, Ermeni konusunda yapılması gereken çok şeyin olduğunu, konunun sadece sosyal bilimcilere, politikacılara bırakılmayacak kadar geniş ve önemli olduğunu gördüm.
Ermeni çeteleri tarafından şehit edilmiş birçok günahsız Türk vatandaşının tarihteki kutsal hakkını yazmak, gündeme getirmek bir Türk aydını olarak sorumluluklarımın olduğunu düşündüm ve konuya girdim. Ermeni katliamına uğramış bir dedenin torunu olarak duygularımı, çok kolay olmamakla birlikte, aklımın gerisine attım. Objektif olabilmek için olanca gayretimi gösterdim. Doğruları bulup bir araya getirmeye çalıştım. İddia sahibi olanlar neler diyor? Devlet arşivleri, yabancı kaynaklar neler yazıyor? Karşı görüşte olanların düşünceleri nelerdir? Tüm bu sorulara yanıt ararken, duygusallıktan öte realist olmayı hedef seçtim.
Türkiye’de derli toplu olarak konuyu izah eden ve belgeler düzeyinde irdeleme yapan, Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanmış sınırlı sayıdaki yayının dışında klasikleşmiş konumlarını koruyan eserler de vardır. Onların dışında bazı kazanç sağlama amaçlı yayımların varlığı da dikkatten kaçmıyor. İrdeleyici bir yaklaşımla yazılan çok fazla kaynağın da olmayışı beni bu konuya daha da hırsla yöneltti. Araştırmalarıma konu olan hususlara öncelikle belge bazında ulaşmaya çalıştım; belgelerin ana kaynakları devlet arşivleri ile yine iddia sahibi Ermenilerin kaynakları oldu. Ayrıca, Birinci Dünya Savaşında Türk Genelkurmayında görevli Alman komutanların raporları, hatıraları ve konu ile ilgili yabancı yazarların, gezginlerin düşüncelerini kapsayan orijinal Almanca, İsveççe, İngilizce belgeleri bu kitabın orijinal yönünü oluşturdu.
Ermeni Diasporası mensuplarının ve destekçilerinin Lozan’da yaptıkları ithamlara karşı İsmet Paşa’nın “Bizim elimiz temizdir. Sizin de elleriniz temiz ise tarih bilincine harfiyen sadık kalarak işin gerçek boyutunu ortaya koyalım” demesine rağmen o gün bugündür Türk-Ermeni dostluğunu istemeyen emperyalist güçlere fırsat vermeden Türk-Ermeni halklarının derin bir tarihi ortak dostluğumuzu genç kuşaklarımızla ileriye taşımak ilkelerimiz olmasını dilerim.