Yunan Büyükelçi'den gelen şok itiraf...
Dünden devam...
Türk topraklarının işgaline karşı CHP'den gelen itiraz seslerini bastırmak üzere görevlendirilen Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Kyriakos Loukakis toplantıda önüne konulan belgeler karşısında ezilince tarihi bir itirafta bulunur. Büyükelçi Loukakis, sorun olan adalar hakkında Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan görüşmelerin herkesten (kendisi dahil) gizlendiğini açık eder.
Yazımızın dünkü bölümünde, siz değerli YENİÇAĞ okurlarını mutlu edebileceğini inandığım -ki gelen tepki ve yorumlarda bu yönde- yüzde 50'lik bölüme yer vermiştim. Bugün de -maalesef- madalyonun diğer yüzüne geçelim.
Tutanaklardan devam;
Büyükelçi Loukakis, "Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların istikşafi görüşmeler yoluyla halledilmeye çalışıldığını bu maksatla Yunanistan tarafından 2 diplomatın görevlendirildiğini ancak neler görüşüldüğü hakkında kimsenin bilgisi olmadığını" söyler. Ümit Yalım'da, "Yunan heyetinde bir de amiral olduğu ve heyetin 3 kişiden oluştuğu belirtir ve Türk heyetinde de 3 diplomat olduğu, Türkiye'de de görüşmelerden kimsenin bilgisi olmadığı ve görüşmelerin kamuoyundan gizlendiğini" ifade eder .
Ümit Yalım, "Yunan işgali altında bulunan Aydın/Eşek Adası'nda Yunan Sahil Güvenlik botları ile birlikte AB FRONTEX Sahil Güvenlik botlarının da bulunduğunun tespit edildiğini ve 2015 yılında eski Milli Savunma Bakanı sıfatıyla Barlas Doğu tarafından AB Türkiye Delegasyonuna bir mektup gönderilerek AB botlarının geri çekilmesinin talep edildiğini, AB'nin de Temmuz 2015 itibarıyla botları geri çektiğini ve böylece AB'nin de fiili işgali kabul ettiğini" belirtir.. Büyükelçi Loukakis ve Elçilik Müsteşarı bu duruma da sessiz kalır ve cevap veremez.
Ümit Yalım, "Yunanistan'ın egemenliğinde bulunan Doğu Ege Adalarının da 60'lı yılların başından itibaren silahlandırıldığını ve böylece 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmalarının ihlal edildiğini, anılan adaların da silahtan arındırılması gerektiğini" belirterek bir hamle daha yapar.. Büyükelçi Loukakis, "Türkiye'den tehdit bekledikleri için adaları silahlandırdıklarını" ifade etmekle yetinir. Bunun üzerine Yalım tarafından,"Lozan ve Paris Antlaşmaları ile Yunanistan'a verilen 23 ada üzerinde tam egemenlik yetkisi verilmediği, adaların silahlandırılması nedeniyle Yunanistan'ın antlaşmaları ihlal ettiği ve hukuken adalar üzerindeki egemenlik hakkını kaybettiği ayrıca asıl tehdidin 17 ada ve 1 kayalığımızı işgal eden Yunanistan olduğu" kaydedilince,. Büyükelçi Loukakis ve Elçilik Müsteşarı bu duruma da cevap veremez..
Görüşmelerin sonunda CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz tarafından, "Eski CHP Milletvekili Faruk Loloğlu'nun adalar hakkında 2012 yılında soru önergesi verdiği ve dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından verilen cevapta Yunan işgalinin kabul edildiği" kayda geçirilir.
Gizli toplantının sonrası...
Yunan heyetinin, "susun,olup bitenlere ses çıkarmayın" diye CHP Genel Merkezine gelip, süklüm püklüm geri dönmesini ardından neler olur?..
Görüşme sonuçları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na aktarılır. Görüşmeyi takip eden günlerde, Binali Yıldırım'ın kendi adamıza pasaportla girerken aynı adaya Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı'nın pasaportsuz girdiği Sözcü Gazetesi'nde Saygı Öztürk tarafından da haber yapılır. Ümit Yalım anlatıyor;
"Bütün bu gelişmeler olurken Kılıçdaroğlu'nun Meclis'te yapılan grup toplantısında konuyu gündeme getirmemesine bir anlam verilememiştir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de, adaların işgali ile ilgili olarak 2015 yılının başında ayrıntılı bir rapor sunulmuştur.
CHP ve MHP'li Milletvekilleri tarafından, vatan topraklarının işgali hakkında onlarca soru önergesi verilirken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bir kez bile konuyu gündeme getirmemesi birçok soruyu da beraberinde getirmektedir. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin, 16 ada ve 1 kayalığın işgaline tam 5 yıldır sessiz kalmasından cesaret alan Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti, 17. adayı da gözlerini kırpmadan Yunan askerine teslim etmiştir.Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, Yunan askerine alenen teslim edilen adaların hesabını derhal Erdoğan ve AKP Hükümeti'nden sormalıdır. Aksi halde Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin de, Tayyip Erdoğan ile işbirliği yaptığı ve ihanete ortak olduğu tescillenmiş olacaktır."
Esasında haklı soruları doğrulayacak çok fotoğraflara şahit olduk ve olmaya da devam ediyoruz. Mini(!) bir soruyla yazıya nokta koyalım;
Türk topraklarının aleni işgali konusunda Yeniçağ'ın ısrarlı yayınlarından ve bunların CHP'nin bazı sözcüleri tarafından dile getirilmesinden rahatsız olan Yunanistan'ın heyeti neden Dışişleri Bakanlığı'na değil de CHP'ye gidiyor?...