Yorum
Yorumlar, yorumlar... Herkes konuşuyor, herkes bir şeyler söylüyor. Ülkenin en önemli konusunu, altını çizerek bir daha söylüyorum, ülkenin en önemli konusunu bir yana bırakarak konuşuyorlar, yorumlar yapıyorlar. Madde madde yazıyorum.
1. En önemli konu, vatanın bölünmezliği, ülkenin bütünlüğü konusudur.
2. Böyle bir sorunun olmadığını düşünmek, böyle bir sorun yokmuş gibi davranmak saflıktır.
3. Türkiye’nin bütünlüğü tehlikededir ve herkes adımlarını buna göre atmak zorundadır.
4. HDP’nin seçim öncesi söylediklerine hiç kimse aldanmamalıdır; bu parti Kürdistan hedefinden vazgeçmiş değildir.
5. Solculuk adına HDP’yi destekleyenler, onu sahiplenenler eğer HDP’nin hedefleri doğrultusunda düşünüyorlarsa bunu açıkça söylemelidirler.
6. AKP, eski merkez partilerinin devamı değildir; tamamen farklı, bambaşka bir partidir; bir ideoloji partisidir. AKP’nin ve onun fiilî başkanının da seçim öncesi söylediklerine hiç kimse aldanmamalıdır. Çözüm süreci adı altında PKK ve onun uzantılarıyla görüşenler, HDP’yi kucaklarında büyütenler onlardır. Hâlâ çözüm süreci devam edecek demek, biz PKK ve HDP’nin hedeflerini masada müzakere ederiz, demektir. Vatansever AKP seçmeni de buna müsaade etmeyecektir.
7. CHP, Atatürk’ün kurduğu partidir. Atatürk’ün de İnönü’nün de vatanın bölünmezliği ve ülke bütünlüğü konusundaki tavır ve fikirleri açıktır. Solculuk adına bu mirastan vazgeçmek CHP’nin kuruluş felsefesini inkâr etmek anlamına gelir. Çözüm süreci adına AKP ile birlikte hareket etmek ve PKK ile HDP’nin hedeflerini masada veya TBMM’de müzakere etmek çok ağır bir vebal olur. CHP’nin, Atatürk’e, İnönü’ye ve vatanın bütünlüğüne bağlı seçmeni, solculuk adına da olsa bu vebale iştirak etmez ve bunun sorumlularını silkeleyip başından atar.
8. MHP, Türkeş’in ve 1980 öncesi ülkücülüğün devamıdır. Ana ilkesi Türk milliyetçiliğidir. Muhafazakârlık denilerek, şu veya bu muhafazakâr değerler denilerek, halkın muhafazakâr talepleri denilerek vatanın bölünmezliğini tartışmaya açanlarla bir araya gelinemez. MHP’nin görevi, ülkenin bütünlüğünü tartışmaya açanlara karşı konuşmak değil kükremektir. Önce seçmenlerini, sonra bütün Türkiye halkını harekete geçirmektir. Halk; bir takım parti, grup ve insanları, bir daha ülkeyi bölmeye yeltenemeyecek hâle getirmelidir.
9. Ana dilde eğitim, demokratik özerklik, federasyon... Bunların hepsi ülkenin parçalanması, vatanımızdan bir kısım toprakların ayrılması anlamına gelir. Bir ülkeden toprak koparmak, müzakere konusu edilemez. Bunun ne demokratlıkla ilgisi vardır, ne de solculukla. Demokrat olmak, solcu olmak, vatanın bölünmezliğini müzakere masasına yatırmak anlamına gelmez.
10. Bir ülkeden toprak koparmak, müzakere konusu değil, ancak savaş konusu olabilir. Vatan sınırlarını savaşla çizmiş olan bir millet, elbette bu sınırları ölüm pahasına korumayı da göze alır.
Koalisyon görüşmeleri, şu veya bu partinin kırmızı çizgileri filan... Türkiye’nin bütünlüğünden daha önemli hiçbir mesele yoktur. Türk halkı sakin ve temkinlidir. İşin vahametini başlangıçta fark edemeyecek kadar da kendinden emindir. Ancak eninde sonunda durumu anlar ve hayatı pahasına ülke bütünlüğüne sahip çıkar. 500 korumayla dolaşıp kefen de giymez; kefenini giyecekse eğer, yanına ne koruma almayı düşünür, ne de işin sonunu. Herkes bu gerçeği bilmeli ve adımlarını ona göre atmalıdır.
Kimse yazdıklarıma savaş çığırtkanlığı demeye kalkmasın; bu bir vatan müdafaasıdır.