Günümüzde ekonomik krizler ve gelişmeler (enflasyon, işsizlik), doğal afetler, savaşlar, göçler, çatışmalar, hızlı nüfuz artışı, sağlık koşulları nedeniyle çalışamama, eğitim imkânlarında mahrum kalmak, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, niteliksiz iş gücü ve emeğin yeterli bir düzeyde kullanılmaması gibi birçok nedenler yoksulluğa kapı açmaktadır.
Küreselleşmenin ve anın dalaşmanın etkisiyle toplumlar hızla değişim ve gelişim gösterirken bir yandan da geleneksel tüketim alışkanlıklarını kaybetmekte ve yeni çağın koşullarına entegre olmaya çalışmaktadır. Bu hıza ayak uyduranlar ayakta kalabilirken ayak uyduramayalar ise yoksullukla mücadele etmektedir.
Yoksullaşmanın sebeplerini değerlendirmeden ziyade sonuçlarına yönelik çözümün analizinin daha değerli olduğunu düşünüyorum.
Eminim ki, insanlar artık çözüm odaklı korumacı yararlı ekonomik ve sosyal politikalar istiyor ve bekliyor!
Çünkü,
Yıllardır yoksulluğun yok edilmesinde sosyal ve ekonomik politikadan etkin yararlanılmaması, kamusal karar ve uygulamaların toplumsal sorunları azaltamaması ve koruyamaması, akademi dünyasındaki çalışmaların yetersizliği, sivil toplum ve özel kuruluşların rol alabilmedeki etkinsizliği sebebiyle bugün küresel bir sorun olan sürdürülebilir yoksulluk maalesef ki yok olmuyor sadece mücadele ediliyor.
Evet, öncelikle nasıl yoksulluk azaltılır, bitirilir sorusuna cevap arayalım?
İşte bu kapsamda uygulanması gereken birkaç etkin politikalar (naçizane önerilerimiz)
En önemli adımın Eğitim kalitesinin artırılması, mesleki eğitime önem verilmesi yani beşeri sermayenin güçlendirilmesi gerekir.
Kamu ve özel sektör yönetiminde şeffaflık, hesap verebilirlik ve denetlenebilir bir iyi yönetim anlayışı izlenmelidir. Kamu ve özel sektör yüksek teknoloji, araştırma ve geliştirme ve bilim faaliyetlerine katkısını artırmalıdır.
Etkin bir nüfus ve göç politikası uygulanmalı, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına ve bölgesel farklılıkların yol açtığı eşitsizlikler giderilmeli, kentlerde yaşayan yoksulların karşılaştığı eğitim, işsizlik, barınma ve güvenlik gibi ihtiyaçlarından kaynaklanan sorunlara yönelik yerel yönetim yetkilerinin artırılmasının sağlanması gerekmektedir.
Demokrasinin yaygınlaştırılması katılımın geliştirilmesi, sivil toplum kuruluşlarının sayılarının artırılarak yoksullara sunulan hizmetlerin kapsamında söz hakkı ve denetim yetkisi verilmelidir.
İşgücü nitelikleri artırılarak, kadınların ekonomiye katılmasının sağlanması ve ekonomik büyüme için istihdam merkezli kalkınma stratejisi ve kapsayıcı sosyal güvenlik sisteminin uygulanmasını sağlamak gerekir.
Özel olarak korunmaya muhtaç olan engelliler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, göçmenler ve hükümlülerin sosyal ve ekonomik korunma ihtiyacı öngören iyileştirici politikalar uygulanmalıdır.