Dünyanın her yerinde varlığını sürdüren yoksulluk, temel ihtiyaçlarımız olan gıda, giyim, barınma gibi maddi ve manevi ihtiyaçlarımızın temin edilememesidir.
Yoksulluk, hem gelişmiş hem de gelişmemiş ülkelerde, kişiden kişiye, bölgeden bölgeye farklılık gösteren, iktisadi- insani, göreceli - mutlak, kırsal- kentsel, kadın ve çocuk yoksulluğu adi altında karşılaşılan ve bir çok türleri olan küresel bir sorundur.
Sadece yoksulluk terminolojisine ışık tutması açısından ve yazı içeriğimize önemli bir katkı sağlamayacağından dolayı bu yoksulluk türlerinin detaylarına girmeyeceğim..
Ayrıca yoksulluk türleri ve sebeplerini analiz etmenin yoksulluğu yok etmede faydalı olacağını belirtmek ve altını çizmek isterim.
Gelelim meselemize,
Ekonomik, sosyal, psikolojik temelleri olan bu küresel mesele, özellikle çarpık ve adaletsiz bir ekonomi kaynak dağılımı sonucu ortaya çıkan sosyal bir sorundur.
Evet sorun diyorum. Maalesef kocaman bir sorun!!!
Neden mi?
Çünkü bu sorun özelde psikolojik, genelde sosyolojik derinlikleri ve etkileri hissedilen bir yaradir.Pansuman değil, acilen tedavi edilmesi ve iyileştirilmesi gerekir!!!
Yoksulluk sorunu insanoğlunun temel gereksinimlerini giderememesi ve sosyal, kültürel, psikolojik ihtiyaçlarından yoksunlaşması sonucu kişiyi yaşamsal formlarından ve standartlarından uzaklaştırır..
Geriye ne mi kalır?
Yoksulluk travması sonucu sosyal dışlanmışlık, ayrımcılık, eşitsizlik ve korunmasızlık...
Çarpık ekonomik gelir dağılımı sonucunda oluşan yoksullukla birlikte toplumda, işsizlik, güçsüzlük, güvensizlik ve eğitimsizlik gibi bir-çok sosyal sorunu da beraberinde getirir.
İşte bu yüzden yoksulluk, toplumların gelişimine ve değişimine yani kalkınmasına engel olan büyük bir tuzaktır. Bu yoksulluk tuzağına düşenler ise maalesef ki adaletsizliğin gölgesinde güçlüler tarafından sömürülerek yoksulluğun ve yoksunluğun pençesinde eşitsizliklerin kurbanı olmaktadır.
Yoksulluk tuzağı güvenli ve ekonomisi güçlü olmayan bir bölgede yaşayan yoksul halk için aynı zamanda da bir kader olmaya devam etmektedir.
Dünya da ve ülkemizde yoksulluk verilerine baktığımızda bir yandan yoksul insan sayısı artarken diğer yandan zengin insan sayısı da artış göstermektedir.
Dünya Bankası ve BM verilerine göre; dünya nüfusunun %23 ‘ini oluşturan 1,3 milyar insan yoksul iken 2022 yılının sonuna kadar iklim değişikliği, bölgesel çatışma ve Covid''19 sebebiyle bu sayının daha da artacağını ve 150 milyon insanın aşırı yoksullukla karşılaşacağını,
Dünyadaki yoksul insanların büyük bir bölümünün Sahra altı Afrika ve Güney Asya da yaşadığını ve üstelik yoksul nüfusun çoğunun da ne yazık ki çocuk ve kadınlardan oluştuğunu belirtiyor.
Türkiye’de ise yoksulluk artıyor..
Küresel salgın sonrası ekonomik koruyucu ödeneklerin yetersizliği, artan enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyat artışları sonrasında ekonomi ve sosyal politikaların uyumsuzluğu ve yetersizliği yoksullaşmanın diğer yıllara oranla daha fazla artmasına sebep olmuştur .
Açlık sınırı ;2,830,17 TL
Yoksulluk sınırı ;9,218,79 TL
Yaşam maliyeti;3,435,22 TL
Yorumu size bıraktım...