İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, YKS tarihinin değiştirilmesinin kamu yararına, hukuka ve vicdana uygun olmadığını belirterek yürütmenin durdurulması için yargıya müracaat etti.
Kızı bu yıl Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) girecek olan Müsavat Dervişoğlu, hükümetin gençlerle empati kuramadığını vurguladı. Korona virüs ile mücadele edilen bu günlerde gençlerin stres altında olduğunu ifade eden İYİ Partili Dervişoğlu, öğrencilerin ve ailelerinin yıllarca verdiği emeğin keyfi sınav tarihi değişimi ile heba olabileceğini belirtti.
“DURDURULMASI GEREKİR”
Sadece sınav tarihleriyle değil aynı zamanda gençlerin hayalleriyle de oynandığını vurgulayan Dervişoğlu, dava dilekçesinde; normalleşme süreci sebep gösterilerek sınav tarihi bir ay erkene alınması sınava girecek gençlerde normalleşmenin tam tersi bir etki oluşturmuştur ifadelerine yer verdi. Dervişoğlu “Bu kararın öğrencilerin ve ailelerinin lehine olmadığını bu sebeple ivedilikle yürütmenin durdurulması gerektiğini” belirtti.
“ÖNE ÇEKİLEBİLECEĞİNE DAİR BİR DUYURU YAPILMAMIŞTIR”
Dervişoğlu’nun iptal dava dilekçesinde ise, iptal ve durdurma nedenleri olarak “Korona virüs küresel salgını ile mücadele kapsamında, sınav tarihinin Temmuz ayının sonuna ertelenmesine ilişkin ilk karar, haliyle üniversite adaylarının ve ailelerinin sınava hazırlıklarını bu tarihe göre planlamaları sonucunu doğurmuştur. Yapılan bu ertelemede salgın ile mücadele kapsamında gelinen aşamaya göre, tarihin yeniden öne çekilebileceğine dair bir duyuru ve/veya bildirim de yapılmamıştır. Buna göre hiç kimseden bu olasılığı öngörerek hareket etmesi beklenemez” belirtildi.
T.C.
ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
İPTAL DAVASI DİLEKÇESİDİR
Davacı : Dursun Müsavat DERVİŞOĞLU
Vekili : Av. Uğur POYRAZ
Davalı : 1. Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı
2. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı
Konusu : Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tarihinin erkene alınmasına ilişkin 04.05.2020 tarihli davalı idare işleminin öncelik ve ivedilikle, idareden savunma alınmadan önce yürütmesinin durdurulmasına, sonrasında YD kararının devamına ve neticeden dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi talebi hakkındadır.
Öğrenme Tarihi : 05.05.2020
- Dava Konusu İşlem
Müvekkil Dursun Müsavat Dervişoğlu, 2018 yılı itibariyle İYİ Parti İzmir Milletvekilliği, 2018-2019 yıllarında İYİ Parti Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkanlığı Yardımcılığı, 2019 yılı itibariyle de TBMM İYİ Parti Grup Başkanvekilliği görevini yürüten, evli ve bir çocuk babası bir siyasetçidir. Müvekkilin çocuğu, 2020 yılı itibariyle Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na hazırlanmaktadır. Davacı bu yoğun mesaisinin yanı sıra tek çocuğunun geleceği açısından son derece kritik olan bu dönemin gerektirdiği hazırlık ve planlama döneminde çocuğu ile birebir ilgilenmek için azami bir gayret ve mesai sarfetmekte ve olağan, haklı kaygılar taşımaktadır.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından daha önce 20-21 Haziran 2020 tarihinde yapılacağı duyurulan, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tarihi, koronavirüs tedbirleri kapsamında 25-26 Temmuz 2020 tarihine ertelenmiştir. Hal böyleyken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyon ekranlarından 04.05.2020 tarihinde yaptığı açıklama ile anılan sınavın 27.06.2020 tarihinde yapılacağı duyurulmuş, akabinde ÖSYM sınav takviminde de YKS sınav tarihinin 27.06.2020 olarak belirlendiği görülmüştür.
- İptal ve Yürütmeyi Durdurma Nedenleri
- T.C. Anayasası’nın 130. maddesinde; üniversitelerin çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacıyla kurulacağı” hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda hem kamusal hem de bireysel anlamda çok önemli bir amaca hizmet eden bu faaliyetin ilk ve en önemli aşaması da, bireylerin yükseköğretim kurumlarına yerleştirilmesi sürecindeki kamusal faaliyettir. Üniversiteler konusunda anayasa ve yasa koyucunun iradesi dikkate alındığında, bu süreçte karar alma yetkisine sahip makamların takdir yetkilerinin sınırlı olduğu, bir başka deyişle, alınan kararlarda aşağıda işaret edilen ilkeleri gözetmekle yükümlü oldukları tartışmasızdır.
İdarenin haiz olduğu düzenleme yetkisi; takdir yetkisinden ve hukuk devletinin bir gereği olarak belirlilik ve düzenli idare ilkelerinden kaynaklanmaktadır. Hukukun üstünlüğünün temel unsurlarından olan; insanların geleceklerini güven içinde planlayabilme, davranış ve hareketlerinin hukuki sonuçlarını bilebilme mantığının sonucu olarak da, “belirlilik”, “tutarlılık”, “öngörülebilirlik” ve hatta bunlardan yola çıkarak geriye yürüme yasağı ilkeleri kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra idarenin karar alırken yöneldiği amaç, her halükarda “kamu yararı” olmalıdır.
- Covit küresel salgını ile mücadele kapsamında, sınav tarihinin Temmuz ayının sonuna ertelenmesine ilişkin ilk karar, haliyle üniversite adaylarının ve ailelerinin sınava hazırlıklarını bu tarihe göre planlamaları sonucunu doğurmuştur. Yapılan bu ertelemede salgın ile mücadele kapsamında gelinen aşamaya göre, tarihin yeniden öne çekilebileceğine dair bir duyuru ve/veya bildirim de yapılmamıştır. Buna göre hiç kimseden bu olasılığı öngörerek hareket etmesi beklenemez.
Bunun yanı sıra, normal şartlarda üniversite sınavına hazırlık ve planlama sürecini, okul ve diğer yardımcı eğitim kurumları nezdinde birebir etkileşim yolu ile yürüten bu bireylerin, anılan tedbirlerin bir sonucu olarak bu imkandan da mahrum kaldığı ve uzaktan eğitim vs. herhangi bir hizmetin de bu birebir etkileşimle aynı sonucu doğurmayacağı açıktır. Bu noktada üniversite adaylarının ebeveynlerine de işin normal şartlarda seyrinden daha büyük sorumluluk yüklenmiştir.
Gelecekleri ile ilgili en belirleyici ve kritik süreci bu şartlarda geçiren üniversite adayları ve bu kaygıları onlarla birebir paylaşan aileleri için, ertelenen sınav tarihinin bu kez 1 aylık bir müddet geriye çekilmesi ile, normalleşme sürecinin bir sonucu olarak alındığı ifade edilen dava konusu karar, bu karardan etkilenen kitle nezdinde normalleşmenin tam tersi bir psikolojik etki de uyandırmıştır.
- Yukarıda izah edilen tüm bu nedenlerle; YKS sınav tarihinin erkene alınmasına ilişkin idare işlemi, takdir yetkisinin açıkça hukuka aykırı kullanımı sonucu alınan ve idari işlemlerdeki “belirlilik”, “tutarlılık”, “öngörülebilirlik” ve dahi “geriye yürüme yasağı” ilkelerini bertaraf eder nitelikte bir karardır. Bu kararın, bir “normalleşme” gerekçesi haricinde, hukuken kabul edilebilir hangi kamu yararına hizmet ettiği açıklanmaya muhtaç olmakla birlikte, hukuken ve vicdanen kabul edilebilir bir amaca hizmet etmediği de aşikardır.
Millet olarak; ekonomi, üretim, tarım, sanayi alanlarındaki kronikleşmiş öngörüsüzlük ile yaşatılan yıkıma göğüs gerebiliriz. Ancak gençlerimizin mücadele kararlılıklarının ve gelecek hayallerinin yıpratılmasının telafisi olmayacaktır. Salgın sebebi ile karantina altında kalarak, haftalardır her gece test-vaka-entube-vefat sayılarını takip etmek zorunda kalarak büyük bir psikolojik baskı altında bir yarışa hazırlanmaya çalışan gençlerimiz ve onları en büyük yatırım ve eserleri olarak kabul eden ailelerinin senelerdir verdiği emekler keyfi bir şekilde heba edilmemelidir. Devlet empati kurmaz ancak idareciler bu empatiyi ve toplumdaki hassasiyetleri dikkate almak zorundadır. Hükümet etmek de aslında tam olarak bu empatidir. Dava konusu idari işlem ise buyruk hükmündedir.
- Bir diğer tartışmasız gerçek de açıkça hukuka aykırı olan dava konusu işlemin, aynı zamanda telafisi güç ve imkansız zararlar doğurduğudur. Bilindiği üzere, dava konusu edilen işlemin yürütülmesinin durdurulmaması halinde ileride verilebilecek bir iptal kararının etkisinin azalması veya etkisiz hale gelmesi ihtimali varsa yürütmenin durdurulmasına karar verilmektedir. Burada güçlü silahlarla donatılmış idare karşısında tek korunma vasıtası yargısal denetim olan ve bu niteliği taşıyan dava konusu karardan etkilenen kitlenin mağduriyeti ve menfaatleri de gözetilmelidir. Dava konusu işlem, davacının tek çocuğunun geleceği ile ilgili bu süreçteki tüm hazırlık ve planlamalarını alt üst etmesinin yanısıra psikolojik anlamda da bir yıkım etkisi yaratmıştır. Tüm bu nedenlerle dava konusu işlemin uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikte bir işlem olduğu da tartışmasız olduğundan, öncelik ve ivedilikle dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasını talep etmek zorunlu olmuştur.
Sonuç: Açıklanan ve re’sen bulunacak nedenlerle; YKS tarihinin erkene alınmasına ilişkin 04.05.2020 tarihli idari işlemin öncelikle savunma alınmadan yürütmesinin durdurulmasına, sonrasında YD kararının devamına ve neticeden dava konusu işlemin iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesi bilvekale saygı ile arz olunur.
Davacı Adına Vekaleten
Av. Uğur Poyraz