Yine Irak’ın Kuzeyi!
Beklenen kanlı olaylar ve gelişmeler; bütün Irak’ı özellikle kuzeyi daha da “hassas bölge” konumuna getirmiş bulunuyor.
Gerçekten de bir yanda Barzani yönetimindeki Kürtler, diğer yanda PKK’lılar bir öte yanda ise merkezi hükümet güçleri ve otoritesi büyük bir anlaşmazlık içinde bocalıyor.
Esasen, Irak’ı tehdit eden Sünni-Şii anlaşmazlığı gündemi işgal ederken ve hatta bütün bölgeye “tehdit” olurken, Irak’ın Kuzeyi’nde ise Kürt oluşum sık sık gücünü göstermeye çabalıyor. Tabii; bu arada ne oluyorsa, soydaşlarımıza oluyor.
Sık sık sütunlarımıza getirdiğimiz trajik durum, ne yazık ki gün geçtikçe tahribatını genişletiyor. Değerli soydaşımız Cüneyt Mengü son yazısında, ilgi çekici tespitlerle beraber, önemli önerileri öne çıkarıyor:
“Irak’ın 2003 yılında ABD güçleri tarafından işgal edilmesi, Irak’ın önemli bir parçası olan Türkmenler için yeni bir sayfanın açılmasına yol açmış olsa da, farklı yönlerden bazı yaşamsal sorunları da beraberinde getirmiştir.
Bunların başında Türkmenlerin siyasi denklemin dışında tutulmaları, Türkmen bölgelerindeki demografik yapının bozulması, Türkmenlerin can ve mal güvenliğinin azami derecede tehlike arz etmesi ve Kerkük’ün statüsü gibi meseleler yer almaktadır.
Söylem birliğinin temini ve Türkmenlerin yaşamsal stratejilerinin tayin edilmesi amacıyla; Türkmen toplumu zaman kaybetmeden Irak içinde ve dışında faaliyet gösteren siyasi parti, Sivil Toplum Örgütleri temsilcileri ve kanaat önderlerinin katılımı ile 3. Türkmen Kurultayı benzeri bir Türkmen Ulusal Kongresi’nin yapılması uygun olacaktır.
Türkmen toplumunun ideolojik, politik, sosyo-kültürel ve ekonomik stratejileri hakkında sorgulamalara cevaplar ve önerilerde bulunulacaktır.
Bunlar da;
* Ulusal Türkmen Meclisi’nin kurulması,
* Hedef-lider tespiti,
* İdeolojik-politik ve güvenlik meselesi,
* Nüfus meselesi,
* Ulusal Türkmen Meclis Tüzüğü Tasarısı hazırlanarak üzerinde mutabakata varılması,
* Türkmenlerin bu günü ve geleceği ile ilgili birinci hedef ve stratejileri konularında yol haritası üzerinde konsensüsün sağlanması,
* Siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu ile ilgili gerekli olan kriterlerin belirlenmesi ayrıca bu kriterlere haiz olmayan kuruluşların kapatılması.Küçük olsun benim olsun zihniyetinden vazgeçilmeli.
* Türkmen İstişare Kurulu’nun seçilmesi,
* Türkmenleri her türlü mahfilde temsil edecek akredite heyetinin, istişare kurulu tarafından seçilmesi veya atanması uygun olacaktır. Bu çalışmanın zorluğunun bilincinde olmakla birlikte, süreç öncelikle Bağdat’tan başlayarak Telafer, Tuz ve diğer bölgeler üzerinde yoklamanın neticesinde kurultay tarihinin tayin edilmesi uygun olacaktır.” Yazısından özet alıntıda bulunduğumuz Cüneyt Mengü’ye hak vermemek elden gelmiyor.