Gazeteci Yılmaz Özdil, Lale Özan Arslan''ın YouTube kanalında gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Özdil, kaleme aldığı bir yazısı nedeniyle iş insanı Mehmet Cengiz''in kendisine 1 milyon liralık tazminat davası açması hakkında konuştu.
Özdil, şunları söyledi:
“O SÖZÜYLE TAPELERİN DOĞRU OLDUĞUNU KABUL ETMİŞTİ”
“Hapse girmemizi isteyen var, canımızı isteyen var, Mehmet Cengiz de paramızı istedi. Geçmediğimiz köprünün, girmediğimiz tünelin parasını alıyorlardı şimdi de etmediğimiz hakaretin parasını istiyorlar. Çok tuhaf.
Neticede Mehmet Cengiz, gazetecilerle polemiğe giren bir siyasetçi değil, iş adamı. Köşe yazımızda yazılanlarda onların yalanlayacağı durumları varsa şirket yetkilileri ulaşır, yanlışsa düzeltilir. Netice alınamazsa tekzip veya tazminat yoluna gidilir. Doğalı budur.
Ama gördüğümüz kadarıyla Mehmet Cengiz, sırtını AKP''ye yaslamanın zahiri gücüyle, kendisini AKP davranışı göstermekte haklı bulmuş. Biz ceza davası açmış.
Özetle demek istiyor ki; ‘Sana öyle bir tazminat davası açarım ki bundan sonra benim hakkımda yazamazsın.’ Ben bunu köşemde yazdım.
Milletin orasına koyacağını söyleyen Mehmet Cengiz, bizim davada da bu lafıyla söz konusu olacak. Bunu daha önce bir AKP eski milletvekili dava etmişti ve bu lafı söylediğini kabul etmişti.
Milleti değil, rakibini kastettiğini söyleyerek ama neticede lafı söylediğini kabul ederek, aslında montaj denilen 17-25 tapelerinin doğru olduğunu kabul etti…
“ASLINDA MEHMET CENGİZ CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA HAKARET EDİYOR”
‘Bana hakaret etti’ diye 1 milyon liralık tazminat davası açtı. Bir insanın Cumhurbaşkanlığı makamına aday gösterilmesi hakaret midir? Bunu mahkemede hakime soracağız.
Bir insanın Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi, kişilik haklarına hakaret midir? Cumhurbaşkanlığı makamı böyle bir makam mıdır?
Ben aslında Mehmet Cengiz''in Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret ettiğini düşünüyorum. ‘Aday ol'' diyoruz, sen hakaret ettin diyor. Aday olmak istemiyorsa olmasın, teklif var ısrar yok.
“BENDEN ÖNCE ÖLÜRSEN, MEZARININ BAŞINDA OLACAĞIM, MİLLETE HATIRLATACAĞIM…”
Mehmet Cengiz''in şirketi, bana herhangi bir başvuruda bulunmadan, direkt parayı silah gibi kullanarak beni dava etmiş.
Gazetecileri bu ebatta paralarla mahkemeye vermek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı. Siz Türkiye''de ve dünyanın hiçbir yerinde gazetecileri astronomik rakamlarla mahkemeye veremezsiniz.
Madem Mehmet Cengiz bu işi kişiselleştirmiş, ona söyleyeceğim şudur: Yılmaz Özdil ile sen bunu kişiselleştirmişsin. Allah sana uzun ömür versin ama benden önce ölürsen, mezarının başında olacağım, bu milletin sana hakkını helal etmemesi için yaptığın her şeyi bu millete hatırlatacağım.
“SENDEN ÖNCE ÖLÜRSEM SENİ SIRAT KÖPRÜSÜNDE BEKLEYECEĞİM”
Ben senden önce ölürsem, seni Sırat köprüsünde bekleyeceğim Mehmet Cengiz. Şu anda sahip olduğun milyar dolarlarla, etrafındaki iktidar goygoycularıyla kendini çok güçlü zannediyor olabilirsin. Senin milyar dolarların mı güçlü, benim kalemim mi göreceğiz.
Mehmet Cengiz, Allah sana uzun ömür versin, ölene kadar rüyanda beni göreceksin. Bir gazeteciyle, yazdığı yorumla ilgili bir konuyu kişiselleştirmenin ne demek olduğunu ben sana göstereceğim. Ölene kadar rüyanda beni göreceksin. Bundan sonrasını mahkemede göreceğiz.
“BİZİ PARAYLA, SİLAHLA KORKUTMALARI MÜMKÜN DEĞİL”
Bizi parayla, silahla korkutmaları mümkün değil. Bizim arkamızda gazetemiz var. Ben buradan Burak Akbay''a kişisel olarak teşekkür ederim. Bu davayı duyar duymaz ilk telefon edenlerden biriydi.
Aynı zamanda İngiltere''den Amerika''ya Türkiye''nin hemen her şehrinden yüzlerce kişi ve kurumun, ‘Biz bu parayı ödemeye talibiz'' diye bana başvuruları var. Onlara da ben yurttaş gazeteci olarak ayrıca teşekkür ederim.
“BU ÜLKENİN MAHKEMELERİ, MEHMET CENGİZ’İN MAAŞLI MEMURU DEĞİL”
İktidar gücünü, gazeteciye karşı ezme gücü olarak kullanmanın ne demek olduğunu Mehmet Cengiz anlayacak. Mehmet Cengiz''in paraları mı güçlü bizim kalemimiz mi, bunu hep beraber göreceğiz. Biz bu inançla gazeteciliğimize devam ediyoruz. Bu ülkenin mahkemeleri, Mehmet Cengiz''in maaşlı memuru değil.”