Yılmaz Özdil Erdoğan’ın söylediği ev zencisinin ne demek olduğunu açıkladı. Ev zencisi diyerek kimleri aşağıladı

Yılmaz Özdil Erdoğan’ın söylediği ev zencisinin ne demek olduğunu açıkladı. Ev zencisi diyerek kimleri aşağıladı

Yılmaz Özdil, Hamas'ın lideri Haniye'nin ölümünün ardından yas tutmayanların ve Instagram'ın kapatılmasını eleştirenlerin Erdoğan tarafından 'Ev Zencisi' olarak eleştirilmesine tepki gösterdi. Afro-Türk bir kadın tarafından büyütüldüğünü söyleyen Özdil, "Ben bu hakarete sessiz kalamam" dedi.

Sosyal medya platformu olan Instagram’a günlerdir erişim sağlanamıyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) kararıyla getirilen erişim engeli, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tepkilere ilişkin yaptığı açıklamada eleştirileri sert bir dille yanıtladı. Erdoğan, "Sosyal medya platformlarının olumsuzluklarını görmezden gelenler, estirilen faşizme sessiz kalanlar, Türkiye'yi Batılı ülkelere şikayet etmekle meşgul. Özgürlükleri savunmanın yolu bu değil. Bunun adı 'ev zenciliği'dir. Batıdan daha Batıcı olan ev zencilerinin tek amacı sahiplerine hoş görünmektir" ifadelerini kullandı.

Yılmaz Özdil Erdoğan’ın ‘ev zencisi’ benzetmesinin ne anlama geldiğini bugünkü YouTube yayınında açıkladı.

"YAS TUTMAZSAN YA EV ZENCİSİSİN YA DA CİBİLİYETSİZSİN"

Erdoğan’ın bu sözleri “Hamas yüzünden niye yas tutuyoruz” diyenlere dediğini söyleyen Özdil, “Dünyada asrın liderimiz kadar kendi vatandaşlarına bu kadar hakaret eden bir başka siyasetçi var mıdır, ben sanmıyorum görmedim hiç. İlla Hamas’ı destekleyecek illa Hamas için matem tutacaksın yoksa ev zencisisin, ‘cibiliyetin bozuk’ diyor.” ifadelerini kullandı.

Ev zencisinin ne anlama geldiğini ise şu sözlerle açıkladı:

Amerikalı siyahisi bir aktivist vardı Malcom X, müslüman olmuştu, hacca gitmişti. Irkçı beyazlara karşı siyahi direnişin liderlerinden biriydi. Bu ev zencisi kavramını o icat etti. Bir konuşmasında iki tür ev zencisi olduğunu söyledi. Tarla zencisi ve ev zencisi. Ev zencisi adı üstünde evlerde uşak veya hizmetçi olarak çalışan köleler. Beyazlara hizmet eden efendisi olan beyazlara itaat eden, beyazların üstünlüğünü kabul eden, bu sayede daha iyi koşullarda yaşayan ev zencileri. Öbürleri de işte tarlada filan zor şartlarda çalışan, kötü yemek, kötü barakalarda kalan, beyaz efendilerinden nefret eden… Malcom X, ‘Ben tarla zencisiyim' diyordu. Yani aslında siyahi insanların özgürlüğü için mücadele eden bir lider ama aslında siyahlara ırkçı, bu şekilde hakaret ediyor. Günümüzde de hala böyle kullanılıyor.

aa-001.png

"OBAMA'YA BİLE EV ZENCİSİ DEDİLER"

ABD'de hala böyle beyazlarla iyi anlaşan, beyazlarla uyum içinde çalışan siyahlara ev zencisi denildiğini ve bu sözle insanların aşağılandığını söyleyen Özdil, Obama'ya bile ev zencisi denildiğini ifade etti. Erdoğan’ın da Haniye üzerinden matem tutmayan ve Instagram yasağı konusunda kendisi gibi düşünmeyenleri eleştirerek o ifadeyi kullandığını ve insanları aşağıladığını ifade etti. Eskiden de kendisi gibi düşünmeyenlere Erdoğan’ın ‘Beyaz Türkler’ dediğini belirten Özdil, Erdoğan’ın son konuşmasında prompterdaki konuşmasında bu kez ‘Ev zencisi’ kelimesinin kullanıldığını ifade etti.

"SARAYDA OTURAN TARLA ZENCİSİ"

Özdil ayrıca Erdoğan’ın geçmişte söylediği “Biz bu ülkenin zencileriyiz” sözünden, sarayda oturan tarla zencisine dönüştüğünü, makam uçaklarıyla dolaşan tarla zencisine döndüğünü belirtti Bunu da “Malcom X görseydi acaba ne derdi böyle sarayda oturan tarla zencisi…” diyerek mizahı bir dille durumu açıkladı.

"ŞAHSIMA YAPILAN HAKARETLERE SES ÇIKARMAM AMA ‘EV ZENCİSİ’ HAKARETİNE SESSİZ KALMAM”

Erdoğan’ın bu hakaretinin Afro Türklere yapıldığını söyleyen ve Afro Türk bir kadın tarafından yetiştirildiğini söyleyen Özdil, "Şahsıma yapılan hakaretlere ses çıkarmam, gazeteciliğin kaderidir bu, hamama giren terler ama bu ‘ev zencisi’ hakaretine sessiz kalmam” dedi.

ja.png

ANNESİ VE AFRO TÜRK BİR BAKICISININ FOTOĞRAFINI PAYLAŞTI

Bir fotoğraf paylaşan Özdil “Evet şu fotoğraftaki iki güzel kadına bakın. Sağdaki böyle dupduru güzelliğiyle beyaz tenli kadın benim annem, Nadide. Yanağında şark çibanı olan dünyadaki tek Giritliydi. Solundaki güzel güzel gülümseyen, güzel siyah tenli kadın ise Muazzez teyzem. Beni bebekken büyüten kadın. Evet ben bir Afro Türk kadın tarafından büyütüldüm. Birbirlerini öz kardeşten öte seven böyle kardeşliklerini, arkadaşlıklarını işte böyle fotoğraflarla ölümsüzleştiren bu iki kadının öyküsünü anlatacağım.” dedi ve aşağılanan AfroTürklere birkaç örnek saymaya başladı. Özdil açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı:

"MUSTAFA KEMAL'İ BÜYÜTEN DE BİR AFRO-TÜRK'TÜ"

Mustafa Kemal Atatürk, Selanik'te pembe boyalı evde ikinci kattaki ocaklı odada dünyaya geldi. Kundaktayken sakin bir bebekti. Lohusa Zübeyde Hanım'a kırkı çıkana kadar yardımcı olması için Üftade adında bir kadın tutuldu. Üftade Mustafa Kemal Atatürk'ün adeta eline doğmuştu. Üftade siyahtı, Afro Türk…

ZENCİ MUSA AFRO-TÜRKTÜ. TÜRK SUBAYLARININ PEŞİNE TAKILARAK CEPHE CEPHE VURUŞMUŞTU"

Zenci Musa mesela. İstanbul'dan Anadolu'ya silah ve insan kaçırmak için Kuvay-i Milliye üssü olarak kullanılan İstanbul'daki Özbekler Tekkesinde ölümü göze alarak hayatını ortaya koyan kahramanlarımızdan biriydi. Musa siyahtı Sudan kökenliydi. İtalyanlar Trablus’u işgal edince Türk subaylarının peşine takılarak derneğe geçmişti, orada çarpışırken teşkilatı mahsusa lderi Kuşçubaşı Eşref le tanışmıştı. Emir eri olmuştu. Balkan harbinde vuruştu, Çanakkale'de vuruştu, Yemen’de vuruştu. Kuşçubaşı Eşref'in İngilizlere esir düştüğü çatışmadan yaralı olarak kurtuldu, İstanbul'a geldi. Galata gümrüğünde hamallık yapmaya başladı. İşgal başlayınca da yeraltı direniş örgütümüz karakol cemiyetine katıldı gündüz hamallık yaparken istihbarat faaliyetinde bulunuyordu. Hava kararınca Özbekler tekkesinden kayıklara silah ve cephane taşıyordu. Bu faaliyetleri sırasında vereme yakalandı vefat etti rahmetli oldu. Özbekler tekkesinin haziresinde toprağa verildi.

MEHMET AKİF ERSOY ZENCİ MUSA İÇİN NE DEDİ?

Mehmet Akif Ersoy mesela. İstiklal Marşımızın şairi. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Musa'yla Hicaz'da tanışmıştı. Bu kahramandan öylesine etkilenmişti ki safında yer verdi. Eşref Bey'in Emiri Musa omzundan arşa yükseldi. Nebi İsa dedi. Mehmet Akif Ersoy dedi, ‘Ne mutlu Türküm diyene kavramının vücut bulmuş haliydi afro Musa..’

"DÜNYANIN İLK SİYAHİ SAVAŞ PİLOTU DA AFRO TÜRKTÜ"

Mavro Ali mesela. Efeydi Mavro Ali. İzmir Bergamalı siyahtı. 12 kişilik çetesi vardı, kendisi gibi siyah zeybekler oluşuyordu hepsi. Rumlar ona böyle kara manasında, Arap manasında ‘Mavro’ derlerdi. Ahmet Ali Afro Türk’tü. Dünyanın ilk siyahi savaş pilotuyla 1500 kere filmi çekilir. Türk milletinin haberi yok çünkü Türk milletine bunları unutturmak için her şeyi yaptılar bu ülkede. Tarikat-cemaat zır cahil atmosferini bu yüzden bu ülkenin üstüne kabus gibi çöktürdüler. Ahmet Ali’leri tanımayın diye…

"HOLLYWOOD'DA OLSAYDIK 1500 KERE FİLMİ ÇEKİLİRDİ, MİLLETİN HABERİ YOK."

Osmanlı'da kölelik yoktu, Afrika'dan para karşılığında getirilenler saraylarda konaklarda personel olarak çalışıyordu. annesinin adı neydi biliyor musun Zenciye’ydi. Zenciye Hanım kendisi gibi Afrika kökenli Ali Bey ile evlendi. Ali dünyaya geldi, İzmir'de. İzmir doğumlu benim canım hemşerim Ahmet Ali. Bizim topraklarımızda çok şükür etnik köken, ırk, renk ayrımı söz konusu olmadığı için Osmanlı vatandaşı olarak büyüdü, subay oldu. Almanya’ya eğitime gönderildi pilot oldu, pilot. İlk resmi uçuşunu da 1. Dünya Savaşı'nda 1916'da yaptı. Bu uçuşla dünyanın ilk savaş pilotu unvanını aldı. Diyorum ya, bakın burası Hollywood olsa 1500 kere filmi çekilir. Dünyanın ilk siyahi savaş pilotu ya. İstanbul işgal edilince bir saniye bile tereddüt etmeden Anadolu'ya geçti Konya'da bir istasyonumuz vardı, oraya katıldı. Keşif kollarında görev yaptı. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra da İzmir'de hava okulunda öğretmen olarak atıldı. Hava okulunda ‘Çelikten’ soyadını aldı. İki oğlu iki kızı oldu. Oğulları da kendisi gibi pilot oldu. Hem Türk Hava Kuvvetleri’nde hem Türk Hava Yolları’nda görev yaptılar. Türk havacılık tarihine damgasını vuran sembol isimlerden biri Ahmet Ali Bey. Albay rütbesiyle emekli oldu. 1969 yılında da 86 yaşındayken rahmetli oldu. ‘Ev zencisi’ filan denilenler işte bunlar. Hollywood da olsa sen görürdün o zaman ev zencisini. 1500 kere filmi çekilirdi, milletin haberi yok.

ATATÜRK'ÜN GÖZÜNDE APAYDI OLAN SEİS: NESİP EFENDİ DE AFRO TÜRK'TÜ

Nesip Efendi mesela. Nesip, Atatürk'ün gözünde apayrıydı. Nesip Efendi siyahtı. Sudan kökenliydi. Saraya seis olarak alınmıştı. Meclisi Mebusan’a müstahdemlik yapmıştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulurken Meclisi Mebusan’dan Ankara'ya gelen milletvekilleri tavsiye ettiler. Çankaya köşkünde alındı, personel olarak. Çankaya köşküne kırık dökük Türkçesiyle müthiş sempatik, kimse hakkında böyle dedikodu yapmayan, işini ciddiyetle yapan, ser verip sır vermeyen, para pul konusunda çok güvenilir, namuslu bir adam. Kısa sürede Mustafa Kemal'in en sevdiği personel oldu. Kimseden böyle izin istemeden Mustafa Kemal'in yatak odasına sadece o girebiliyordu. Bakın Atatürk'ün manevi kızları ona emanetti, kızlar da Nesip Efendi'ye ‘Baba’ diye hitap ederlerdi. Çarşıya sinemaya böyle bir yere gezmeye giderlerken yanlarında mutlaka Nesip Efendi olurdu. Nesip Efendi akşamcıydı, şahane bir adamdı. Köşkte çalışanlar arasında sadece onun rakı içme özgürlüğü vardı. Atatürk'ten izinli hava kararınca böyle mutfaktan ufak tefek mezeler ayarlar. Bahçedeki bekçi kulübesinde tek başına mis gibi demlenir, Mustafa Kemal bunu bildiği halde görmezden geldiği için yaverler bile ses çıkaramazdı. Bir gece fazla kaçırdı. Sızdı, kül tablasındaki sigarası da yere düştü. Kulübe alev aldı meşale gibi. Kapıdaki askerler kovalarla yetiştiler, güç bela söndürdüler. Diri diri yanmaktan kurtulan Nesip Efendi hala uyuyordu, baş yaver çok kızdı. Dayanamadı ‘Defolsun, gözüm görmesin’ dedi. ‘Az daha köşkü yakacaktı’ dedi. Nezip Efendiyi kovdu. Ertesi gün yok, ertesi gün daha gene yok falan.

ATATÜRK NESİP EFENDİ KOVULUNCA 'DERHAL BULUN GETİRİN' EMRİ VERDİ

Tabi Mustafa Kemal merak etti, sordu. ‘Nerede’ dedi. Nesip Efendiyi gönderenlere öfkelendi. ‘Adamı kovarken hiç düşünmediniz mi, nereye gider bu yaşta bakacak ne evladı var mı? Nerede yatıp kalkar? Çabuk bulun getirin onu buraya’ diye bağırdı. Nezip Efendi derhal bulundu getirildi. Hiç istifini bozmadı. Bayramlarda filan tüm hizmetliler sırayla Mustafa Kemal Atatürk'ün elini öperken efendiye asla elini öptürmez sarılır yanaklarından öperdi. Çünkü sadece yaşına değil kimseye metelik vermeyen kişiliğine de büyük hürmet ederdi. Afro Türkler işte bunlar. Ev zencisi öyle mi?

"BENİ BÜYÜTEN AFRO-TÜRK MUAZZEZ TEYZEMLE SİYAH BEYAZ AMA RENGARENK BİR AİLEYDİK"

Tekrar annesi ve kendisini büyüten Muazzez Hanımın fotoğrafını gösteren Özdil, onların hikayesini de şu sözlerle anlattı:

Muazzez, anasız babasızdı. Kökeni Afrika'nın neresiydi hangi rüzgârla ne zaman bu topraklara savrulmuş nasıl olmuş da yapa yalnız kalmıştı bilinmiyor, o da bilmiyor, çok uğraştık özellikle ben gazeteci olduktan sonra ben kendi payıma arşivleri kazıdım. Asla öğrenemedik, tek bildiğimiz sadece İstanbul çocuk esirgemede büyümüştü. Genç Cumhuriyet o zor yıllarda Osmanlı'nın geriye bıraktığı kayıp çocuklarına işte böyle sahip çıkıyordu. Devlet tarafından okutulmuş hemşire yapılmış, hemşire olmuştu. İstanbul'da Zeynep Kamil'de çalışmıştı sonra İzmir'e göçmüştü. Alsancak’ta işte böyle zengin aile bebelerine falan dadılık yapıyordu. Yanında çalıştığı bir aile vesilesiyle tanışmışlar, annemin en iyi arkadaşıydı ama öyle böyle değildi arkadaşlıkları ha, kardeşten ileriydi. Ben evde doğdum hastanede değil. Böyle ele gelinceye kadar çocuğa nasıl bakılır, yemesi içmesi nasıl disipline edilir, aşıların takibi filan hemşire olarak hepsini o öğretmişti. Annemle haftanın 2 günü bizde kalırdı ben böyle 3 yaşıma gelene kadar filan beni annemden fazla Muazzez teyzem baktı. Hiç evlenmemişti, ben onun evladıydım, O benim manevi Annem olmuştu. O şefkatle sarıp sarmalamıştı beni, o duygularla koruyup kollamıştı beni. Bütün bebeklik albümündeydi. Daima birlikteydiler, eski Türk filmleri gibiydik. Siyah beyaz ama rengarenk bir aileydik. Hayatın bir başka tatlı tesadüfü bebeklik gibi çocukluğum da afro Türklerle iç içe geçti.

"BEN AKIM’ DEMEKLE AK OLUNMUYOR, ASIL BU SAYDIĞIM İNSANLAR MEMLEKETİN YÜZ AKI…"

İşte bu yüzden afro Türk bir kadın tarafından büyüdüğüm için, afro Türk kültürüyle büyüdüğüm için kendimi afro Türk sayıyorum. Afr Türk olmaktan onur duyuyorum. Senin gibi düşünmemek, ev zencisi olmaksa şu kadarını söyleyeyim ‘ben akım’ demekle ak olunmuyor, asıl bu saydığım insanlar memleketin yüz akı…

İlgili Haberler