Yılmaz Özdil 160 milyar doları kimler kazandı yazdı? Dolar 8 liraya düştü yine 8.5’a çıktı birileri al/satla kazanç sağladı

Yılmaz Özdil 160 milyar doları kimler kazandı yazdı? Dolar 8 liraya düştü yine 8.5’a çıktı birileri al/satla kazanç sağladı

Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın istifasının ardından 2001 krizini ve o dönem Merkez Bankası Başkanı’na verilen hapis cezasını hatırlattı. Doların bir anda 8 TL'ye düşmesi ve 8.5 TL'ye yükselmesine dikkat çeken Özdil buhar olan 160 milyar doları yazdı.

Önce Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınarak yerine Naci Ağbal’ın getirilmesi ardından da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Instagram üzerinden istifası piyasalar hareketlenmeye neden oldu.

Son dönemde TL’nin değer kaybı önlenemezken peşpeşe gelen görev değişikliği ve istifa haberlerini köşesine taşıyan Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, 2001’de patlak veren krizi ve dönemin Merkez Bankası Başkanı’na verilen hapis cezasını hatırlattı.

Özdil’in yazısının ilgili bölümü şöyle:

"2001 yılı fena başlamıştı.

Serbest faiz/sabit kur rejimi uygulanıyordu.

Finansal kriz patlak verdi.

Gecelik faiz uçtu.

Likidite ihtiyacı karşılanamıyordu.

Ödemeler sistemi kilitlenmişti.

Bankaların anormal döviz talebi vardı.

Şak…

Sabit kur'dan vazgeçildi.

Paramız dalgalanmaya bırakıldı.

Dolar uçtu.

Türk Lirası bir gecede yüzde 40 değer kaybetti.

Sıradışı devalüasyon nedeniyle, vatandaş bir gecede yarı yarıya fakirleşirken, pekçok kişi ve kurum bir gecede servet sahibi oldu.

Merkez Bankası başkanı istifa etti.

Demeye kalmadı, peşpeşe iki rezalet ortaya çıktı.

Merkez Bankası, dalgalı kur'a geçmeden sadece bir gün önce, bazı bankalara sabit/düşük kur'dan 5 milyar dolar satmıştı.

Üstelik…

Bizzat Merkez Bankası başkanı, şahsi hesabında bulunan Türk Lirası mevduatını, dalgalı kur'a geçmeden iki gün önce, dolar'a çevirmişti.

Parasını sabit kur'dan dövize çevirerek, 75 bin dolar almıştı.

Dalgalı kur'dan sonra çevirseydi, anca 54 bin dolar alabilecekti.

Yani… Bir gecede 21 bin dolar kaybetmiş olacaktı.

Sıradışı devalüasyon nedeniyle, vatandaş bir gecede yarı yarıya fakirleşirken… Sabit kur'dan 5 milyar dolar satın alan bankalarla birlikte, bizzat Merkez Bankası başkanı köşeyi dönmüştü.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, varlığıyla onur duyduğumuz Sabih Kanadoğlu derhal devreye girdi, istifa eden Merkez Bankası başkanı hakkında soruşturma açabilmek için, başbakan Ecevit'ten izin istedi.

Başbakan derhal izin verdi.

Merkez Bankası başkanı önce “haberim yoktu, sekreterim yapmış” dedi, sonra plağı değiştirdi, “talihsiz tesadüf” dedi, kızının ABD'de göz ameliyatı olacağını, bu nedenle dolara ihtiyaçları olduğunu, bu talihsiz tesadüfle parasını dövize çevirdiğini filan anlattı.

***

Merkez Bankası başkanı hakkında dava açıldı.

Yargılandı.

4.5 yıl hapsi istendi.

11 ay 20 gün hapis cezası verildi.

Yargıtay onadı.

Ceza sembolikti ama, ibretlikti.

Kamu vicdanı rahatlamıştı.

***

E, şimdi bakıyoruz…

Merkez Bankası tamtakır kuru bakır, sata sata döviz kalmamış, kasada para olmasını boşver, eksi 40 milyar dolara düşmüş.

Güya doları 7 lirada tutmak için piyasaya 120 milyar dolar satılmış, dolar 8.5 liraya gelmiş, 7 liradan satın alanlar köşeyi dönmüş.

Habire Merkez Bankası başkanı değişiyor.

Hazine bakanı instagramdan istifa ediyor, telefonunu kapatıyor.

***

Dolar 8.5 lirayı geçiyor, 8 liraya düşüyor, gene 8.5 liraya çıkıyor, aradaki 50 kuruşluk farkla devletin borcu bir gün içinde 200 milyar lira azalıyor, 200 milyar lira artıyor.

Al/sat'la bir gün içinde yüzmilyonlarca dolar kazanç sağlanıyor.

Ucuz dolarları devletten kimler alıyor, bilinmiyor, ucuza aldıkları dolarları yüksekten kimler satıyor, gene bilinmiyor, emme basma tulumba gibi, milyar dolarlar birilerinin cebine hortumlanıyor.

“Eski Türkiye” diye aşağıladıkları Türkiye'de, alt tarafı 21 bin doların bile hesabı sorulurken, yakasına yapışılırken… “Yeni Türkiye” diye övündükleri rejimde Merkez Bankası'nın 160 milyar doları buhar olmuş, kimse sesini çıkaramıyor, kimse peşine düşemiyor.

Hukuku işte bu yüzden bilinçli olarak imha ediyorlar.

Hukuk varsa, bir tek kuruşuna bile kimse dokunamaz.

Hukuk yoksa, 160 milyar dolarını yerler, işte böyle haberin bile olmaz."