Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, köşe komşusu Abdulkadir Selvi'nin dün (17 Mayıs 2019) yayımlanan yazısında kullandığı "Öcalan, HDP’nin, hendek ve barikatlar konusundaki siyasetini yanlış buluyor. Kandil’in hendek ve barikatlar konusunda yanlış adım attığını düşünüyor ve bu durumun müsebbibi olarak onları görüyor" ifadesiyle ilgili olarak "Hükümet, Abdullah Öcalan’ın Suriye ve PKK’nın hendek siyaseti ile ilgili görüşlerini nasıl öğrenmiş olabilir? Belli ki Öcalan ile hangi düzeyde olduğunu bilmediğimiz bir temas sürdürülüyor" dedi.
Mehmet Yakup Yılmaz'ın "Noktalı virgül" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
Öcalan ile kim konuşuyor?
Abdulkadir Selvi, dün Hürriyet’te yayımlanan yazısında iktidarın 2019 seçimlerine giderken izleyeceği yol haritası ile ilgili “içeriden” bilgiler aktardı.
Öyle görünüyor ki 2017 yılını da olağanüstü hal rejimi içinde geçireceğiz.
Kalkması konusunda bir değerlendirme ancak bu sonbaharda yapılabilecekmiş çünkü.
Selvi’nin yazısında şöyle bir bölüm de var, buraya aktarıyorum:
“Bölgeye ilişkin değerlendirmeleri aktarıp, Öcalan’ın referandum sonuçlarına ve Suriye’deki gelişmelere ilişkin tavrını yansıtmamak eksik olur. Öcalan, HDP’nin, hendek ve barikatlar konusundaki siyasetini yanlış buluyor. Kandil’in hendek ve barikatlar konusunda yanlış adım attığını düşünüyor ve bu durumun müsebbibi olarak onları görüyor. Ancak Suriye’deki kazanımları çok daha önemsiyor.”
Bildiğimiz kadarıyla Abdullah Öcalan şu anda dört tarafı denizlerle çevrili bir hapishanede. Avukatları da dahil kimse ile görüşmüyor ya da görüştürülmüyor.
Bu durumda hükümet, Abdullah Öcalan’ın Suriye ve PKK’nın hendek siyaseti ile ilgili görüşlerini nasıl öğrenmiş olabilir?
Belli ki Öcalan ile hangi düzeyde olduğunu bilmediğimiz bir temas sürdürülüyor.
HDP’li seçilmiş milletvekillerini ve belediye başkanlarını hapse atıp Öcalan ile teması sürdürmek size de ilginç gelmiyor mu?
Selvi’nin yazısında bir de şu var: “Sonbahardaki tabloya göre HDP’lilerin durumu yeniden değerlendirilebilir. Gelişmelerin seyri olumlu olursa önleri açılabilir ya da tam tersi olabilir.”
Gerçekten ilginç: Hapisteki HDP milletvekillerinin durumunu değerlendirmek, hükümete düşüyorsa, hapiste kalıp kalmamalarına politik gelişmelere göre karar verilecekse, bu “bağımsız yargı” tiyatrosuna ne gerek var?