Terhis işlerinin geçiştirilmesi veya geciktirilmesini tavsiye ediyordu
Yeni görevi esnasında da Mustafa Kemal Paşa, Harbiye Nezareti ile muhaberatı devam ettirdi. Bölgesinde gerekli güvenlik tedbirlerini aldıktan sonra, mütarekenin bazı maddelerinin tefsir edilmesini isteyerek, Suriye sınırının nasıl tespit edileceğini, terhis meselesinin nasıl olacağını sadrazama yazdığı telgrafta soruyordu. Mustafa Kemal Paşa, maiyetindeki komutanlara gönderdiği emirde, mütareke hükümlerinin uygulanmasının bizim için daha ağır bir duruma gelmemesini sağlamak üzere gerekli tedbirlerin alınmasını isterken, Toros Tünellerinin Osmanlı Devleti için stratejik açıdan çok büyük öneme sahip olduğunu hatırlatarak elde tutulması gerektiğini ve terhis işlerinin geçiştirilmesi veya geciktirilmesini tavsiye ediyordu. Mustafa Kemal Paşa, 6 Kasım 1918 tarihli telgrafında Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’ya hitaben; Mütareke şartları arasında anlaşmazlıkları giderecek tedbirler alınmadan, orduların terhis edilmesi ve İngilizlerin her dediğine boyun eğilmesi durumunda İngiliz ihtiraslarının önüne geçmeye imkân olmayacağını bildiriyordu.
İngiliz ve Fransızların, Yıldırım Ordularının mukavemeti halinde, Adana ve İskenderun yöresini işgal edecekleri yolunda Osmanlı hükümetine baskı yapmalarına rağmen Mustafa Kemal Paşa, bölgenin teslim ve tahliyesinden yana değildi. Özellikle Halep bölgesindeki Arap aşiretlerini ve Nüvvap köyü şeyhini kendi yanına çekmek için bir takım tedbirler aldı. [Mustafa Kemal Paşanın VII’nci ordu komutanı iken Halep civarında bulunan Nüvvap karyesi şeyhini kendi yanına çekmek amacıyla 221 altın tutarında kağıt parayı örtülü ödenekten verdiği 1920 yılında İstanbul hükümetinin yaptığı soruşturmada anlaşılmaktadır. Ordu komutanlarına o dönemde örtülü ödenekten para harcama ruhsatı verildiğinden bu hususun sadece Harbiye Nezareti tarafından araştırılmasının doğru olacağı hükmüne varılmıştır. Bkz. BOA., Harbiye Gelen nr: 347045, 22 Nisan 1336/ 1920. Öte yandan Yusuf Hikmet Bayur ise eserinde olayı daha değişik bir şekilde anlatır ve 1917 yılı Ekiminde cereyan ettiğini belirtir. Bkz. Atatürk Hayatı ve Eseri, Ankara 1990, s. 136.] Öte yandan, Mustafa Kemal Paşa daha evvel (3 Kasım)
Ahmet İzzet Paşa’ya çektiği telgrafta; bölgenin kıyı şeridindeki torpillerin bahriye müfrezesi oluşturarak toplanacağını, esirler ve Ermenilerin nakli için tedbirler alınacağını, kadroları en genç efrattan doldurmak üzere kuvvetli bir fırka teşkili ve jandarmayı da takviye ettireceğini, fazla malzeme vs.nin Toroslar’ın kuzeyine aktarılacağını, terhise tabi tutulacak kuvvetlere ait silah, cephane vb. gibi teçhizatın toplanıp depolanacağını ifade ettikten sonra, bunların nakli konusunda İstanbul’dan yardım talebinde bulunacağını da belirtmişti. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa, Sadrazam ve Harbiye Nazırı Ahmet İzzet Paşa’ya birbiri ardınca gönderdiği telgraflarla son derece açık ve kesin ifadeler kullanarak uyarılarda bulunmaya çalışıyordu. Bu telgraflardan anlaşıldığına göre, Mustafa Kemal Paşa, İskenderun bölgesinin işgaline engel olabilmek için elinden gelen her türlü tedbire müracaat ediyordu. Öte yandan Ahmet İzzet Paşa, Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdiği 6 Kasım 1918 tarihli telgrafı ile İstanbul’daki İngiliz Amirali Galthorpe’un, İskenderun ve çevresinin mukavemetsiz teslim edilmesi istediğini bildirdi. İngilizlerin aşırı istekleri karşısında direnmekten yana olan Mustafa Kemal Paşa ise, emri altındaki kuvvetlerin takviye edilmesi halinde bütün felaket ve sıkıntılara rağmen, Türk milletinin sesini duyurmanın mümkün olabileceğini ifade ediyordu. (Devam edecek)