Almanların maksadı Arap
yarımadasını ele geçirmekti
Falkenhein’ın Yıldırım Ordular Grup komutanlığına atanma emri 11 Temmuz 1917’de Padişah’ın onayından çıktı ve 15 Temmuz’da da teşkil emri yayınlandı. [Yıldırm Ordular Grubu ile ilgili emir şu şekildedir: "1- Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı adıyla yeni bir grup komutanlığı teşkil olunmuştur. Grup komutanlığı şimdilik İstanbul’da bulunacaktır. 2- Yıldırım Ordular Grup Komutanlığına Mareşal Von Falkenhein Paşa (Mareşallik rütbesi Türkiye’de verildi) ve Kurmay Başkanlığı’na Albay Von Dommes atanmıştır. 3- 6. ve 7. Ordular, Yıldırım Ordular grubunun emrine verilecektir. 4- Şimdiden tesbit edilen Kuruluş şöyledir: 6. Orduya 13. ve 18. kolordular; 7. Orduya 15. ve 3. kolordular bağlı bulunacaktı. Alman Asya Kolu, II. nolu Paşa karargâhı ile üçer bölüklü piyade tabur karargâhı, üç makineli tüfek bölüğü ve diğer teknik ve destek unsurlarından kurulu bulunacaktı. 5- 6. ve 7. Ordular yarından itibaren iaşe ve ikmali tamamlanarak Yıldırım Ordular grubuna bağlanacaklardır." Bk. Gn.Kur. ATASE Arşivi: 1-1, Kls: 211, Ds: 892, F: 17.]
Böylece Yıldırım, evvela Irak’a ve sonra Suriye’ye şamil olan orduya, aynı zamanda bu generalin karargâhına verilen ad oldu. Bu adın verilmesi ile maksat ve hedef hakkında gizlilik sağlanmak isteniyordu. Almanlar ise Yıldırım’a, "F. (Falke) Ordular Grubu" diyorlardı.
İmzalanan antlaşmaya göre, Yıldırım Orduları karargâhında bütün yazışmalar Almanca yapılacaktı. Karargâhta 65 Alman subayı ve Almanca bilen 9 da Türk subayı bulunacaktı. Gelen yazılar tercüme bürosunda Almanca’ya çevrilerek işlem görecekti. [Yıldırım Ordular Grubu karargâhında görev yapmış olan Ali Fuat (Erden) Paşa’nın ifadelerine göre Alman generallerinden Liman Von Sanders Filistin cephesinde bir Türk subayına şunları söylemiştir: "...Yazık şu Türklere, yazık şu Türkiye’ye. Vatanları tehlikede iken mukadderatlarını idare eden milli bir karargâhtan bile mahrumdurlar. Şu karargâh bir Türk karargâhı değil, Falkenhein karargâhının İstanbul’da bir şubesidir. Bu karargâhı teşkil eden Alman zabitleri; hizmet ettikleri, maaşını aldıkları, elbisesini giydikleri ordunun re’si müttefiki (düşünen başı) değil, fakat Almanya’daki büyük karargâhın emel ve arzularını tatbik eden icra vasıtasıdır." Ali Fuat Erden, Paris’ten Tih Sahrasına adlı eserden naklen Sadi Borak, Öyküleriyle Atatürk’ün Özel Mektupları, İstanbul 1980, s. 102.]
Yıldırım Ordular Grubu Karargâhı Türkiye’ye Alman teşekkülü olarak gelmiş olup, Alman maksatlarına hizmet edeceği aşikârdı. Türkiye’nin iç sorunu olan Arap isyanını bastırma işini de ele almak istemişti ki, buna neden olarak Arapların Türklere güveni olmadığı fikri ileri sürülmüştü. [7’nci Ordu komutanı Mustafa Kemal Paşa, Alman Generali Falkenhein’ın Arap yarımadasını Alman müstemlekesi haline getirmek istediğini ifade ettiği gibi, aşiretler meselesine karışmamasını da mektubunda ikaz ediyordu. Bkz., Ali Fuat Erden, Paris’ten Tih Sahrasına adlı eserden naklen Sadi Borak, Öyküleriyle Atatürk’ün Özel Mektupları, İstanbul 1980, s. 119-122.]
Yıldırım teşebbüsü için Almanya, bir karargâhtan başka Alman Asya kolu adıyla bir tugay kadar kuvvet, motorlu araçlar ve hava kuvvetleri tahsis etti. Ayrıca Yıldırım’ın masrafları için Osmanlı Genelkurmayı’na 5.000.000 Alman altını borç verildi. Alman Asya kolu, üç piyade taburu, üç makineli tüfek bölüğü, üç süvari bomba takımı, tüfek, süvari bomba takımlarıyla, topçu taburu, uçaksavar top bataryası, piyade top takımı, iki dağ obüs takımı, istihkâm bölüğü, köprücü takımı, telefon ve telsiz takımları, sıhhiye bölüğünden müteşekkil idi. Hava kuvvetleri sekizer uçaklı dört hava müfrezesinden, motorlu vasıtalar da beş bölükten (24 kol) ibaret idi.
(Devam edecek)