Yeter!.. Yeter artık!
Yeter, yeter artık! Dinimizi bize bırakın!
Yeter, yeter artık! Dinimizi, dinimizin mübarek kavramlarını siyaset meydanlarının kirli havasıyla kirletmeyin!
Yeter, yeter artık! Çirkin siyaset oyunlarınıza yüce yaratanımızın adını karıştırmayın! Sevgili peygamberimizin adını kirli siyasetinizin içine sokmayın!
Yeter, yeter artık! Bırakın bu millet, hangi partiden olursa olsun, kalbinin en ince hisleriyle, Allah'ı ile baş başa kalsın!
Yeter artık, girmeyin bu milletin vicdanına! Zedelemeyin dinî duygularımızı! İmanımızı sorgulamayın! Çıkın içimizden, çıkın!
Gidin, gösteriş yapmadan ibadetinizi eda edin! Allah ile baş başa kalın! Hiçbir karşılık beklemeden, siyasetin hırslarına kapılmadan, ihlas ile Allah'a yönelin!
Siyaset yapacaksanız sadece siyaset yapın! Dini siyasete alet etmeyin! Sizin gibi düşünen de var, düşünmeyen de var. Sizin gibi düşünmeyenleri dinden soğutmayın! İnsanlara Müslümanlık buysa... dedirtmeyin!
Yeter artık, siyasi nutuklarınızı dinî kavramlarla doldurmayı bırakın! O konuştuğunuz yer siyaset meydanı, o konuştuğunuz yer siyaset kürsüsü. Camide vaaz etmiyorsunuz, minberde hutbe okumuyorsunuz; siyasi konuşma yapıyorsunuz. Dinî kavramların, ayetlerin, hadislerin ne işi var ağzınızda? Kendi partinizden olmayanları, sizin gibi düşünmeyenleri Allah ile mi susturacaksınız, din ile mi susturacaksınız? Yeter artık, yeter, dinimizi bize bırakın!
Siyaseti işte orada, siyaset meydanında yapın! Sonra çekilin evinize, çekilin gösterişsiz, çekilin riyasız... mabedinize, içinize dönün, vicdanınızı dinleyin! Arının kirden, pislikten! Bağışlanma dileyin Tanrı'dan! İşte bu dua, işte bu ibadet... İçinizde Allah ve o gösterişsiz mekânda yalnız siz varken yapılan bu dua ve bu ibadet... Hiç şüpheniz olmasın, sizi arındıracaktır.
Yaradanı yaradılandan ötürü seviyorsunuz ama, kibrinizden geçilmiyor. Göğüsleriniz şiştikçe şişiyor. Hançerenizi yırtarcasına bağırıyorsunuz. Nasıl da tepeden bakıyorsunuz? Nasıl da vuruyorsunuz karşınızdakilere? Bütün meydanlar sizin, bütün ekranlar sizin, Allah da sizin, din de sizin ya, vurun vurabildiğiniz kadar! İnsaf imandanmış, ne gam! Almışım ya ayağımın altına bu böcekleri, ezerim ha ezerim! Sonra da din, sonra da iman... Rabbim yar ve yardımcımız olsun!...
Şehitler de evet diyormuş, göklerden gelen bir karar varmış... Nedir bunlar? Şehitlerin ruhuyla temas mı kurdunuz? Siz Allah'ın vekili misiniz? Yoksa Allah'tan vahiy mi alıyorsunuz? Vahiy bitmedi mi, İslam son din değil mi? Dinimizi ne hâle getirdiğinizi görmüyor musunuz? Bunları din için yapıyorsanız eğer, o mübarek dinimize ne kadar zarar verdiğinizi fark etmiyor musunuz? Böyle Müslümanlık mı, böyle dindarlık mı olur? Çekin ellerinizi kalplerimizin üstünden, çekin ellerinizi inancımızdan, imanımızdan, vicdanımızdan! Bırakın dinimizi din gibi yaşayalım, siyasetimizi de siyaset gibi yapalım!
Yıllardır camiyi dışarıya çıkarıp durdunuz. Camide söylenecek sözleri siyaset meydanlarında söylediniz. Nihayet dışarıyı da camiye sokmayı başardınız. Siyaset meydanında söylenecek sözleri şimdi imamlar camide söylemeye başladı. Cemaati de mi böleceksiniz? Nasıl tek millet olacağız? Milletin bir yarısına köpürerek mi, cemaati bölerek mi?
Çok tehlikeli bir oyun içindesiniz. Üstelik dinimizin kavramlarıyla oynuyorsunuz. Siyaseti kirlettiniz. Bırakın bari dinimiz temiz kalsın!