CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İzmir’in Ödemiş ilçesinde çiftçilerle bir araya geldi. Toplantı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantıda çiftçiler de kürsüye çıkarak sorunlarını anlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de katıldığı toplantıda konuşan çiftçi Meliha Yılmaz, “Artık zarar etmiyoruz ki. Çünkü battık. Batan hayvancılık zarar eder mi? Artık zarar yok” derken, Yılmaz''ın konuşması şu şekilde:
“Üç inekle hayvanımı başlattıktan sonra yükselmeye başladım, 40 ineğe kadar çıktım. Bugün gelinen nokta; düşüşe geçtim. Her ay beş inek satıp ineklerimin karnını doyurmak zorunda kaldım. (Eliyle boğazını göstererek) Artık buraya geldi. Son noktadayım. Başkanım, elinden ne gelir? Bizim sesimizi nasıl Meclis’e taşırsan taşı. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Ben, bir çekirdek aileyim. Bir oğlum var, üniversite mezunu, edebiyat öğretmeni. Türkiye genelinde 450 öğretmen alıyor, bu bölümde. 100 üzerinden 100 puan alsa atanması mümkün değil. Toprağımda çalışmak, hayvanımı büyütmek zorundayım. Artık nasıl yaparım bilemiyorum. Her gün gelen zamlardan psikolojim bile bozulmak üzere. Yeter artık, yeter. Nasıl insanlarımız koyun gibi oldu da sesini duyurmuyorlar? Nasıl insanlarımız bu noktaya geldi?
“ZAM, ZAM, ZAM”
Her gün zam. Gübreye, mazota zam. Zam, zam, zam. Biz iyi kötü… Ben, 57 yaşındayım, bir şekilde hayatımı sürdürebilirim. Genç nesillerimiz ne yapsın? Onların gününü karartmaya ne hakkımız var bizim? Genç nesillerin önü açılmasın mı, onlar iş, ekmek sahibi olmasın mı? Saman; şu balyayı inek bir günde yer, bir günde. Gelen misafirime 10 kilo, beş kilo süt kokuyordum. Değil gelen misafirime süt koymak, kendi karnımı zor doyuruyorum. Ne olur yani? Artık dayanacak gücümüz de kalmadı. Maddi ve manevi yıkıldık artık. Herkes sesini duyurmalı. Herkes korkuyor konuşmaktan. Niye konuşuyoruz? Hakkımızı aramak suç mu? Ne zamandan beri hakkımızı aramak suç oldu? Herkes kendi gölgesinden korkar oldu. Korkmayacağız. Yetkili yerlere sesimizi duyurma zamanı; birlik olma, dayanışma zamanı. Birlik olalım, beraber olalım, her yerden sesimizi duyuralım. Bu böyle olmaz. Biz, bunu hak etmiyoruz. Biz, böyle yaşamayı hak etmiyoruz. Toprağımıza sahip çıkmalıyız. Üç türlü mahsul yetişir bir yılda topraklarımızda. Üç hasat kaldırabiliriz. Ben, bu yıl 20 dönüm toprağımın 10 dönümünü ekemedim. Ekemedim, boş yani. Niye boş kalsın? Benim milletim, yetiştirsem, yese olmaz mı? Aslında bu herkesin sorunu. Herkese sesini duyurma zamanı. Birlik beraber olalım lütfen. Atatürk’ün dediği gibi köylü milletin efendisidir.
Her ay beş inek satıyorum. Damımı küçültmeye başladım. Sütün litresi 650 liraydı (kuruşu kastediyor), yemin çuvalı 20 liraydı, Herkes kazanıyordu. Kazanmadık dersek yalan olur yani. Allah’a şükür çocuklarımı ineklerimle okuttum. Bu noktaya öyle geldim.”