Yerel yönetimler üstündeki hükûmet vesayeti kalkmalıdır
Yerel seçimler için büyük şehirlerde anketler yapılıyor. Vikipedi bu anketleri düzenli olarak yayınlıyor. Bu anketler içinde taraflı ve yanılma payı yüksek olanlar da olabilir. Ancak bu anketlerin ortalamasını almak, bu sorunları kısmen ortadan kaldırır, doğruya en yakın sonucu verir.
*İstanbul’da 26 anket yapıldı. CHP’nin oyları AKP oylarından 1,1 puan daha önde çıkıyor.
*Ankara’da 8 anket yapıldı. CHP oyları 9,8 puan daha fazla çıkıyor.
*İzmir’de 4 anket yapıldı. CHP oyları 6,2 puan daha önde çıkıyor.
*Ordu ve Bursa’da ikişer anket yapıldı. Bursa’da CHP, Ordu’da AKP önde çıkıyor. (Aşağıdaki tablo.)
Bu yerel seçimler aynı zamanda halkın demokrasi talebini yansıtacaktır. Demokrasi talebi olmayan bir toplum, gelecekten refah bekleyemez. Çünkü demokrasi yoksa hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı da yoktur. Her şeyden önce otokrasi; bağımsız yargının kendinden de hesap soracağını bilir ve bu nedenle kendine bağlı yargı düzeni kurar.
Demokrasi yoksa ekonomik istikrar da yoktur. Çünkü ekonomide kaynakların etkin kullanılması ve bu kaynakların halk tarafından kontrolü yalnızca demokrasilerde olur.
Yerel yönetimler demokrasinin en önemli ve ilk basamağıdır.
*Türkiye’de yerel yönetimler üstünde olan, parti genel merkezlerinin, İçişleri Bakanlığı’nın ve valilerin vesayet yetkisi kaldırılmalıdır. İcabı halinde, Belediye Meclis üyelerinin onda birinin isteği ile denetim ve yolsuzluk iddialarında kovuşturma, Sayıştay ve yerel mahkemeler tarafından yapılabilir.
*Bir yerde yeni belediye oluşturma veya mevcut belediyenin kaldırılması için referandum şartı konulmalıdır.
*Planlama, işleyiş ve örgütlenme yapısı; belediyelerin kendileri tarafından yapılmalı. Denetim iç denetim yoluyla yapılmalıdır.
*Belediyelerin de kendilerini ve bölgelerinin haklarını ilgilendiren konularda doğrudan mahkemeye gitme hakları olmalıdır.
*Tüm imar planlaması ve uygulaması Belediyeler tarafından yapılmalı; Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve TOKİ’nin merkezden plan yapma yetkileri kaldırılmalıdır. İnsanların yerel temsilciler yoluyla yaşayacakları mekânlara kendilerinin karar vermesi gerekir.
*Sit alanları ve çevre koruma; ilgili belediye ve Üniversiteler iş birliği içinde yapılmalı. Merkezî devletin kontrolü ve yetkisi kaldırılmalıdır.
*Anayasanın 123. maddesinin ikinci fıkrası “idarenin kuruluşu ve görevleri, Merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.” diyor. Devlet bir bütündür ve vergi toplama yetkisi olan ve kamu hizmeti yapan Belediyeler de devletin bir parçasıdır. Belediyelerin vergi toplama hakkı genişletilmeli, özel kişi ve şirketler tarafından belediyelere yapılacak hibeler, okul, yurt, hastane şeklinde ayni nitelikte olabilmelidir.
Türkiye’nin 1988 yılında imzaladığı ve 1993’te yürürlüğe giren Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler özerklik şartnamesinde Türkiye’nin çekince koyduğu maddelerden yukarıdaki prensiplere uyan ve demokratik olanlarla ilgili çekincelerini kaldırmak gerekir.