Yerel Seçimde ittifak yoksa Anayasa değişikliğinde var mı?
1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyor.
Türkiye’nin çok önemli gündem konuları var.
Birincisi; 31 Mart 2024 Yerel Seçimi. Gözler elbette siyasi partiler arasında oluşacak ittifaklara çevrilecek.
İkincisi; Çalışanlara ve emeklilere yapılacak zamların da belirleneceği 2024 yılı bütçe kanunu. Faiz, enflasyon, dış borç açığı ve kur korumalı mevduat konusunda atılacak adımlar.
Üçüncüsü; Yeni anayasa için düğmeye basılması.
Birinci konumuzdan başlayalım:
İYİ Partinin ittifaklara kapalı olduğu Meral Akşener’in ortaya koyduğu net tavır ile her geçen gün geri atılmaz oluyor.
Sürpriz Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun “Yerelde Gelecek Partisi, tüm partilere AKP de dahil olmak üzere açık, işbirliği yapmaya hazır mı?” sorusuna verdiği yanıt ile ortaya şöyle çıktı; “Tabii tabii. Konuşabiliriz…”
İkinci konumuz elbette milyonlarca kişiyi ve elbette yerel seçimi de çok yakından ilgilendiriyor:
AKP iktidarının 15 milyon emekliye vereceği zam Erdoğan’ın açıklamasına göre Ocak 2024’e kaldı. 2024 bütçesi Erdoğan tarafından sarayda hazırlanıyor. 600 milletvekili mecliste bir kuruşunu bile değiştiremiyor.
Erdoğan’ın emeklilere, çiftçilere ve çalışanlara vereceği zamlar bütçe ile netleşecek.
Gelelim üçüncü konumuza:
Yeni anayasa meclise gelince partilerin tavırları ne olacak?
Millet İttifakının 6 partisinin en önemli hedefi parlamenter rejime dönüş idi.
6 lider imzaladıkları bu anayasa değişikliği metnine sadık kalacaklar mı?
İlk akla gelen İYİ Parti ve lideri Meral Akşener’in ortaya koyacağı tavırdır.
Millet İttifakından köprüleri yakarak, CHP’yi yerden yere vurarak ayrılan Akşener ve partisi yeni anayasada iktidar ile müzakere masasına oturacak mı?
“AKP ve CHP ile rakibiz” diyen Akşener’in MHP konusuna kapıyı açık bırakmasının şifreleri neler?
Ve Davutoğlu’nun yerel seçim için AKP’ye açtığı kapı karşılık bulacak mı?
Gelecek Partisi anayasa değişikliğinde AKP ve MHP’ye destek verecek mi?
Çünkü Erdoğan’ın Davutoğlu’na yönelik şu suçlamalarını anımsadım;
“Hani bunlar dürüsttü! Halk Bankası’nı da dolandırmaya çalışıyorlar…”
AKP’nin dini bayramlarda Gelecek Parti heyetine bayramlaşma randevusu bile vermemesi de ayrı bir konu.
Ama Erdoğan bu. Kendisine en ağır hakaretleri yapan;
Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu ve Devlet Bahçeli ile bugün elele yürümüyor mu?
Siyaset maalesef budur.
Meclisteki sandalye dağılımına yapılacak yeni anayasa açısından bakalım.
Meclis’te 600 milletvekilinin ittifaklara göre dağılımı şöyle:
İktidar cephesi Toplam: 322
AKP: 263
MHP: 50
Yeniden Refah: 5
Hür Dava: 4
Muhalefet cephesi Toplam: 278
CHP: 130
İyi Parti: 44
YSP: 55
Saadet Partisi: 20
DAP: 15
Türkiye İşçi Partisi: 4
Demokrat Parti: 3
Demokratik Bölgeler Partisi: 2
Emek Partisi: 2
Halkların Demokratik Partisi: 2
Demokratik Sol Parti: 1
Meclis’teki bu dağılım anayasa değişikliğini halk oylamasına götürmek için gerekli 360 oyun aşılmasını iktidara sağlamıyor.
Ve öncelikle şu sonucu çıkartıyor:
İYİ Parti ve Saadet / Gelecek grubunun tavrı nasıl olacak?
İki partinin sandalye toplamı: 64…
Eğer İktidar ittifakının anayasa değişikliğine bu iki parti oy verirlerse toplam oyları önemli bir rakama ulaşıyor: 386…
Halk oylaması barajı aşılıyor.
55 milletvekili ile Yeşil Sol Parti de bazı siyasi pazarlıklar ile onay verirse bu durumda iktidar ittifakının oylarının toplamı şöyle olur: 441…
Yani atı alan Üsküdar’ı dört nala geçer, gider.
Millet İttifakı da tarih yazmak yerine tarih olur çöker gider.
Şimdi bu tabloda 10 milletvekili için de şu notu düşelim:
Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi bugüne kadar ki dik duruşu ile bu projenin de dışında kalabilir.