Yeraltına indi ama darbe sevdasından vazgeçmedi

"Siyasal İslamcıların Türkiye'yi 'evrensel değerlerden', hukuktan, demokrasiden, özgürlükten kopartmak için her türlü zorbalığı yaptığı"ndan...

"Yolsuzluk, ahlaksızlık, utanmazlık arttıkça gelişmiş dünyadan uzaklaşıldığı"ndan...

"Utanmadan bu ahlaksızlıklara 'millî' dendiği"nden...

"Hırsızlıkla zorbalığı' millî ilan edip Türkiye'yi rezil etmeye uğraştıkları"ndan yakınan eski AKP yandaşı şimdiki "paralel medya(!)" yazarlarından birinin tespiti gelmiş:

"Siyasal iktidarın İslamcı faşizm zorbalığını ABD Dışişleri Bakanlığı gibi Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu da kayda geçirdi. Türkiye için 'evrensel hukuk ve demokrasi' talep edenler 'yabancı ve gayrimillî', burayı zorba bir baskıyla susturarak yok etmek isteyen İslamcı faşistler ise 'yerli ve millî.'"

Nasıldı o komedi dizisinin repliği;

Dabi dabi!

***

Şimdi "siyasal İslam öcüsü" olarak anons ettiklerine bakmayın; bundan 5 yıl önce, 10 yıl önce, 14 yıl önce ve iktidar yine, bugün kınadıkları mevcut hasletleriyle idare ederken bu ülkeyi; "Aman Tanrım nasıl da ileri demokrasi havarisi", "nasıl da gömlek değiştirmiş", "nasıl da muhafazakâr demokrat(!)", "nasıl da Batıcı ve hatta Batılı", "nasıl da küresel vizyon sahibi" olduklarına dair methiyelerle toplumu AKP'ye razı edenler yine bu kalemşorlardı.

Türkiye'nin, -eh biraz da naif(!) kitlelerin kılavuzlarını bu modellerden seçmeye meylinden sebep- yıllardır mahkûm olduğu siyasal iktidarın milliğini, yerliliğini filan savunacak halim yok; Brüksel'den Washington'a, Oslo'dan Erivan'a kaç masa şahit ki değiller! Keza "Hangi istikbal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin."

Güya "okyanus ötesine" savaş açmış görünmekle birlikte bizatihi "okyanus ötesi"ndeki siyaset laboratuvarlarında imal edildiğini biliyoruz; başında bulundukları devletin egemenliğini kutlayacak kadar bile egemenlikleri bulunmayan lafta egemenlerin!

Bu ayrı ve zaten çok sık gündemimize aldığımız bir eleştiri konusu.

Ve fakat, bu demek değil ki ABD yahut AB/AP'nin iktidara cephe almasının sebebi sahiden de Türkiye için "evrensel hukuk ve demokrasi talebi!"

Kimse konjonktürün büyüsüne kapılıp da öyle bahar-kavak yelleri moduna almasın hafızasını; bu iktidar, başta Türkiye için ideal olanın "yerli ve millî diye maskelenen AKP faşizmi değil de ABD-AB'nin yönlendirdiği güzergâh" olduğunu savunan bu AB fonu beslemeli, yevmiyeli bilim adamı(!) olmak üzere yığınla "liberal"in iş birlikçisi olduğu "sivil darbe"nin sonucunda inşa oldu.

AB komiserleriyle "57. Hükümeti devirmek üzere" yaptıkları pazarlıkları kimse anmıyor bugünlerde; ama şu ara iktidarın fenalıklarından dem vurup da kıyın kıyın muhalefetin bir kesime yanaşmaya çalışan; muhalefetin bir kesimindeki tufandan kütük kapma hesabı yapan bu tipler değil miydi şimdi sözüm ona "iktidar olsun" istedikleri muhalefetin başına örülmedik çorap bırakmayan;

Üstelik de meyhane köşelerinde.

"Devlet"i, bir ülkenin kaderini "meze" yaparak kadehlerine...

***

Son 10 yılda bunca hesaplaşma geldi geçti bu memleketten, ne hikmetse kimse bu "e-postal" çetesine sormadı:

- "Özgürlükleri kullanarak Türk devletinin ve tarihinin hakkından gelmek" midir "evrensel hukuk ve demokrasi"nin gereği?

- "Millî kafa yapıları ötesinde yeni kimlikler, sadakatler benimseterek millî kimliği tahrip edecek gençlik örgütleri"ni finanse etmek, bir nesli "satın almak" mıdır; "alan razı, satan razı" mıdır "demokratik irade"nin denklemi?

- Bir başka ülkenin idari yapısı içerisinde, o ülkenin Anayasa'sını çiğneyerek "federasyon zemini hazırlayacak biçimde, şehir temelli örgütlenmeler" oluşturmaya mı yarar şu "evrensel hukuk" dediğiniz şey;

- "Türk Ordusu'nun tasfiyesi"ne mi yarar?

- "PKK'nın siyasallaştırılması"na mı yarar?

- "İrticaya ve bölücülüğe hareket yeteneği sağlayacak kampanyalar yürütülmesi"ne mi yarar?

- "İç çatışmaya ivme kazandırmak için etnikçiliği fonlamaya" mı yarar?

Bunun için mi tesis edilmiştir?

"Dünya sisteminin Türkiye'yi tedavi sürecinde, kalemlerini, ilimlerini şırınga yapıp, aldıkları -katışıksız Türk görüşünün dışında- talimatları topluma enjekte etmek" midir demokratik kültür?

Garip bir şekilde halen Türk toplum yapısında -işini kaybetmiş görünmek, hakarete uğramış görünmek vs.den bahsetmiyorum- ciddi-hukuki "hesap vermemiş tek kesim" olabilmeyi başaran e-postal darbecileri anlaşılan o ki bu "bedel ödemek durumunda kalmıyor olma", "örtülü koruma kalkanına alınmış olma" hallerinin de cüretiyle, "makbul" oldukları günlerdeki gibi uluorta değil ama "yer altında" devam ediyorlar Türk siyasetini "dış güçler" diye klişeleştirdiğimiz cenaha ipotekleme faaliyetlerine...

***

Nostalji olsun diye değil şu ara sıkça geri dönüyor olmam o günlere...

Boşuna değil o günlerde bu milleti "ameliyat masası"na yatırmak, elinde neşter bölüp parçalamak üzere yarış yapanları isim isim, tavır tavır hatırlatmaya çalışmam...

Cemaate iliştirilmiş e-postal darbecileri ne diyorlardı "gizli, sinsi hareketlerle bilgi toplamak" dahil her yola başvurarak akabinde psikolojik operasyonla yıpratmayı planladıkları Türk Milliyetçilerine:

"Uyuyan köpekler!"

Bu "kod"la Türk Milliyetçilerini itibarsızlaştırmak için "fatura karşılığı yazan", Anadolu'da etnik kimlik siyaseti yapan, genç aktivist, Mason Atatürkçü ve neoliberal "uyuyan güzeller" nezdinde pek muteber ağabeylerden birinin, önceki gece, bir grup Türk Milliyetçisine ağız dolusu hakaret ederken aynı metaforu kullanması dikkatimi çekti:

- MHP'yi köpeklere teslim etmeyeceğiz!

Bir:

Dillerinin bu kadar "paralel" olması ilginç değil mi?

İki:

Kıtmir de bir köpekti;

"Gerekçeli tashih"lerle, "onu dememiştim, ona dememiştim, böyle dememiştim"lerle uyuttuğunuzu, uyutabildiğinizi filan sanıyorsanız; bilin istedim!

Yazarın Diğer Yazıları