Yenikapı daha kalabalıktı...
Evet Yenikapı daha kalabalıktı... 15 Temmuz gibi bir bâdirenin ardından bir ve berâber olmak gerekirdi, milletin huzuruna iktidarıyla, muhalefetiyle birlikte çıkılması gerekirdi... Öyle de oldu...
Eee..
Sonra ne oldu?
Oradaki birliği muhafaza edebildiniz mi?
Hayır...
Yenikapı daha kalabalıktı...
Muhalefeti Saray'a davet ettiniz... Oraya gelmeyeceğini defaatle açıklayan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli 15 Temmuz bâdiresinin ardından prensip ve hassasiyetlerini bir tarafa bırakarak davete icâbet etti... Muhalefetin bir kanadı Saray'da kalıcı oldu, diğeri ise fikirlerini söylemeye devam etti...
Eee..
Sonra ne oldu?
"Bunlar böyledir, gelmem derler sonra tıpış tıpış gelirler" diyerek bir hassasiyeti elinizin tersiyle ittiniz...
Yenikapı daha kalabalıktı...
Eee..
Sonra ne oldu?
Darbeyi araştırma komisyonu kurdunuz. Başına da ekranlarda yıllarca cemaat propagandası yapan birini başkan, F. Gülen'e 'bin yılın en büyük mütefekkiri' diyen diğerini ise başkan yardımcısı yaptınız. Komisyon yalnızca darbeyi araştırmadı, neyi araştırdığı ise bugün meçhûl....
Yenikapı daha kalabalıktı...
Eee..
Sonra ne oldu?
Anayasa değişikliklerini referanduma götürdünüz. TBMM'deki oylamalarda gizli olması gereken oyları ifşâ ettiniz. Milletvekillerinden ret oy pusulalarını gözler önünde topladınız, bakanlarınız "Evet kuralı ihlâl ediyorum n'olmuş" dedi. Referandumda hayır verecek olanlara terörist dediniz, FETÖ'cü dediniz, darbeci dediniz, dediniz de dediniz. Mühürsüz oyların geçerli sayılması için bir YSK üyesinin helvacı kâğıdına yazdığı dilekçeyi ânında işleme koyarak sayısını bugün de bilmediğimiz mühürsüz oyları geçerli sayarak referandumda evet çıkardınız. KHK'larla ülkeyi yönetiyorsunuz. Demokrasi hak getire...
Yenikapı daha kalabalıktı...
Eee..
Sonra ne oldu?
"Referandumda evet verirseniz terör bitecek, şehit cenazeleri gelmeyecek" dediniz. Şehitler kervan kafile gelmeye devam ediyor. Terör bitmedi. "Türkiye ekonomik olarak uçacak" dediniz, uçmadı, işsizlik rakamları her geçen gün büyüyor...
Yenikapı daha kalabalıktı...
Eee..
Sonra ne oldu?
Yenikapı'daki birlik ve berâberliği devam ettirmekten yalnızca size biat etmeyi anladığınız gün gibi ortada... Muhalefete, itiraza, tenkide tahammülünüz yok... İstiyorsunuz ki herkes "kabültü heptü" desin...
Kemâl Kılıçdaroğlu Ankara'dan İstanbul'a yürüdü. Başta pek inanmadınız yürüyeceğine ama inandı ve yürüdü... Elinde bir 'adâlet' yazısıyla Ankara'dan İstanbul'a kadar yürüdü, 69 yaşındaydı... Siz ne yaptınız? Önce ayakkabılarını dile doladınız, ne yapacaktı takunya ile mi yürüyecekti?! Neymiş, karavanda kalmış, nerede kalacaktı? Asfaltın üzerinde mi yatacaktı?
Maltepe Meydanı'nda 85 bin kişi varmış, yok 175 bin kişiymiş, yok yok fazla oldu bu 55 bin kişi ya varmış ya yokmuş, meydan boş kalmış, yürüyüş fiyaskoymuş...
Kılıçdaroğlu, Maltepe Meydanı'na vardığında kendisini yalnızca eşi hanımefendi, oğlu ve gelini bile karşılamış olsaydı büyük ve önemli bir iş yaptı. "Adâlet" dedi ve yüzlerce kilometre yürüdü... Adâlet hepimizin dininin direği değil miydi? Hz. Ömer, "Camiyi yık, adâleti yıkma" demiyor muydu? Başörtüsüne üniversitede özgürlük isterken, adâlet isterken hep birlikte yollarda değil miydik? Hep birlikte yürümedik mi? Hep birlikte "el ele" kilometrelerce sıralanmadık mı yollarda?
Şimdi neden bu hazımsızlık?
Yenikapı daha kalabalıktı...
Eee..
Sonra ne oldu?
Yenikapı'da millet vardı... AKP'lisiyle, CHP'lisiyle, MHP'lisiyle, BBP'lisiyle her siyasî ve sosyal ve kültürel kesimden, kadınından, erkeğinden, yaşlısından, gencinden, çocuğundan her yaş grubundan, her türlü gelir grubundan millet vardı Yenikapı'da. Yani darbeye karşı tek yumruktu Türk milleti Yenikapı'da... Bir iki ay ağzınızdan Türk kelimesi eksik olmadı, sonra yine 'bu millet'e dönüşüverdi Türk milleti.
Maltepe'de ise siz yoktunuz ama yalnızca adâlet isteyenler vardı...
Kaç kişi olduğunun gerçekten bir önemi yok...
Fakat siz de biliyorsunuz ki o meydanda milyonlar vardı...