İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Meclis'te yaptığı konuşmada e-operasyonu gündeme getirdi.
Erdoğan'ın Libya açıklamalarını eleştiren Yasin Öztürk, "Bakınız, çukur öyle derin ki bu bilgiyi veren gazetecilerin internet üzerinde kayıtlı bütün hesapları yasadışı bir şekilde ele geçiriliyor" ifadelerini kullandı.
"Libya şehidiyle ilgili verdikleri bilgiler siliniyor, özel şifreleri, dosyaları arşivleniyor ve yazarların kendi hesaplarına erişimleri bile engelleniyor" diyen İYİ Partili Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
"Gazetecilerin görevi, kamuoyunu bilgilendirmektir, Hükûmetin ülke güvenliğini tehlikeye atan dış politikadaki yanlışlarının üstünü kapatmak değildir. Siz her yanlışınızda arkanızda duran yandaşlarınız sayesinde kandırılabilirsiniz, kanabilirsiniz. Ama bu ülkede şehide “Birkaç tane.” dediğinizde alkışlamayacak, değersiz ve ruhsuz tavrınızı kutsamayacak gerçek gazeteciler de var ve bu gazetecilerin de iftira atmamak kaydıyla yazdığı haberlerin, kişisel verilerinin, düşüncelerinin güvencesini sağlamak görevi de sizindir."
Yasin Öztürk'ün TBMM Genel Kurulun'daki açıklamalarının tamamı şu şekilde:
"İDLİB GÜVENLİ DEĞİL İDLİB’DE İŞ BİRLİĞİ YAPTIKLARIN DA"
"Ordumuz İdlib’de. Neden İdlib’deyiz? Suriye rejimi nedeniyle zarar görmüş sivillerin göç dalgasına engel olmak, sınırımızda güvenli bir bölge inşa ederek o insanları oraya yerleştirmek ve asıl önemlisi, ülkemizin sınır güvenliğini korumak için. Güvenliği, sözde güven duyduğumuz ülkelerle iş birliği içerisinde sağlamaya çalışıyoruz; sözde iş birliği yaptığımız Rusya… İdlib’den hemen her gün şehit haberleri geliyor. İdlib, Türkiye açısından güvenli bir bölge midir? Sadece bugün yaptığı açıklama bile Rusya’nın İdlib konusundaki samimiyetinin göstergesi. Sayın Cumhurbaşkanı 5 Mart tarihinde 4’lü bir zirve gündemi belirleyedursun, Kremlin “Şu anda 4’lü bir Suriye zirvesi üzerinde çalışmıyoruz.” diyor.
İdlib güvenli değil Sayın Erdoğan, İdlib’de iş birliği yaptıkların da!
Sayın Cumhurbaşkanına soruyorlar: “İdlib'de insani dram var. 300 bin Suriyeli Türkiye sınırına doğru ilerliyor. Fakat Rusya ile Libya meselesinde farklı görüşte olmamız İdlib'deki bu insani dramı tetiklemiş olabilir mi?”
Cumhurbaşkanı cevap veriyor: "İdlib'de veya Suriye'de bizim Rusya’yla olan mutabakatımız ve gayretlerimiz, müşterek gayretlerimiz çok daha farklı. Libya’da özellikle Sayın Putin'le yaptığımız mutabakatta biz burada sivil asla öldürülmesine fırsat vermeyeceğiz ama ne yazık ki rejim burada sivil katliamını devam ettiriyor."
"BU ÜLKEDE GERÇEK GAZETECİLER DE VAR!"
"Sputnik Haber Ajansına göre Libya’da 16 şehidimiz var. Sputnik, Rusya’nın haber kanalı. Sayın Cumhurbaşkanına göre ise, Libya’da birkaç tane şehit var ve şehitler tepesi hiç boş kalmayacak. Bugün yaptığı açıklamaya göre ise 2 şehidimiz var.
Diyeceğimiz o ki, Libya da güvenli değil Sayın Erdoğan, Libya’da iş birliği yaptıkların da!
Sayın Cumhurbaşkanına soruyoruz: Libya’da ne olduğunu neden öğrenemiyoruz? Bakınız, çukur öyle derin ki bu bilgiyi veren gazetecilerin internet üzerinde kayıtlı bütün hesapları yasadışı bir şekilde ele geçiriliyor. Libya şehidiyle ilgili verdikleri bilgiler siliniyor, özel şifreleri, dosyaları arşivleniyor ve yazarların kendi hesaplarına erişimleri bile engelleniyor. Gazetecilerin görevi, kamuoyunu bilgilendirmektir, Hükûmetin ülke güvenliğini tehlikeye atan dış politikadaki yanlışlarının üstünü kapatmak değildir.
Siz her yanlışınızda arkanızda duran yandaşlarınızın sayesinde kandırılabilirsiniz, kanabilirsiniz. Ama bu ülkede şehide “Birkaç tane.” dediğinizde alkışlamayacak, değersiz ve ruhsuz tavrınızı kutsamayacak gerçek gazeteciler de var ve bu gazetecilerin de iftira atmamak kaydıyla yazdığı haberlerin, kişisel verilerinin, düşüncelerinin güvencesini sağlamak görevi de sizindir."
"İBRET OLSUN DİYE ELBET BİR GÜN…"
"Eğer bir haber ülke güvenliğini tehdit ediyorsa yapılacak işlem bellidir: Yasal süreç işler, dava açarsınız, yayın yasağı koyarsınız, habere erişim yasağı getirirsiniz. Basın Kanunu ve Türk Ceza Kanunu bu konuda size fazlasıyla yetki veriyor. Ancak, Libya’da yaptığınız yanlışın sonuçlarına şehit analarının gizlice katlanmasını istemenizi haber yapmak, ülke güvenliğini tehdit etmek değildir. Sizin yaptığınız yanlışlar sonucu şehit olan askerlerimiz, sizin üstünü kapatmak sorunda olduğunuz, hesap veremeyeceğiniz sırrınız olabilir ama bu ne şehit anasının sırrıdır ne de Türkiye Cumhuriyeti’nin.
Gazetecilerin yaptığı olsa olsa hırsınızın vatana verdiği ve vereceği zararlar konusunda vatandaşı uyarmaktır. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. “Muhalefetin söylemleri beni ilgilendirmiyor. Beni muhalefet mi yargılayacak?” diyorsunuz ya, sakladığınız, korktuğunuz her şey bir gün ortaya çıkacak, işte o zaman sizi milletin kendisi sandıkta yargılayacak. Tarihçilerimiz, Ak Parti’si hükûmetlerinin yanlışlarla dolu dış politikasını ibret olsun diye elbet bir gün yazacaktır."