Yeniçağ Gazetesi bu manşetle çıktı
Gazetemizin 1. sayfasını okumak için tıklayınız
Türkiye,‘kara para ve suç ülkesi’ yaftasından kurtulmalı
Uluslararası Organize Suçlara Karşı Küresel Girişim Kurumu raporuna göre Türkiye’nin küresel organize suç örgütleri açısından ‘yükselen ülke’ konumunda geldiğini belirten CHP’li Erdoğan Toprak, iktidarı bu tehlikeleri göz ardı etmeden acil önlemleri almaya çağırdı.
MAFYA, suç örgütleri, uyuşturucu ticareti gibi kavramlar artık Türkiye için hiç yabancı değil. Son aylarda sokaklarda yaşanan çete savaşları güvenlik zafiyetini tartışmaya açarken uluslararası suç örgütlerinin kanlı hesaplaşması dikkatleri Türkiye’ye çevirdi.
Interpol’ün dünya genelinde kırmızı bültenle aradığı suç örgütü baronlarının hemen hemen her gün birinin Türkiye’de yakalanması uluslararası kurumların raporlarına bile yansır hale geldi.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, gelenek haline getirdiği Haftalık Değerlendirme Raporu'nda bu konuya dikkat çekti.
Son alarak Interpol tarafından kırmızı ve mavi bültenle aranan üç uluslararası suç örgütü liderinin daha İstanbul’da yakalandığını hatırlatan Toprak, bu kişilerin yine 400-450 bin dolara gayrimenkul alımı yoluyla T.C. vatandaşı olduklarının ortaya çıktığını vurguları.
Raporunda, “İstanbul’daki özel okula çöken tefeci örgütünün velilerin okul yönetimine verdikleri senetleri bile velilerden tehdit yoluyla tahsile giriştikleri açığa çıktı. Bir yandan da yüz milyonlarca Türk Lirası ya da dolara varan ponzi veya kripto para dolandırıcılığı, sanal bahis örgütleriyle ilgili haberler yer alıyor” bilgisini paylaşan CHP’li Toprak, şunları kaydetti:
“Yakalanan kartel liderleri, ele geçirilen silah ve uyuşturucular, tefecilerden elde edilen senet-çeklerin tutarları milyarlarca dolara ulaşıyor. Tüm bunlar, yasa dışı suç örgütlerinin yönettiği parasal trafiğin, dönen varlıkların Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) raporunda gündeme getirdiği 50 milyar dolarlık tutarın kat kat üzerinde olduğunu gösteriyor.
Nitekim Uluslararası Organize Suçlara Karşı Küresel Girişim Kurumu’nun açıkladığı raporda Türkiye, küresel organize suç örgütleri açısından ‘yükselen ülke’ konumunda değerlendiriliyor.”
Söz konusu raporda; Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında Rus mafyasının yeni yerleşim ve faaliyet alanı olarak Türkiye’yi seçtiğine yönelik bilgi olduğunu vurgulayan Toprak, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin lojistik ulaşım kanalları, limanları, coğrafi konumu, ticari düzenlemelerin boşlukları, bankacılık sisteminin uluslararası transfer bağlantılarına sunduğu fırsatlar açısından Rus mafyasının adaptasyonuna olanak sağladığı belirtiliyor.
Savaş nedeniyle çok sayıda Rus hacker, bilişimci ve programcının ülkeden ayrılarak Türkiye’de kurdukları ortaklıklarla siber suçlar alanında faaliyete giriştiklerine dikkat çekiliyor. Bu yolla on milyonlarca yeni kimliğin ele geçirilerek sanal dolandırıcılık pazarına akıtıldığı ileri sürülüyor.
Türkiye için İkinci Dünya Savaşı sırasında tüm hasım suç örgütlerinin üslendiği Kazablanka benzetmesi yapılarak küresel organize suç örgütlerinin Türkiye’ye akın ettiği, sorunun ulusal güvenlik meselesine dönüşebileceği uyarısına yer veriliyor.”
İktidarı bu tehlikeleri göz ardı etmeden acil önlemleri almaya çağıran Toprak, “Gayrimenkul ya da bankaya döviz hesabı açarak belirli süre tutma karşılığında vatandaşlık satışına son verilmelidir. Emniyet, istihbarat, güvenlik birimleri ve uluslararası istihbarat örgütleriyle iş birliği yaparak ülkenin bu kirli yapılardan arındırılması için hızla harekete geçilmelidir. Türkiye, ‘kara para ve suç ülkesi’ yaftasından kurtarılmalıdır” uyarısı yaptı.
Haftalık Değerlendirme Raporu’nda ekonomiye ilişkin bilgilere de yer veren CHP’li Toprak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistiklerine göre, 8 Aralık haftasında toplam rezervlerin 141 milyar 374 milyon dolara ulaştığını belirtti.
“Ekonomi yönetimi tarafından ‘tüm zamanların en yüksek rezerv tutarı’ olarak nitelendirilen bu artışlar için bankalara döviz karşılığı düşük faizli TL likidite temin edilerek ödünç rezerv biriktiriliyor” değerlendirmesinde bulunan Toprak, şunları kaydetti:
“Körfez ülkelerindeki ‘para bulma’ turları yanında; Londra, New York piyasalarında, IMF-Dünya Bankası Genel Kurullarında arayışlar sürdü. Bu arayışların tek amacı, dış piyasalarda güven oluşturarak acil döviz sağlamak.
7 aydır bu amaca ulaşılamayınca şimdi içeriden döviz teminine hız verildiği anlaşılıyor. Bunun için MB, politika faizi üzerinden bankalara TL finansman sağlamak yerine, MB’ye döviz getirip karşılığında TL talep eden bankalara kısa vadeli swap işlemiyle düşük faizli TL kaynak sağlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonla mücadelede faziletli döneme geçildiğini vurgulamasına karşılık, para politikalarından sonuç alınmasının zaman aldığını dile getirerek örtülü şekilde memnuniyetsizliğini ifade etti. Bu ekonomi yönetiminde uyarı olarak algılandı ve paniğe yol açtı. O yüzden 7 aydır gelmeyen dış kaynak yerine, içeride bankalardan döviz teminine hız verildi.
Mevcut uygulamada normal yollarla MB’den açık piyasa işlemleriyle TL kaynak sağlayan bankalar, MB’ye yüzde 40 politika faizi ödüyor. MB’ye döviz getirip swap işlemiyle karşılığında TL finansman sağlayan bankalarsa politika faizinin 7 puan altında yüzde 33 TL faizi ödüyor. MB, bankalardan ‘ödünç döviz’ toplayarak rezervlerini artırıp tüm zamanların rezerv rekorunun kırıldığı algısını yayıyor.
Kamu ve özel bankaların son dönemde yurt dışından kredi teminine hız vermelerinin gerisinde MB’ye ‘ödünç rezerv’ planı yatıyor. Ziraat Bankası, geçen hafta Deutsche Bank’tan 1 milyar 75 milyon euro kredi çekti. Rasyonele dönüş söylemine karşılık arka kapı yöntemleriyle kısa sürede rezerv artışı algısı yaratmak, dövizde ve kurda Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) daha yıkıcı etkilere yol açabilir. MB rezervleri bankalardan ödünç dövizle kâğıt üzerinde rekor kırsa da küresel piyasalarda inandırıcı bulunmadığı için kaynak gelmiyor. Aranan dış finansman bulunamıyor.”
Naci DEMİRAN