Yeniçağ Gazetesi bu manşetle çıktı
Gazetemizin 1. sayfasını okumak için tıklayınız
İhracat hedefleri için döviz kuru gerçekçi olmalı
‘Kur şu kadar’ olmalı söylemini tehlikeli bulduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, “Dövizin 30 lira olduğu yerde, ‘40-45 lira olsun’ demek çok ciddi bir zıplama anlamına geliyor. Hızlı artış da hızlı iniş de sizi çarpar. Gerçekçi, istikrarlı, enflasyonla korelasyon içinde bir kur olmalı” dedi.
İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, gazetecilere yaptığı açıklamada, ekonomide öne çıkan konulara ve iş dünyasının beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Daha evvel kredilere erişimle ilgili sıkıntı olduğunu anımsatan Avdagiç, şimdi kredi maliyetlerinin yüksekliğinin konuşulduğunu söyledi.
"Şunu da iş dünyası olarak çok net biliyoruz ki enflasyonda arzu edilen aşağı doğru bir eğilim ortaya çıkmadıkça, kredi faizlerinin geriye düşmesinin, hem Türkiye hem dünya ekonomi realiteleri anlamında bir karşılığı yok” diyen Avdagiç, “Enflasyonu çok hızlı şekilde tek haneye indirmemiz lazım. Tek haneye indikten sonra da kalıcı olması hatta daha aşağı inmesi lazım. Yüzde 9-9,5 bile şu an yüksek bir oran" değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyonla mücadelede en büyük riskin dış faktörler olduğuna işaret eden Avdagiç, şunları kaydetti: "Rusya-Ukrayna Savaşı nereye evrilecek? İsrail'in bu saldırgan tutumu ne kadar daha devam edecek? Buna bağlı olarak Kızıldeniz'deki süreç nereye evrilecek? Yaklaşan ABD seçimleri önemli. Petrol fiyatları, doğal gaz fiyatları... Türkiye açısından bundan sonra enflasyon hedefinin sapmasına neden olabilecek en önemli riskler dışsal riskler olabilir. Kızıldeniz konusunun mesela Türkiye'ye avantajları var, dezavantajları var ama bunun etkileri, bu olayın satın alması nasıl olacak? Burada belirsizlik var, taşlar yerine oturmadı."
Değerlendirmesinde iş dünyasının en acil çözüm beklediği konulara da değinen Avdagiç, şöyle devam etti:
"En önemli konu, Türkiye'nin ihracatla ilgili hedeflere ulaşma konusunda asla takılmaması lazım. Bunun için en önemli konulardan biri, kurun gerçekçi olması. Burada kurun yükselmesi veya düşmesini söylemiyorum. Bize göre kurun gerçekçi olmasının en önemli göstergesi, enflasyon artışıyla kur artışı arasındaki korelasyonun bozulmaması.
2023 yılına diyelim ki dolarda 19 lirayla başladık yaklaşık 29 lirayla bitirdik ama bu yıl içinde kabaca demek ki her ay 0,9 liralık bir artış var. Aritmetik olarak ama öyle olmadı. Dolar 5-6 ay 19 lirada gitti sonra çok hızlı 27-28'e çıktı. Daha evvelki dönemlerde de aynı bu şekilde hızlı çıkışlar oldu. Dolayısıyla hâlâ bizim genlerimizde dövizin ani değişikliklerine karşı bir savunma mekanizması var iş dünyasında.
Bu beklentinin ortadan kalkması çok önemli, çünkü buna bağlı olarak insanlar tasarruflarını daha çok TL'de değerlendirecekler. Bizim şu anda beklentimiz makul ve dengeli bir kur artışı. Burada ağırlıklı olarak belki her zaman enflasyon yüzde 40 ise kur yüzde 40 olmasa bile yüzde 36 arttığı zaman korelasyon bozulmamış demektir. Biz bu çizgideyiz. Bana göre 'kur şu kadar' olmalı söylemi tehlikeli.
Dövizin 30 lira olduğu yerde, 40-45 lira olsun demek çok ciddi bir zıplama anlamına geliyor. Hızlı artış da hızlı iniş de sizi çarpar. Bu nedenle biz gerçekçi, istikrarlı, enflasyonla korelasyon içinde bir kur olmasını istiyoruz. Biz hiçbir zaman rakam telaffuz etmiyoruz, bunun doğru olduğunu da düşünmüyorum."
İş dünyasının acil çözüm beklediği ikinci konunun ise ithalatın cazip hale getirilmemesi olduğuna dikkati çeken Avdagiç, ihracatın dengeli büyümeye devam etmesi, ithalatın makul bir şekilde yatay seyirde olması hatta gerilemeye devam etmesi için ihracatın ithalatı karşılama oranının sürekli bir şekilde yüzde 80'in üzerine çıkarılması gerektiğini söyledi.
(AA)