Yeniçağ Gazetesi'nin 1. sayfası (03 Haziran 2024)

Yeniçağ Gazetesi'nin 1. sayfası (03 Haziran 2024)

Yeniçağ Gazetesi bugün "Ekonomideki kumarın kaybedeni halk olur!" başlığıyla çıktı.

Yeniçağ Gazetesi bu manşetle çıktı.

pazartesi-1-sayfa.jpg

Gazetemizin 1. sayfasını okumak için tıklayınız

Mehmet Şimşek’in Büyük Kumarı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, büyük umutlarla göreve geldi.
Tam 10 ay boyunca ülke ülke dolaştı ve yaklaşık 52 bin km havada tur attı. İlk aşamada Körfez ülkelerinden 50-60 milyar dolar beklediğini açıkladı, ancak o para gelmedi.

Daha sonra Londra’ya gitti ve oradan da beklenen para gelmedi. Amerika’ya gitti, oradaki yatırımcıları da ikna edemedi. Onlar da gelmedi. Tam 10 ayı doldurduğunda artık herkesin umudu kırılmıştı ve Mehmet Şimşek’in para getirmeyeceğine inanmaya başlamıştık.

İşte o noktada Mehmet Şimşek strateji değiştirdi. Çünkü ne yaparsa yapsın, ne anlatırsa anlatsın, yabancıları ikna edemiyordu.
Yabancı derken kurumsal fonlar, kurumsal yatırımcılar, dahası Türkiye’ye doğrudan yatırım yapacak şirketler yani fabrikalar kurup işletmeler açacak şirketler. Mehmet Şimşek ne kadar bu insanlara garantiler verdiyse de ikna olmadılar çünkü Türkiye’nin sorunu büyüktü.
Türkiye’de bir hukuk problemi var, Türkiye’de bir kurumsallık sorunu var. Tüm bu sorunları aşmak için ülkenin ciddi yapısal reformlar yapması gerekiyor. Bu yapısal reformları yapacak bir siyasi irade ortada yok.

Mehmet Şimşek gerçekle yüzleşince bu defa büyük kumara yöneldi. Kumarın adı carry trade. Yani faizi yüzde 50’de tutacaksın, bununla birlikte doları yükseltmeyeceksin, aylarca aynı kalacak ve yurtdışından insanlar kredi çekip gelip Türkiye’de parasını faize yatıracak. 3 ay, 4 ay sonra da tekrar düşük kurdan doları alacak, cebine kârını koyup gidecek. Türkiye yıllarca bunu yaptı, özellikle Türkiye Japon ev hanımları arasında çok meşhurdu bir dönem. Japon ev hanımları %0,5 faizli banka kredisi çekip Türkiye’ye getirip tahvil ve mevduat yapıyorlardı. Öyle ki bu işten zengin olan ev kadınları vardı. Japonya’da şirketler kurulmuştu, sırf ev hanımlarına Türk piyasasından para kazanmasını sağlayacak sistemi sunan.

Yıllar sonra Türkiye, Mehmet Şimşek’in girişimiyle Japon ev hanımlarına bu kapıyı bir kez daha açtı. Merkez Bankası, yerel seçimlerden bu yana dövizi adeta ölümüne savunuyor, yükselmesine izin vermiyor. Enflasyon aylık %6 çıkıyor, dolar %2 yükseliyor. Sonunda Japon ev hanımları ikna oldu, doların artmayacağını gördü ve Türkiye’ye, dahası Türk tahvillerine yatırım yapmaya başladılar. Şimdi diyeceksiniz ki; Ne güzel, sonuçta Türkiye’ye para geliyor. Bakın, Merkez Bankası -60 milyar dolardan artıya geçti. Hatta Merkez Bankası dolar almasaydı, dolar 20 liraya bile düşerdi. Bunu sadece halk değil, Mehmet Şimşek de söylüyor. Fakat bir şeyi unutuyorlar: Bu tehlikeli bir kumar, sonunda ülkenin kaybetme riski çok yüksek. Evet,carry trade ile Türkiye’ye para girişi var, hem de çılgınca. Ama asıl sorun bu para Türkiye’de ne kadar kalacak ve giderken nasıl gidecek. Bu para en fazla Türkiye’de 3-4 ay kalır, giderken kârını da dolarını da cebine koyup gider.

Peki, Mehmet Şimşek bunu bilmiyor mu? Elbette biliyor. Dedim ya, Mehmet Şimşek bu kumarı neden oynadığını da biliyor. Bakan Şimşek, Türkiye’ye döviz sokarak Merkez Bankası’nın görünümünü düzeltiyor, güven sağlamaya çalışıyor. Hani dedi ya, yerel halkı ikna etmek. Aslında bu operasyonu yerel halkı ikna etmek için yapıyor. Halk, doların yükselmeyeceğini görecek, kur korumalı başta olmak üzere yastık altındaki ve kasadaki dolarını Türk Lirası mevduatına dönecek. İşte o zaman Türkiye’nin dolarizasyon sorunu ortadan kalkacak. Dolarizasyon sorunu ortadan kalkınca döviz kaynaklı enflasyon da bitecek

Bunu başarabilecek mi? Şu anda kısmen başarmış görünüyor ancak Türkiye’de bir enflasyon gerçeği var. Siz ne kadar mücadele ederseniz edin, bu kronikleşmiş enflasyonu öyle 3 ayda 4 ayda düşüremezsiniz. Bu nedenle enflasyonun yükseldiği bir ülkede siz döviz fiyatlarını düşük tutamazsınız. Bu kumarı aslında damat Albayrak da oynamıştı, sonunda kaybetmişti. Aslında kaybeden Albayrak değil, bizler yani Türkiye oldu.

Doları aylardır tutan ekonomi yönetimi, Türkiye’yi yeniden ithal ürünler cenneti haline getirmeye başladı. İnsanlar Türkiye’deki tatili pahalı bulup yurtdışına yönelmeye başladı. Öyle ki Nisan ayında Türkiye’ye gelen turist sayısı %9 artarken, Türkiye’den yurtdışına giden turist sayısı %20 arttı. Birçok ürün yeniden ucuz hale geldi. Sanayici homurdanmaya başladı, turizmci ağlıyor.
Tüm bunlara rağmen Mehmet Şimşek başta olmak üzere bazı kurtarıcılar gülüyor çünkü Türkiye’ye dolar geliyor. Bakalım sonu ne olacak ama pek hayırlı olmayacağını söyleyebilirim.

pazartesi-5-sayfa.jpg