Yeniçağ Gazetesi'nin bugünkü manşeti...
Gazetemizi okumak için tıklayınız...
“2500 LİRA İLE GEÇİNİRKEN, 12500 İLE GEÇİNEMİYORUZ”
Nazillideki emekliler "pazarcıları denetleyin" diye devlete çağrıda bulunuyor ve eskiyi özlediklerini dile getiriyor, bugüne de isyan ediyorlar: Pazarı manavi kasabı unuttuk. Aileler artık neredeyse gramla alıyor. Beslenemiyoruz. Torunlarımıza bile harçlık veremiyoruz.
Türkiye’nin hemen her bölgesinden emekliden işçiye, esnafa kadar ekonomik buhranın getirdiği satın alma gücünün dibe vurmasından kaynaklanan isyan sesleri yükseliyor. Dar gelirli kesim içinde en dipte bulunan emekliler ise, 2 bin 500 lira ile geçindikleri eski günlerini aradıklarını açık seçik dile getiriyorlar.
Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira ile hem ev kirası, hem çarşı pazar alışverişini yapmaya çalışan emekli kesim hem isyan ediyor, hem de geceleri uykuları kaçarak hesap uzmanlarına taş çıkartacak kadar, en ince noktasına kadar yaptıkları hesapla hayatta kalmaya çalışıyorlar. Nazilli'de yaşayan emekli vatandaş, "Geçinmeye çalışıyoruz. İdareli şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Yarım kilo fasulye aldığımızda onu 2-3 gün yiyoruz. Öyle ettir, yoğurttur, süttür, onlar idareli, hep pahalı. Kurbandan kurbana et yiyoruz" dedi.
Nazilli'de yaşayan emekliler hayat pahalılığından dert yanarak geçinemediklerini ifade etti. Emekliler yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattı:"13 bin 700 lira alıyorum, geçinemiyorum her şey pahalı. Hiçbir şey alamıyorum. Etin kilosu 600 lira. Bir ekmek 10 lira. Nasıl geçineceksin. Aldığımız maaşla kahvede bir arkadaşımıza çay bile ısmarlayamıyoruz. Eskiden olsa 10 tane ısmarlardık. Şimdi bir tane çay ısmarlayamıyoruz. Geçinmek gerçekten zor. Paranın değeri kalmadı. Eskiden iki buçuk lira ile geçiniyorduk. Şimdi 12 bin 500 ile geçinemiyoruz. Et alamıyoruz ayda senede bir kere et alabilirsek ne mutlu. Bir kilo et 600 lira. Benim 6 tane nüfusum var. Ben sabahleyin 8 tane ekmek alıyorum. Ben nasıl et alayım. Sütü kilosu 30 lira 40 lira. Memlekete söylüyoruz bize oradan peynirimizi çökelek yağ gönderiyorlar. Öyle geçinebiliyoruz. Devletten istediğimiz odur ki şu pazarcıların bir denetimi yapılsın. Bu pazarcılar bire alıyorlar beşe satıyorlar. Bize de ona göre bir aylık bağlasınlar başka bir şey istemiyoruz."
Bir başka emekli de eleştirisini şöyle dile getirdi: "3 bin liralık ev kirasını 13 bin lira yaptılar. Emekli maaşı yetmiyor. Ben yalnız yaşıyorum geçinemiyorum. Ben 14 bin lira emekli maaşı alıyorum. Yalnız yaşadığım halde bana bile yetmiyor. Eski durum geri gelsin. Çiftçilerimiz çalışsın, pamuklar ekilsin, fabrikalar açılsın. Daha iyi olmaz mı? Alacaklarımı pazardan marketten alıyorum pişirip yiyorum. Peynir alamıyoruz kısıtlı alıyorum. Evim şu anda kira, Nazilli'de 8 bin liradan aşağıya kira yok."
"21 bin lira emekli maaşı alıyorum. Bugünkü şartlarda yetmiyor. Yapacağımız bir şey yok. Pazarı manavı kasabı unuttuk. Aileler artık neredeyse gramla alıyor. Beslenemiyoruz. Torunlarımıza bile harçlık veremiyoruz.
“YARIM KİLO FASULYEYİ 2-3 GÜN YİYORUZ”
Geçinmeye çalışıyoruz. İdareli şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Örneklemek gerekirse, yarım kilo fasulye aldığımızda onu 2-3 gün yiyoruz. Öyle ettir yoğurttur, süttür, onlar idareli hep pahalı. Kurbandan kurbana et. Çocuklar gelirse biraz alıp hazırlayabiliyoruz. Onların gönlünü alalım diye. Öbür türlü çok zor. Eskiden et kıyma evimizden eksik olmazdı. Kurbandan kurbana ona da küçük bir koyun alıyorsun. Çocuklar gelecek torunlar gelecek diye. Borçla harçla öyle idare ediyoruz. Bizim şimdi sütler yoğurtlar, peynirler, etler, kıymalar yememiz lazım. Kemik erimemesi için o da yok."
Diğer bir emekli ise "Hayat şartları zor. Bu pahalılık da geçinmem zor. Ben emekliyim kirada oturuyorum. 8 bin lira kira veriyorum. Aldığım 17 bin 18 bin lira para. Çocuklarım yardımcı oluyor. Onlar da yardımcı olmaz ise hayat zor. Ben bir sene önce Aydın Büyükşehir Belediyesi'nin satış mağazasına gittim 1 kilo kıyma aldım. Ondan sonra gitmedim. Çocuklar yardıma oldu kurbanda et kestiler onlar verdi. Tam beslenemiyoruz. Peynir de yumurta da alıyoruz ama her gün yiyemiyoruz. Pazara gidiyorsun 700-800 lira bunun içinde eti yok. Yoğurt yok kıyma yok. Zeytinyağı alıyorum ama gel de bana sor."
“HAYATIMDAN MEMNUNUM DİYEN YALAN SÖYLER”
Metin Miroğlu: "Allah tarafından emekli olacağım. Türkiye'nin sonu felakettir. Aynı zamanda ben çiftçiyim. Eskiden 200-300 tane koyun vardı. Şimdi 20-30 tane koyun kaldı. Yemin torbası 2 sene önce 30 liraydı. Şu anda 550 lira. Saman tonu 3 bin 500-4 bin lira oldu. Ne vatandaş et yiyebiliyor, ne de biz ürünlerimizi satabiliyoruz. Emeğimiz boşa gidiyor. Allah insanlara yardımcı olsun. Şu anda Türkiye altında buz var. Üzerinde sabun var. Türkiye'de sabunun üstünde geziyor. Gün gelecek kendimiz ürettiğimiz halde et yiyemeyeceğiz. Şu anda 'hayatımdan memnunum' diyen yalan söyler. Parası olan da mutlu değil, parası olmayan da mutlu değil. Bugünkü hükümet kendini toplaması lazım. Halkını kazanması lazım.
"Her şey meydanda. Hiçbir şeye yetişemiyoruz. Evimiz kendimizin olduğu halde. 15 bin lira emekli maaşı alıyorum. Ben küçük bir ilçede yaşıyorum. Kasaba gitmeyi unutacaksın. Hiçbir şey yetişemiyoruz ki. Bugün kasaba gitmemişken gücümüz yetmiyor. Pazara çıktık mı bin liradan aşağı gelmiyor. Beslenemiyoruz ama besleniyoruz diyoruz."