Yeniçağ Gazetesi'nin bugünkü manşeti...
Gazetemizi okumak için tıklayınız...
"İŞÇİ İŞVEREN GİBİ DEVLET DE FEDAKARLIK YAPMALI'
AKP iktidarının yeni asgari ücretle birlikte 2025'de işveren prim desteğini imalat sektörü hariç 5 puandan 4 puana düşürecek olması diğer sektörlerdeki işverenleri isyan ettirdi. TESK Başkanı Palandöken'in yanı sıra, Diyarbakır'dan da hem sanayiciler hem esnaf odaları "Devletin de fedakarlık da bulunması için" çağrıda bulundu.
Yeni yılla birlikte imalat sektörü dışındaki işverenlere istihdamda sigorta prim desteğinin 5 puandan 4 puana indirilmesi özellikle küçük ve orta boy (KOBİ) işletmelerini isyan ettirdi. Hem Batı bölgelerinden hem Doğu'dan KOBİ’ler seslerini yükseltmeye başladı. Gözler bu hafta sonu açıklanacak asgari ücrete çevrilirken Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu da yeni asgari ücretin 24-25 bin bandında belirlenmesi durumunda işverenin maliyetinin 50 bin lirayı bulacağına dikkat çekerek "Devletin mutlaka fedakarlık yapması gerekiyor" diye konuştu.
Geçen hafta da TESK Başkanı Bendevi Palandöken de her yıl asgari ücretle birlikte sigorta primlerinin arttığını hatırlatarak, işverenlere yönelik prim desteğinin de bu ölçüde yükseltilmesi gerektiğini söylemişti. Diyarbakır'daki iş dünyası temsilcileri, iktidara hem işçi hem de işverenin desteklenmesi için çağrı yaptı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (DTSO) Mehmet Kaya, özel sektöre kredi kapısının açılması gerektiğini belirterek "Bunlar yapılmadan sadece asgari ücret üzerinde rakamsal konuşmak ne işçiyi ne de işvereni memnun eder" dedi. DTSO Başkanı Mehmet Kaya ve DESOP Başkanı Alican Ebedinoğlu, bu hafta açıklanacak asgari ücretle ilgili iş veren ve işçiye yaptırılan fedakarlığın yanı sıra devletin de fedakarlık da bulunması için çağrıda bulundular. DTSO Başkanı Mehmet Kaya, bölgesel asgari ücrete karşı olduklarını böyle bir uygulamanın Doğu'dan Batıya göçü hızlandıracağını söyledi. Başkan Kaya Türkiye'deki asgari ücretin tamamen satın alma gücünden çok, rakamsal olarak tartışılır hale geldiğini söyledi.
Bu durumun hem asgari ücretle çalışanları hem işverenleri rahatsız ettiğini ifade eden Kaya, "Çünkü işverenler de asgari ücretin maliyetinin üretimine yansımasıyla ilgili doğru bir hesaplama yapamıyor. Tabii ki asgari ücretle çalışan insanlar da özellikle kendisine dokunan enflasyonla ilgili doğru bir ayarlama yapılmadığı için yani yük sek enflasyonun asgari ücrete oranının daha yüksek olduğunu hissettiği için, asgari ücrete hangi rakamı söylersek söyle- yelim memnuniyetsizlik olduğunu göre- biliyoruz. Türkiye'de asgari ücret tanımının, özel sektörde normal ücrette dönüştürme zorunluluğu var. Avrupa Birliği'nde ortalama asgari ücret çalışanların oranı yüzde 4-5 iken, bizde ise neredeyse yüzde 50. Bu yüzde 50 kesiminin yüzde 80'i özel sektörde çalışıyor" dedi. Asgari ücretin özel sektörle ilgili bir süreç olduğunu aktaran Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ama dönüp tartışmaya ve tespite baktığınız zaman hesaplamanın doğru olduğunu göremiyorsunuz. Beklentimiz bir kaç adımın birlikte atılması gerekiyor. Biz bölgesel asgari ücrete net olarak karşıyız Asgari ücretlinin gerçekten de ücretinin yaşanabilir konumlara getirilmesi, özellikle desteklenen bölgeler yani teşvikte 5'inci, 6'ncı bölge diye ifade ettiğimiz ki emek yoğunluklu sektör zamanla buraya taşınıyor. Artık batı illerinde, büyükşehirlerde emek yoğunluklu sektörde asgari ücretle yaşam olanağı neredeyse ortadan kalkmış bir durumda. Emek yoğun sektör buraya taşınıyorken, bu bölgelerde asgari ücretin üzerindeki vergi ve devlet payının tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor."