Yeniçağ Gazetesi bugün bu başlıkla çıktı (23 Kasım 2024)

Yeniçağ Gazetesi bugün bu başlıkla çıktı (23 Kasım 2024)

Yeniçağ Gazetesi'nin bugünkü 1. sayfası

Hırsıza hırsız dediğim için karşınızdayım

Hakkında 11 yıl 8 ay hapis ve siyasi yasak istenen Kılıçdaroğlu, hakime, “Karşınıza ‘Hırsızlıktan, yetim hakkını zimmete geçirmekten , ’Vatana ihanetten’ çıkmadığım için mutluyum” dedi.

Dokunulmazlığı kalktığı için yıllar sonra Erdoğan’a hakaretten yargıç karşısına çıkan Kılıçdaroğu, “İşlenen suçları tarihe not düşmek için buradayım. Karşınıza ‘Vatana ihanetten’ çıkmadım. ‘Hırsıza hırsız’ dediğim için çıktım. Atatürk'e ‘Ayyaş’ diyen Erdoğan ülkemiz, devletimiz, birliğimiz ve geleceğimiz için bir tehdit ve tehlikedir” dedi.

CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret suçlamasıyla dün Ankara Adliyesi’nde hakim karşısına çıktı. Kılıçdaroğlu, "Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" suçundan Mersin Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı beş ayrı dosyanın birleştirildiği dava kapsamında Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde savunma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis cezası ve siyasi yasağı istenen Kılıçdaroğlu’na destek vermek için CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP milletvekilleri, Saadet Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, annesi Saniye Ateş ve ablası Selma Ateş de adliyeye geldi.

2016’da kabul edilen iddianame Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığını kalkmasıyla başlamıştı.
Kılıçdaroğlu savunmasına "Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye çıkmamın nedeni Erdoğan'a ‘Başçalan, Hırsız ve Başhırsız’ demiş olmamdır" diyerek başladı.

Kılıçdaroğlu sözlerini "Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim. Öncelikle ispatlarla sabit olan bu gerçekleri dile getirdiğim için hiçbir pişmanlığımın olmadığını söylemek isterim. Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, ‘Rüşvet suçundan’ çıkmadım. Ne mutlu ki bana, ‘yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız’ olarak karşınıza çıkmadım ve yine ne mutlu ki bana Sayın Yargıç, karşınıza ‘Vatana ihanetten’ de çıkmadım. Karşınıza Sayın Yargıç, ‘Hırsıza hırsız’ dediğim için çıktım. Sizlerin ve aziz milletimin huzurunda ve tarih önünde tekrar söylüyorum; ‘oğlum evdeki paraları sıfırladın mı’ diyen adam hırsızdır. ‘Bir tek yüzüğüm var, zengin olursam bilin ki çalmışımdır’ diyen adam zengin olmuş ise Sayın Yargıç, buradan tekrar söylüyorum başçalandır, hırsızdır.” diye sürdürdü.

Savunmasında devlette ve sonrasında siyasette aldığı görevleri tek tek sıralayan Kılıçdaroğlu “Bütün görevlerim süresince çok büyük bütçeler yönettim. 10 binlerce memura amirlik yaptım. Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim. Çeteler, baronlar ve mafyalar hep karşımda olmuştur. Tarih kadar uzun bir yolculuktan geldim Sayın Yargıç. 68 Kuşağında Denizlere, Mahirlere ve Hüseyinlere yoldaşlık ettim. İdamlara tanıklık ettim. Daha sonraları anladım ki, sağdan ve soldan idam edilenlerin aslında aynı hedefte yürüyen kardeşler olduğunu. Düşmanlarımızın ise tek olduğunu. Aslında, bu ülkeyi bölmek ve bizleri kendilerine köle yapmak için amansızca çalışan emperyalistlerdi bizim tek düşmanımız.” ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu “Sayın Yargıç bu anlatacaklarımın dava konusu ile ne alakası var demeyin. Bakın yolsuzluk ve hırsızlık, ülkenin başına ne işler açıyor. Yaptığı hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle mal varlığının hesabını veremeyenler, egemen güçler tarafından teslim alınırlar. Ve bu sonuçta o ülke için felaketlerin kapısını aralar. Bakınız, Büyük Ortadoğu Projesi’nin 2. fazına geçildi. 85 milyon vatandaşımıza sesleniyorum; Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk aşaması şudur; rüşvet ve yolsuzluk yoluyla zenginleştirdikleri, teröre ve uluslararası suç teşkil edecek işlere girmesini sağladıkları, ülkeyi toprak tavizleri vermek zorunda bırakacak kadar borçlandıracak 'Tek Adam' rejimi kurmaktı. Ve en önemlisi; ülkedeki bütün güçleri ‘Teslim alabilecekleri’ bir tek adamda birleştirmekti. İlk faz tamamlandı. Teslim aldıkları ve bütün güçleri üzerinde birleştirdikleri 'Tek adam ve Saray rejimi'ni kurdular. Yolsuzluklar karşısında suskun kalamayız. Beni en iyi devleti soyanlar tanır. Çünkü onlar beni susturmak için yedi sülalemi araştırdılar. Sayın Yargıç; siyaset kurumu devleti soymanın bir aracı değildir. Siyaset halka hizmet etmektir.” değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Hatırlayın, çıkarlarımız gereği kabul etmediğimiz ilk tekliflerinde Trump , Erdoğan’a ne dedi? ‘Mal varlığını araştırırım’, teslim alınmış ve bütün yetkileri elinde bulunduran ‘saray’ ne yaptı? İstediklerini derhal yerine getirdi. ‘Bu can bu bedende olduğu sürece o papazı vermem’ diyen Erdoğan, ne oldu da bir anda çark etti? Sayın Yargıç, Erdoğan ailesinin mal varlığı dolayısıyla dönemin ve şimdinin ABD başkanı Trump tarafından tehdit edildiğini ve Erdoğan'ın bu tehdide hemen boyun eğdiğini sadece biz değil bütün dünya biliyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölme ve parçalama projesinin 2. aşaması başlıyor. Bakınız, BOP’un 2. Aşaması sürecinde Türkiye alenen bir sığınmacı deposu haline getirilmiştir? Ne acıdır ki para uğruna Türkiye’ye 'Geri Kabul Anlaşması' imzalatılmıştır. Sayın Yargıç unutmayın, bir ülkeyi bölmek için önce o ülkeyi sığınmacı nüfus olarak büyütüp, ekonomik olarak küçültürseniz, yani yoksulluğu yaygınlaştırırsanız emperyal güçlerin ekmeğine yağ sürer ve emellerine hizmet etmiş olursunuz. Borçlanıyor ve borcumuzu ödeyemez hale geliyoruz. Bunun ekonomi bilimindeki en basit karşılığı şudur; ’Para alan, emir alır.’ Ödeyecek paranız yoksa elinizdeki toprakları vermek zorunda kalırsınız. Kısa, öz ve direkt söylüyorum. Erdoğan, Kıbrıs ve Ege’de taviz ve toprak verecek. Kendisi daha ilk yıllarında dahi bu amacını dile şöyle dile getirmişti. Hatırlayın, ‘Gerekirse Kıbrıs'tan bir kısım toprak da verilebilir’ diyen Erdoğan, ‘Emir komuta merkezim isterse Papaz elbisesi giyerim’ diyen Erdoğan, ‘Hem laik hem Müslüman olunmaz’ diyen Erdoğan, ‘Valilere çukurlar eşilirken, dokunmayın talimatını ben verdim’ diyen Erdoğan, ‘Ne istediler de vermedik, bitsin bu hasret dön gel’ diyen Erdoğan, kurucu irademiz ve liderlerimize, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ‘Ayyaş’ diyen Erdoğan. Dolayısıyla Erdoğan; ülkemiz, devletimiz, birliğimiz ve geleceğimiz için bir tehdit ve tehlikedir.”

Kılıçdaroğlu savunmasını şöyle tamamladı: “Şunu herkes bilsin ki; 100 yıl sonra bir kere daha söylüyoruz, ne bu devleti ne de bu milleti ‘Köhne Bizans'ın Yıldız Burcunda oturan baykuş’ özentilerine bırakmayacağız. Ve buradan milyonlar adına sesleniyorum, başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün kuvvacı kahramanlara selam olsun, selam olsun, devletin bekası-milletin selahiyeti için canını hiçbir zaman sakınmamış bütün vatanseverlere, Atatürk ve Cumhuriyet'e bağlılık yemini ettiği için ihraç edilen genç teğmenlere, yurt dışına çıkmış ama geri döneceklerine inandığım 300 bin gencimize, ulusal kurtuluşumuza, güzel ve aydınlık günlere selam olsun. Yaşasın Türkiye, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.''

Esra TOKAT/ANKA

manset-1.jpg