Yeniçağ Gazetesi bugün bu başlıkla çıktı

Yeniçağ Gazetesi bugün bu başlıkla çıktı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, " Devriniz bitti Erdoğan. İstesen de istemesen de, mutlu yarınları kalkınmış, zengin ve mutlu bir Türkiye'yi konuşuyor. O güzel yarınlarda sen yoksun. Sen ve iktidarın, tarih kitabında keyifsiz bölümde olacaksınız" diyerek şunları söyledi:

* Kendisi bana ''ahlak yoksunu'' demişti. Hızını alamayıp dün de artık suyumuzun kaynadığını söyleyip beni ve sizleri tehdit etti. Bitlere fısıldayan adamı durdurabilene aşk olsun.

* Kendisi bir kez bile, "Ben 83 milyonu fakirleştirdim; bari bu yıl, maaşıma zam yapmayayım." demedi.

* Kendisi, bir kez bile, "Millet işsizlikten kırılıyor.  Bari şu 5 maaş alanların, maaşını keseyim." demedi.

* Kendisi, bir kez bile, "Hem ekonomiyi batırdım, hem de, 500 milyon dolarlık uçakla geziyorum.  Böyle olmaz, ayıptır." demedi.

* "Asrın hatası" Sayın Erdoğan, şimdi de şuursuzca çıkmış; "Biz ekonominin kitabını yazdık" diyor. El hak doğru… Şimdiye kadar, ekonominin nasıl yönetileceğine dair, binlerce kitap yazıldı. Ama, ekonominin nasıl batırılacağına dair, hiçbir kitap yazılmamıştı. Onu yazmak da, sana nasip oldu Sayın Erdoğan. Haydi hayırlı olsun…  Literatürdeki bu büyük boşluğu doldurduğun için, seni tebrik ediyorum.

* Bileğinin hakkıyla sınav kazananları değil, dayısının kartıyla sınav kazananları işe sokarak;  Liyakatsizliğin, haksızlığın ve hukuksuzluğun kitabını yazdınız.

* 3 liralık işi, 33 liraya yaptırarak, Yandaşı zengin etmenin,  Devletin ve milletin, malına çökmenin kitabını yazdınız.

* Dış politikada, 1 alıp 3 vererek, aynı anda bütün ülkelerle kavga ederek, 100 yıllık düşmanları bile, Türkiye''ye karşı birleştirmenin kitabını yazdınız. Mesela; 10 yılda, 10 milyon sığınmacıyı sınırlardan içeri alarak, nüfus mühendisliğinin kitabını yazdınız.

* Her sene, eğitimde reform naraları atıp,  Millî Eğitim Sistemi''ni, kevgire çevirmenin kitabını yazdınız.

* Millî irade diyerek çıktığınız yolda, bir kişinin iradesi dışında, hiçbir irade tanımayarak; Devletin işleyişini, kurumlarını ve geleneklerini, yerle yeksan etmenin kitabını yazdınız.

* Sayın Erdoğan; siz öyle şeylerin kitabını yazdınız ki, inan kütüphanelere sığmaz… Ama artık, devriniz bitti. İstesen de istemesen de, milletimiz artık, mutlu yarınları konuşuyor. Kalkınmış, zengin ve mutlu bir Türkiye''yi konuşuyor.

Ve o güzel yarınlarda, sen yoksun. Sen ve devri iktidarın, tarih kitaplarındaki, keyifsiz bir bölümden başka bir şey olamayacak. Bu gerçeği, artık kabul et.  Milletin kutlu iradesinden gelen, bu kesin kararı inkar ettikçe, hem kendine, hem de ülkemize zarar veriyorsun. Artık, gerçeklerle yüzleşmenin zamanı, geldi de çattı. Senin artık, Türkiye''ye verecek bir şeyin, milletimize edecek tek bir sözün bile kalmadı. 

* 3 yılda, Türk Lirası''nı pul ettin. Faizi ve enflasyonu yeniden hortlattın. Bu saatten sonra çıkıp;  "İstikrar için bana oy verin" diyecek hâlin yok. Hiçbir sözünü yerine getirmedin.

* Bu saatten sonra çıkıp; 3600 ek gösterge için,  EYT''lilerin dertlerini çözmek için, Öğretmen atamaları için, oy isteyecek hâlin yok.

* Her gün, yeni bir kadın cinayeti işleniyor. Onları koruyacak İstanbul Sözleşmesi''ni, uygulatmayı beceremediğin yetmezmiş gibi, bir de utanmadan, yırtıp attın. Bu saatten sonra çıkıp; kadınları yaşatmak için, oy isteyecek hâlin yok.

* Türkiye''yi, yolsuzlukta bir dünya markası yaptın.

* Milletin anasına sövenleri, ihale manyağı ettin.

* Beş para etmez adamlara, beş maaş bağladın. Bu saatten sonra çıkıp;  "Yolsuzluğu bitirmek için, bana oy verin" diyecek hâlin yok.

*  Yargının üzerine çökmek için, yapmadığın kalmadı. Memlekette, haksızlık, hukuksuzluk almış başını gidiyor. Bu saatten sonra çıkıp;  "Adalet için bana oy verin." diyecek halin de yok.

İşte, tam da bu nedenle; artık milletinin karşısına çıkıp, hesap verecek yüzün olmadığı için, sıkıştıkça, dönüp bize sarıyorsun. Teşkilatların, dertli esnafın, kapısının önünden geçemediği için, bizim ziyaretlerimize, adam yolluyorsun. Ama olmuyor. Kimse bu rezilliklere prim vermiyor. İşte o nedenle, İYİ Parti, her geçen gün büyürken, sen, tıpış tıpış gidiyorsun. Ez cümle, Sayın Erdoğan; Sen artık, Türkiye''nin geleceğinde yoksun, maalesef henüz farkında değilsin… Değerli dava arkadaşlarım;  Bizim, artık siyaseten var olmayan bir adamın, fiktif gündemleriyle, kaybedecek zamanımız yok.

O, istediği kadar hedef göstersin, biz dün de korkmadık, bugün de korkmayacağız. O, istediği kadar tehdit etsin, biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. O, istediği kötülüğü yapsın, istediği hakareti etsin, istediği iftirayı atsın; biz, milletimizle buluşmaktan vazgeçmeyeceğiz.

* Hayal kırıklığına uğrayan insanlarımızdan bir ses yükseliyor. Esnaftan, çiftçiden, emekliden, öğrenciden, Kadınlardan, gençlerden, Topyekûn milletimizden bir ses yükseliyor. Milletimiz, bu beceriksiz yönetime, "Artık yeter" diyor.

*Son 16 yılda; 4,2 milyon hektar tarım arazimiz, tarım dışına çıktı. Yani, Konya''nın tarım arazisine eşdeğer bir alanı kaybettik.

* Tarımın millî gelire katkısı, 70 milyar dolardan, 48 milyar dolara düştü. Litresi 1,1 lira olan mazot, 8 katına çıktı.

* Tonu 237 lira olan üre gübresi, 38 katına çıktı. Süt ve besi yeminin kilosu, 6 katına çıktı. Kanunda, "en az yüzde 1" olarak taahhüt edilen, tarım desteği oranı, yarı yarıya düştü.

* Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de, bütün akarsu ve derelere, HES yapılmasına müsaade edildiği için, çiftçimizin tarlasını sulaması, baraj sahibinin inisiyatifine kaldı.

* Hatta bir DEDAŞ yetkilisi, "Borçlu olan çiftçiler, boşuna ekim yapmasınlar. cBiz onlara elektrik vermeyeceğiz." diyecek kadar ileri gitti. Ama iktidarın çıtı çıkmadı. Bütün bu anlattığım trajik tabloya, sadece bakmakla yetinen, Tarım Bakanı ise, saçma sapan açıklamalarına devam etti.