Yeni Siyaset Sözlüğü
Millet: Parti başkanı.
Millet vekili: Parti başkanı vekili.
Demokrasi: Millet vekili adaylarının parti başkanları tarafından seçildiği sistem.
Millet vekili seçimi: Parti başkanlarının seçtiklerini vatandaşın seçmiş gibi yapması.
Siyasi parti: Parti başkanlarının tek seçici olduğu siyasi örgüt.
Millî irade: İktidardaki parti başkanının iradesi.
Devlet: 1. Hükûmete bağlı makamlar. 2. Hükûmetle ilgisi olmayan makamlar.
Tek millet: Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut...
Tek devlet: Belediye başkanını, parti başkanının; eşbaşkanı, terör örgütünün seçtiği devlet.
Resmî dil: Resmî televizyonda kullanılan diller.
Kanun: 1. Otomatik parmaklarla yazılan mevzuat. 2. Ülke dışında yazılan mevzuat. 3. Güçsüzlere ve arkası olmayanlara işleyen, arkası olanlara ve terör yaratan isyancılara işlemeyen mevzuat.
İstikrar: 1. Her gün polis panzerlerine taş ve molotof kokteyli atılması, dükkân ve mağaza vitrinlerinin kırılıp dökülmesi. 2. Beyaz camdan her akşam aynı sesin aynı tonda yükselmesi ve aynı tonda alçalması.
Başbakanlık: 1. Terörden ve cam çerçeve indirilmesinden şikâyet etme makamı. 2. Henüz hüküm giymemiş zanlılardan “çete, mafya” kelimeleriyle bahsedebilme özgürlüğü.
Masumiyet karinesi: Yöneticileri kapsamayan hukuk ilkesi.
Müebbet mahkûmiyet: 1. Örgütü yönetebilme özgürlük ve güvencesi. 2. Devletle görüşme, müzakere etme imtiyazı.
Müebbet mahkûm avukatı: Örgüt liderinin mesajlarını örgüte ulaştıran kurye.
Cemaat: Siyaset yapma ve okullar açıp mürit yetiştirme özgürlüğü olan tarikat.
Cemaat önderi: Papazlardan ve CİA ajanlarından referans alan vaiz.
Laiklik: Vaiz üslûbuyla, Kur’an kavramlarıyla siyasi nutuk irat etme.
Dindarlık: Dinin ahlâk, insan olma, ilim öğrenme gibi esas hükümlerini bir yana bırakıp ayrıntılarla uğraşma.
Nezaket: “Hadi gene yırttın, niçin bu işe Fransız kalıyorsun, şerefsiz” gibi sözlerin kullanılması.
Tevazu: “Bunu da biz yaptık, biz yaparız, bizim yaptıklarımıza senin hayalin yetişmez” tarzında konuşma.
Siyasi vaat: Sekiz yıl önce durdurulup yarım bırakılmış raylı sistemi unutup yeni raylı sistemler sözü verme.
Yolsuzlukla mücadele: 1. Yol yokluğu ile mücadele edip yeni yollar açma. 2. Cep doldurmanın eski yollarını terk edip yeni yollar bulma.
Yeni yol: Deprem, sel gibi bir tabii afet olmaksızın, ortadan ikiye bölünen yol.
Ulaşım başarısı: Denizi geçip karada boğulmak.
Belediye başarısı: 1. İmar planlarını sürekli olarak yenileme. 2. Oy alınan ilçelere hizmet götürme, oy alınmayanlara eziyet etme başarısı. 3. Kömür, makarna, patates, bulgur dağıtma. 4. Şehirleri görüntü kirliliği örnekleriyle doldurma. 5. Kanunsuz yapılara önce izin, sonra tapu verme.
Not: Yukarıdaki açıklamalar tamamen mizahi açıklamalardır. Yazılanların bugünkü Türkiye ile, gerçeklerle ve siyaset bilimiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu notu özellikle yeni sözlük hazırlama niyetinde olanlar için yazıyorum. Yanılıp da söz konusu maddeleri yukarıdaki tanımlarla sözlüklerine koymasınlar. Olur a, birisi siyaset bilimi terimleri sözlüğü yazmaya kalkışır ve bu yazıdaki terimleri kullanır. Şimdiden uyarayım, dedim.