Yeni kayyımlar neye işaret?
Hakkâri Belediyesi’ne kayyım tayini tartışılıyor. PKK/DEM Parti’den seçilen belediye başkanı 19 yıl 6 ay ceza aldı ve hapishaneye konuldu.
R. T. Erdoğan, önceki gün “8. Anadolu Medya Ödülleri” töreninde yaptığı konuşmasında yeni kayyımların geleceği işaretini verdi:
“Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi dağdaki eli kanlı teröristlerin tünel kazarak belediyelere sızmasına göz yummaz. (...) Türkiye, sözde siyasetçilerin terör örgütüne ayakçılık ve kuryelik yaptığı utanç verici hadiselere şahit olmuştur. Milletimizin hafızasında derin izler bırakan bu acı olayların tekrarlanmasını hiçbirimiz istemeyiz, buna izin de vermeyiz.
Terörle arasına mesafe koymadan hatta sırtını terör örgütüne yaslayarak siyaset yapılamayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Muhalefet partileri koro hâlinde bilindik ezberleri tekrarlamak yerine terör siyaset ilişkisini sorgulamalı, Kandil güdümlü siyasetin Türk demokrasisine verdiği zararların ortadan kaldırılmasına odaklanmalıdır. İllâ bir tepki gösterilecekse hukuk çerçevesinde uygulanan idarî tedbirlere değil Kandil'in belediyelere çökme girişimlerine göstermelidir.”
Türkiye’de siyasîlerimiz, ellerine silah alan kim varsa ona karşı ortak tavır göstermedikçe Türkiye’nin huzurundan bahsedemeyiz.
Maalesef, bölücü/yıkıcılarla masaya oturulursa, onların argümanlarıyla konuşulursa ve hatta bazı partilerin ellerine silah alanların siyasette uzantısı oldukları biline biline o partilerle ortaklığa gidilirse; geçmişte silahlı sol/komünist örgütler kuranlardan “kurtarıcı” gibi bahsedilir, her seferinde kahraman gösterilirse, Türkiye’nin düze çıkması hayal olur; engebelerde tepelenir dururuz.
İktidar partisi Ak Parti, yeni yeni silkelendi, kendine geldi. Son mahallî seçimde, iktidardan umudu kesenlerin naçar oy vererek, birinci sıraya çıkardığı CHP, yan yan PKK’nın tartışmasız destekçisi, bizatihi PKK’nın kendisi siyasî partiyi el üstünde tutmak, o partiyi temize çıkarmak için olmadık manevralar yapması, halkın gözünden kaçacağını mı sanıyorlar?!
Türkiye’nin bu çıkmazında, Ak Parti dışında bir partiye şiddetle ihtiyaç duyuldu, insanların gözü kapalı oy vereceği bir partinin, kendisini solun da soluna çekerek, “terörist” bilinenleri hasretle anmasının, PKK’yla bütünleşmiş bir partiye gülücükler dağıtmasının halkın mizanında tartılacağını nasıl bilmez, anlamıyorum.
Hâlbuki, kendi çıkarları yüzünden halk yokluk, yoksulluk içindeyken Ak Parti’nin tamamen çökmesi lâzımdı. Bir düşünsünler neden çökmedi ve neden hâlâ oyları yükseklerde?
***
Saray’daki zat, “düşman”ı gördü. Öncesinde “düşman” maalesef baş tacıydı. Seçimlerde bile, aklın almayacağı manevralar yapıldı. PKK’nın kurucusu binlerce insanın katlinin mesulünden sırf oy getirtsin diye mektup taşıttırıldı. Meydanlarda onun mektubu okutturuldu, çılgınca alkışlattırıldı. Yetmedi, ne alacağız ne vereceğiz, pazarlığı yapıldı.
İktidar, bundan böyle PKK’yı bitirmek için kesin tavır ortaya koyuyorsa, uzantılarının kıpırdamalarına da asla meydan vermemesi gerekiyor.
Kayyım meselesin özü bu. Ancak, görüntü bir keyfiliği de gösteriyor. Kimsenin itiraz edemeyeceği bir kanunî düzenleme gerekiyor. Kayyım getiriliyorsa, belediye meclisi de feshedilmelidir.
Birileri diyor ki, belediye başkanı görevden alındıysa, belediye meclisi yeni başkanı seçmeli... Belediye meclisi çokluğu yine aynı zihniyette değil mi?! Yine yıkıcılara/bölücülere kapı aralanacak.
***
Bu açıklamalardan sonra CHP ve DEM Parti bağlantıları üzerinde durmam ve tavrımı net ortaya koymam, kimilerini düşündürmüş olmalı. Bana itiraz eden bir mektubu vereceğim:
“Sizi anlamakta güçlük çekiyorum, hesapta demokrasiyi savunuyor görünüyorsunuz, milliyetçilik yapıyorsunuz. Sonra da böyle bir yazı kaleme alıyorsunuz. Neymiş efendim CHP, DEM Parti’nin kuyruğunda PKK’ya destek çıkıyormuş. Yok yahu! DEM Parti yasal bir parti değil mi? PKK’yı temsil ediyorsa ülkenin yargı organları tarafından kapatılır. Yok yasal bir parti ise uğradığı haksızlığın karşısında durmak da demokrasinin bir gereğidir. Adam seçimde aday oluyor yasal, belediye başkanı seçiliyor yasal. Ee! 10 sene önce açılmış ve sonuçlanmamış bir davayı bahane edip görevden alınıyor. Üstüne üstlük yerine belediye meclisinde seçilecek başkan yerine kayyım atama keyfiliği uygulanıyor. Bu keyfiliğin karşısında durunca anında PKK’lı olunuyor. 22 yıllık iktidar teröristlerle anlaşma yaparken, PKK’lıları Habur’dan törenle geçirirken, Osman Öcalan’ı ekrana çıkartırken PKK’lı olmuyor, CHP demokrasiyi savununca PKK’lı oluyor. Yok yaa!... Biraz doğruları yazın. Size yakışanı yazın... Yazık. Ben Kürt değilim. Kürtçülük yapanı da sevmem. Ama burası Atatürk'ün kurduğu demokratik laik bir hukuk devleti ise demokratik ve laik olurken hukuka da uyacağız.” (F.A.)
***
Yukarıda yazdıklarımla, sonra verdiğim mektup karşılaştırıldığında artılar ve eksiler ortaya çıkacaktır.